''Harabeye çevirdin kendini Jungkook..''
Jimin elini omzuma atıp hafifçe sarstığında, çekimser bir ifadeyle bakışlarımı ona çevirdim. Desteğine bir dost olarak minnettardım. Taehung'un arkasına bile bakmadan neredeyse kaçarcasına odamı terk ettiği saatleri anne ve babamın yanında, benim özellikle işkenceye maruz kalmamı istercesine yanız bırakmayışları yüzünden olanları atlatışım epey güç olmuştu. Bir yolunu bulur bulmaz Jimin'e haber verip gelmesini rica etmiştim; o da beni elbette kırmayıp destek olmuştu.
Kızaran ve şişmeye yüz tutmuş olan göz kapaklarımı birkaç kez ovuşturdum. Kendime eziyet ettiğimin farkındaydım elbette ancak farkında olmak üzülmeme engel olmaya yetmiyordu.
''Son zamanlarda bir haller var Taehyung'da Jimin. Değişiyor ve ben buna engel olamıyorum.'' dedim elimde ağırlaşmaya başlayan kitabı çantama atarken. Aslında niyetim yatağıma girip kokuşuncaya dek çıkmamak ve bu lanet hissi içimden söküp atmaktı ancak bazı gereksiz sorumluluklarım buna izin vermiyordu.
Jimin daha fazla hayal kırıklığına uğramamam adına ne kadar dik durmaya çalışsa da anında düşen ifadesini; iki kaşının ortasında beliren ince çatık çizgileri, içe çöken yanaklarını gizleyemedi. Derince birkaç nefes çekti ciğerlerine. Ellerini çenesinin altına yerleştirip uzandığı yerden beni süzmeye başladı dikkatle. ''Bunu ona sordun mu? Mantıklı bir açıklaması vardır bence.''
Kafamı sakince iki yana salladım. ''Sorun da bu zaten ya! Sormadığım müddetçe anlatmıyor, dökmüyor içini. Biz hiç böyle bir ilişki içerisinde olmadık; tamam Taehyung hep biraz içine kapanık yaşardı ama günün sonunda bir bir anlatırdı ne varsa. Şimdi ise betondan farkı yok. Bana iltifat etmekten başka o ağzını bıçak açmıyor.''
Pencereye doğru uzattım bakışlarımı. Dışarıda aynı tanıdık görüntüler, değişmeyen gölgeler usulca geziniyordu. Yaz sıcağının vermiş oluğu bir durgunluk hakimdi doğaya. Çok sevdiğim birinin yüzünü ezberler gibi ezberlemiştim pencereden görünen sokağı. Dalları neredeyse odama dek uzanan incir ağacını, geçen sene Taehyung ile birlikte inşa ettiğimiz üstü kapalı çardağı, her gün aynı saatte evimin önünden geçen tatlı karavanları bıraktığım yerde tekrar buldum.
Jimin dilini damağına çarpıp tok bir sesin aramızda yankılanmasına sebep oldu. ''Eğer anlatmıyorsa biz de öğrenmenin bir yolunu buluruz.'' Tek omzunu deli bir gülüş ile indirip kaldırdı.
''Nasıl ama?'' dedim kafamı kaşıyarak. Soğuk soğuk terliyordum bir yandan. Elimde olmadan açığa çıkan duyguların hüzün kokan yarası açıldıkça hastaymışım gibi hissettiriyordu. Kurdum da bundan nasibini alıyordu tabii.
Bu arada dolabın önüne geçip okul için uygun olabilecek bir şeyler aramaya başladım.
''Yoongi beni ne kadar seviyor öğrenmek için mükemmel bir zamanlama.'' Pis pis sırıtıp yüzünü yastığa gömdü. İçten içe ne kadar eğleniyorsa heyecanla ayaklarını bir ileri bir geri durmadan sallıyordu.
Ömrümde Jimin kadar nazenin, yumuşak huylu ama bir o kadar da asi karakterli biriyle daha karşılaşmadım. Öyle güçlü bir omegaydı ki, hayatı boyunca bir alfası olmasa ya da ruh eşiyle denk gelmese yolları yine de bunun üzüntüsünü duymazdı. Limon sarısı lepiska saçları, yeşil iri gözleri ve buğday teni ile enerjisini ona hatta yüze katlıyordu. Küçüklüğümden beri hep örnek aldığım o güçlü omega modeli olmuştu. Jimin ne kadar kabul etmese de, onun gibi cilveli birine kapılmayacak kişi zor bulunurdu.
''Pislik yapma Jimin.'' dedim az önce kast ettiklerini es geçerek. ''Çocuğu kullanmayacağız unut o işi.''
''Neresi kullanmak bunun pardon? Merak ettiğim birkaç soruyu cevaplamayacaksa ne anlamı kaldı bana olan aşkının.'' Ayaklanıp benim olduğum tarafa, gardırobun önünde durdu. Aslında işe yarayacak bir plan olabilirdi çünkü Yoongi'nin Jimin'e karşı inanılmaz bir düşkünlüğü vardı. Ancak Yoongi Jimin'n kendisine aylarca yüz vermeyip sırf bu meseleden dolayı iletişime geçtiğini anlarsa kalbi çok fena kırılırdı. Onun diğer alfalara göre biraz daha hassas ve ince ruhlu olduğunu hepimiz biliyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V | Vampire Wolf
FanfictionBu sıradan bir dönüşüm değil, kaderimizin birbirine bağlandığı bir yemin... Sahiden de bizi ancak ölüm ayırır sevgilim. Omegaverse Mpreg Angst değil