V | Vampire Wolf

1: Vampir kanı

☆ İlerleyen bölümler cinsel içerik, argo, küfür ve taciz içerir! Pofidik kalpli okuyuculara duyrulur..

Sevgili arkadaşlarım ilk bölümde kurguyu tam olarak anlayamamış olabilirsiniz bu yüzden lütfen diğer bölümleri de okuyarak bir şans vermenizi rica ediyorum.

♤

''Bu kolye sana çok yakışıyor neden hiç takmıyorsun?''

Genç kadın üzeri tozlanmaya yüz tutmuş mücevher kutusundan çıkardığı birkaç pahalı takıyı eline alarak oğluna uzattı. Kadının üstten bakan tavrından, biraz da ses tonundan kendini beğenmiş halleri rahatlıkla okunuyordu.

Güzeller güzeli oğlunu süslemek, en kaliteli kumaşlarla donatmak son zamanlarda kendinde takıntı haline gelmişti. Bir anne için oğlunun nadide bir parça gibi dillerden düşmüyor oluşu gururunu okşuyordu. İhtiyacı olmasa bile omegayı bu yüzyılda yaşamış biricik ve kendisinden bir tane daha bulunmayacak biri haline getirmek istiyordu. 

Niyeti onun soyunu özel kılmaktı.

''Boynumda neredeyse bir kilo yükle dolaşmak çok yorucu, istemiyorum.''

Omega, ne kadar reddetse de isteklerinin rafa kaldırılacağının bilinciyle suratını astı. Uzatılan pırlanta kolyeyi elinin tersiyle itti. Annesini kırmak ona günün sonunda acı verse de ailesine karşı başka nasıl davranacağını kestiremiyordu artık.

Son zamanlarda üzerindeki baskının artmasıyla daha fazla üzülüyordu. Hatta bu durum onun kızgınlık günlerinin şiddetini arttırıyor, vücudunda peyda eden dayanılmaz acılara ağlayarak son vermeyi umsa da ne yazık ki ona kulaklarını tıkayan insanlar her zamanki gibi bunu da görmezden gelmeyi tercih etmişti.

Yaşının aksine oldukça temiz bir görünüşe sahip olan kadın oğlunun dediklerini es geçerek bu sefer küçük adımlarla dolaba yöneldi. Omega ise annesi odasına paldır küldür daldığından beri yatağında sırt üstü uzanıyor, avizenin parlayan taşlarından dağılmış yansımasını seyrediyordu.

''Bunları bu hafta sonu yapılacak olan balo için hazırladım. Hepsini dene hangisi daha çok hoşuna gittiyse haber ver tadilatını yaptıralım.'' Geniş dolap kapağını sonuna kadar açtıktan sonra mavi işlemeli elbiseyi eline alarak omeganın daha fazla dikkatini çekme umuduyla yakınlaştırdı.

''Bu gayet hoş duruyor ne dersin? Hem Soobin sana mavinin yakıştığını söylemişti.''

Jungkook suratını iğrenti ile buruşturup şişirdiği yanakları ile sırtını son zamanlarda kuşların uğrak yeri olan penceresine çevirdi. Annesinin keskin çene hattı, kemikli yüz çizgileri ve göz kapaklarına muntazamca yedirilen koyu makyajı göremediği için bu sefer çekinmeden konuştu.

''O zaman kesinlikle onu giymeyeceğim!''

''İnsanları ne zamana kadar geri çevireceksin Jungkook?''

Neredeyse ikili arasında son bir aydır bitmek bilmeyen gerilim ilişkilerine büyük oranda zarar veriyordu. Birbirlerini anlamakta çok uzak oldukları için masum başlayan her sohbetin sonu mutlaka kavga ile bitiyordu ve bu artık rutin haline gelmişti.

Omega geniş odasında, ince gri geceliğinin içinde bile durmadan sıcakladığından yastık altında duran yelpazesini alıp az da olsa kendini serinletmeye çalıştı. Saten kumaş büktüğü bacağından kasık çizgisine kadar gerilemişti. Bu halde bile tenine değen rüzgar onu rahatlatmıyor, aksine ateşini daha da harlıyordu.