İnternetten derin bir araştırma yaparken Lisa elimden telefonumu aldı.
"Tamam yeter bu kadar"
Dedi
"Lisa biraz daha araştırmam gerek belki bir yol vardı-"
"Rose o kadar doktor var burda onların anlayamadığını internet mi anlayacak ?"
DediHaklı olmasına oflayarak sırtımı arkamdaki yastıklara yasladım.
"Düzelecek mi dersin ?"
Dedim
"Düzelir elbet, sonsuza kadar böyle olmayacak ya"
Dedi, odanın kapısı açıldığında abimi gördüm.
"Abi o nasıl ?"
Dedim merakla"Bence burda asıl merak etmen gereken kişi o değil, kendin"
Dedi, kaşlarım çatıldı.
"Neden ?"
Dedim
"Vücudun iflas etmek için hazır bekliyor. Sağlıklı beslenmiyorsun, düzgün uyumuyorsun, ilaçlarını doğru dürüst almıyorsun, canımı sıkmaya başladın Roseanne doktor kimliğimden çıkarak abi kimliğime bürünmeme ramak kaldı."
Dedi ciddi bir ifadeyleKafamı suçlulukla yere eğdim.
"Gerçekten o çocuğu kurtaramasaydık hayata mı küsecektin ? O uyanmadan önce bizimle konuşmuyordun bile! Annem ne kadar üzüldü haberin var mı ? Sırf seni her gördüğünde ağlıyor diye sen uyurken sürekli gelip seni şu camdan izleyip gitti"
Lisa'ya baktığımda onun da kafasının yere eğik olduğunu gördüm."Bu kadar önemli miydi o çocuk senin için, he ?!"
Dedi ama sesimi çıkarmadım. Cevabıma sinirlenip daha çok kızacaktı abimi biliyorum.
"Abi tamam Rose'nin de üstüne gitmeyelim"
Dedi, abim elleri arasına aldığı yüzünü ovaladıktan sonra derin bir nefes aldı."Peki, pekala"
Dedi sonra da önce Lisa'ya sonra bana baktı.
"Bundan sonra saatinde uyuyor yemek yiyor ve ilaçlarını içiyorsun"
Dedi abi kimliğine bürünerek, kafamla onu onayladım.
"Hayatını bir erkeğe de bu kadar bağlama"
Dedi onu da onayladım. Başka bir seçeneğim yoktu zaten•••••
Odamın kapısı hızla açıldığında o tarafa döndüm.
"Jaehyun yavaş"
Dedim
"Buldum Rose!"
Dedi heyecanla
"Neyi buldun ?"
Derken o çoktan sürgülü masayı önümüze çekip yanında getirdiği bilgisayarı çıkartmıştı.
"Sadece izle"
Diyerek cebinden çıkarttığı flaş belleği bilgisayara taktı.Ben ne yapmaya çalıştığını izlerken önüme bir görüntü düştü. O gecenin görüntüsünü...
"Jaehyun"
Diyerek şaşkınca bilgisayarı kendime doğru çekip dikkatlice baktım. Akşam olduğundan etraf çok net değildi ama yüzler seçilebiliyordu. Jimin'le ikimiz kaldırımdan kaldırıma bağırışıyorduk ama videonun sesi yoktu.Bir süre sonra Jimin'e koşmaya başladım ve yolun ortasında üzerime gelen ışıkla durup bana doğru gelen arabaya baktım. Tam o ânı kendime acı çektirmek istermişcesine gözümü dahi kırpmadan izledim. Jimin elindekileri aceleyle yere atarak bana doğru koşup beni arabanın önünden itiyor son hızda gelen araç Jimin'e vuruyor. Jimin önce arabanın üstüne doğru yuvarlanıp camına sertçe kafasını vuruyor ve camı kırıyor ardından ise yere düşerek yerde sertçe yuvarlanıyor.
Camı açılan arabada Yuju'nun gözüken yüzü çok net olduğundan dolu gözlerime rağmen gülümsedim.
"Jaehyun çok teşekkür ederim"
Ağlayarak ona sarıldığımda gülümsedi.
"Tamam anladık minnettarsın"
Diyerek benden ayrıldı ve gözlerimi sildi.
"Şimdi ne yapacaksın ?"
Dedim"Başkomiser Namjoon'la konuştum. Beni bekliyor flashı ona götüreceğim ardından Yuju tüm ülkede aranacak yakalanması çok sürmez zaten"
Dedi
"Dikkat et yağmur çok şiddetli yağıyor"
Dedim
"Merak etme, bilgisayarım burda kalsın ona iyi bak en sevdiğim bilgisayar"
Diyerek bana göz kırptığında göz devirmemek için kendimi zor tuttum."Aman senin malın da ne kadar değerli"
Dedim, Jaehyun gülerek işaret parmağının ucuyla burnuma vurduktan sonra bilgisayardan çıkarttığı flashı cebine koyarak ayaklandı.
"Kaçtım ben başkomiseri bekletmemek gerek"
Dedi odanın kapısına doğru giderken"Jaehyun..."
Durup bana döndüğünde gülümsedim.
"...kendini artık suçlu hissetme, sen gerçekten iyi bir insansın sadece çevren pisti"
Dedim, Jaehyun güldü.
"Hayır Rose benim vicdanım kolay kolay rahatlamaz ki artık amacım vicdanımı rahatlatmak değil iyi bir insan olmak"
DediGülümsediğimde o da güldü.
"Sen gerçekten çok iyi bir insansın, herşey için teşekkürler"
Dedim, gamzeleri görünecek bir şekilde güldükten sonra odadan çıktı. Gözlerimi dışarıda bardaktan boşalırmışcasına yağan yağmura çevirdiğimde içim içime sığmıyordu. Adalet yavaş yavaş yerine oturuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM -2-
FanfictionZamanında çok sevdiğim biri bana "Düşünce özgürlüğü bir insanın ölümü olabilir. Bu nedenle ölüm bir nefes kadar yakınımızda" demişti. Şimdi dönüp bakıyorum da asıl ölüm olan düşünce özgürlüğü değildi. Asıl ölüm ağzımızdan çıkanlardı, asıl ölüm hâl v...