♤
Gece neredeyse sabaha varmak üzereydi.
Şehir tekrar canlılığına kavuşuyor, işlerinin başına geçmek üzere insanlar tek tek aceleyle sokağa dökülüyordu.
Saatlerdir tek bir kişiyi benliğini ele geçiren kaygılarla bekleyen omega ise artık yorgunluktan ve üzerine çöken uykusuzluktan dolayı ayaklanarak istemeye istemeye eve doğru adımlamaya başladı.
Genç Omega; Taehyung'un geleceğini, onu beklemesi gerektiğini yakın arkadaşından işittiğinden beri yerinden ayrılmamıştı ancak şimdi kendisini aptal gibi hissetmekten geri alamıyordu. En azından ona biriyle haber gönderemez miydi? Ya da belki de iyi olup olmadığını açıklayan ufak bir not bile bırakabilirdi ancak bunu yapmayı tercih etmemiş omegayı, bütün kuşkularıyla bir başına bırakmıştı.
Üstelik annesinin kendisi için bir aydır hazırlık yaptığı baloya da katılmamıştı. Bu yüzden aile üyeleri tarafından nasıl bir tepki ile karşılaşacağını bilmediğinden canı sıkılıyor, tüm hücrelerini büyük bir endişe dalgası yoklayıp duruyordu.
Bütün yolu büyük bir suskunluk, bir teslimiyet ve sakinlik ile yarıladı. Ara sıra okuldan arkadaşları onu durdurmuş kısa sohbetlerle oyalamıştı. Dün gecenin ne kadar eğlenceli geçtiği konusunda ağız dolu zırvalığı yapsalar da Jungkook onları kibarca geri çevirmiş ve yoluna devam etmişti.
Çoğu kişi onun bütün soylu özelliklerinin gerisinde bir insan olduğunu unutuyordu. Herkes çoğu zaman nasıl olduğunu sormak yerine gelecek planlarını merak ediyor ya da ne zaman evleneceği ile ilgili aslında kimseyi ilgilendirmeyen meseleleri, sırf o Jeon Jungkook olduğu için dillerden düşmeyen bir konu haline getiriyorlardı.
Omega dünden kalma, toza batmış kıyafetleri içindeyken ya da makyajını yapmamış, saçını şekle sokmamış haliyleyken bile etrafı büyülü bir zarafet ile çevrili olurdu. Beyaz teni, küçük gamzeleri, tatlı tavşan dişleri, kibar parmakları ve boyaya ihtiyaç duymayan etli pembe dudakları alfaların bakmaktan asla sıkılmadığı yegane güzellik kaynağıydı.
Onun kalbinin on beş yaşından beri tüm saflığı ile birine ait olduğunu bilmeyenler ne kadar şansını denediyseler de reddedilip kuyruklarını sıkıştırmaktan başka bir şey yapamamışlardı.
Çünkü Taehyung omegasının ısrarlarına rağmen kendisini ne kadar gizlemeye çalıştıysa da bazen ipleri elinden kaçırdığı, kıskançlık dalgasının ayak parmaklarına kadar büyük bir gürültüyle yayıldığı anlarda mantığını yitirip paramparça ettiği bedenleri omega aklına getirdikçe insanlara daha temkinli yaklaşma hissiyatına kapılıyordu.
Taehyung zamanla herkesin tanıyıp çekindiği kavgacı birine dönüşmüştü. Sanki varlığının altına hapsedilmiş hırçınlığı ve içten sıkışıp kalmış gücü daha çok kendini göstermeye başlamıştı. Omega bunu ne kadar kabul etmek istemese de çok nadir de olsa ondan çekinebiliyordu.
Jungkook evinin görüş açısına girmesiyle rahat bir soluk bırakarak hızını düşürdü. Biraz sonra sıcak bir duşa girip ardından yatağa atlama düşüncesi onu heyecanlandırsa da karnında başlayan sancılanmalar yüzünden yavaşlamak zorunda kaldı.
Fakat yavaşlamasının tek sebebi bu değildi.
Arkasında kendisiyle eş zamanlı olarak hızlanan, soluklanmak istediğinde aynı şekilde adım atmayan yabancı bir varlığın korkusuyla hayal görüp görmediğini teyit etmek amaçlı bir hızlanıp bir yavaşlıyordu.
Tam da tahmin ettiği gibi takip ediliyordu.
Sabahın bu saatinde yanına gelmeyip arkadan gizlice onu izleyen birinin kesinlikle iyi olmayan niyeti yüzünden etrafında kendisine eşlik edebilecek tanıdık bir yüz aradı ancak daha birkaç dakika önce yolda eksik olmayan, hatta peş peşe koşturan çocuklar bile birden bire ortadan kaybolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V | Vampire Wolf
FanfictionBu sıradan bir dönüşüm değil, kaderimizin birbirine bağlandığı bir yemin... Sahiden de bizi ancak ölüm ayırır sevgilim. Omegaverse Mpreg Angst değil