5: Mühür

202 34 4
                                    


(m)


''İçimde istiyorum..''

Bu iki kelimelik cümle benim için bardağı taşıran son damla olmuştu. Onu koltuk altlarında kavradığım gibi bedeninin sarsılarak yatağa düşmesini sağladım. Altımızdaki yatak hareketlerimizin sertliğinden birkaç saniye boyunca yaylanıp durdu. Ardından hiç beklemeden üzerimde ne kadar fazlalık varsa kurtulmuş, beni meraklı gözlerle izleyen omegama dönmüştüm.

Bacak içlerini yumuşak dokunuşlardan uzak ısırarak çekiştirmeye başlamam ile Jungkook kendini bana daha çok itmiş, neredeyse ellerimin her yerinde rahatlıkla dolaşmasını sağlayacak kadar bir bütün haline gelmemize sebep olmuştu.

Başka bir şeyle ilgilenmeme tahammül edemiyormuş gibi kavradığı parmaklarımdan birini az önce kendi doldurmaya çalıştığı deliğine yaklaştırdı. İstediği şey ile yüzümde serseri bir gülüş oluştu. ''Daha fazla dayanamıyorum Taehyung.'' dedi gözlerini gözlerimden çekmeden. İstediğini ona vermiş, parmaklarımın sıkı duvarları tarafından sarılmasına müsaade etmiştim.

Hoş bir duygu yayıldı içime.

Onun ise göz kapakları aldığı zevkin etkisiyle kapandı ve birkaç damla gözyaşını daha özgür bıraktı.

''Seninle ne zaman sevişsem, ah!'' Dakikalarca ezdiğim noktalar azgınlığımı körüklüyor, onu en gerçekçi haliyle hissetmek için yanıp tutuşan; altımda bir kalpten farksız saniyede bir atan aletimin, parmaklarım yerine doldurmak uğruna can çekişine beynim ket vuramıyordu. ''Kanatlanıp uçacakmış gibi hissediyorum. Akıl bırakmıyorsun adamda.''

Durmadan büktüğüm parmak boğumlarımın etkisi ile kıvranan Jungkook kendinden olabilirmiş gibi daha çok geçmişti. Söylediklerim ise hoşuna gitmiş olacak ki ''Bebeğim.'' dedi her yerinden cilve akan ses tonuyla. ''Bu Jungkook etkisi.''

''Potansiyelinin farkında olman beni çok korkutuyor.''

''O nedenmiş?''

Saçlarına asıldığım gibi sırtını göğsüm ile buluşturmuş, kulak memesini eziyetle dişleyip çekiştirmiştim. Ona karşı gücümü kullandığım ve merhamet etmediğim tek an bu andı. Bu sırada üçüncü parmağımı da içine yollamıştım. Jungkook, evdeki kişilerin onu duyma ihtimalini umursamadan gürültü ile bağırıp haylazca mırıldanıyordu.

Ellerinden biri boynuma çıkıp beni kendine daha çok bastırırken ''Bilmem'' demiştim. ''Beni aldatmazsın değil mi?''

O ise kıkırdayarak gülmüş ve beni daha çok delirttiğinden habersiz saçlarımı kurnazca okşamıştı. O deli aklından her ne geçiyorsa beni uçurumun kenarına sürüklediğinin gayet bilincindeydi.

''Hayır? Ama elini tutsan iyi olur. Bilirsin bana sahip olmak için pusuda bekleyen bir düzine-'' 

Bu yüzden daha fazla dayanamadım ve cümlesini tamamlayacağı kelimelerin ağzından dökülmesine müsaade etmedim. 

Üç parmağımın vuruşlarına yeteri kadar alışan ıslak deliğinin içine penisimi canını yakıp yakmayacağımı bir an bile düşünmeden gönderdim.

Jungkook oyunca bir tavırla inleyip ''Acıdı ama!'' demişti boşluğa doğru.

"Her zerreni bana ait kılmak istiyorum. Bu o kadar dayanılmaz ki" dedim kendimden geçerek. Neredeyse ağlayacaktım ve ilk defa bu kadar savunmasız hissediyordum. Onu hem tüketene kadar içmek hem de saçının tek bir teline zarar gelmemesinden emin olmak adına kundaklara sarmak istiyordum ve bu zıtlığın arasında sıkışıp kalmıştım.

Kısa bir an kendini geri çekip dudaklarıma uzandı. Islak ve dağınık bir öpücüğün içine çekilir çekilmez dilini hedef aldım. Üstesinden gelemediğim ıstırapları onun canına kast ederek susturmak istiyordum. Zavallı adamın tekiydim. 

O yanımda olmadan bağımlı insanlar gibi krize giriyor, elim ayağım titriyor ve son zamanlarda yaşadığım aksiliklerin etkisiyle bir kontrol manyağına dönüşüp her hareketini izlemek istiyordum. Kafamda kurmaktan bazen uykularım bölünüyordu ve onu delicesine özlüyordum. 

Korkularımı bırakıp ona istediğini vermediğim için yokluğu ile cezalandırılmayı hak eden zavallının tekiydim. Fakat yine de benden gitmesine asla izin veremeyeceğimi biliyordum içten içe. 

V | Vampire WolfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin