0.7

100 11 15
                                    

"Jimin ne işin var senin burda ?!"
Gelen Taehyung yanımdaki Jimin'i kaldırdığında önüme döndüm. Direnemeyecek kadar yorulmuştum artık.
"Taehyung baksana canı yanıyor"
Dedi Jimin
"Tamam sen Jennie'nin yanına dön"
Dedi, Jimin'e bakmadım ama bana baktığını hissedebiliyordum.

Giden Jimin'in ardından Taehyung yanıma oturdu.
"Kameralar yağmur yüzünden bozulmuş...yine"
Dedi, sinirle güldüm.
"Sence bu tesadüf mü"
Dedim ama bu bir soru cümlesinden çokça uzaktı.
"Çok güzel kamufle olduğunun farkındasın değil mi ? Onun karşısında hiç şansın yok"
Dedi

"İlla ki bir açığını bulacağım"
Dedim
"Davandan vazgeçmemen ne hoş"
Diyerek ayağa kalktı.
"Taehyung"
Yanımıza gelen kahverengi saçlı kıza baktım.
"Jennie burda ne işin var ?"
Dedi Taehyung
"Jimin ağlayan bir kızı teselli ediyor diyince merak ettim"
Diyerek bana baktı kız

Ağlayan bir kız

Bir kız...

Artık Jimin için sadece bunlardan ibarettim.
"Sana bahsetmiştim ya hani, Rose işte"
Dedi Taehyung
"Haa, hatırladım. Jimin'in sevdiği kız"
Dedi Jennie, eskiye daldığımda içimde birşeyler hareketlendi. Bir zamanlar ben Jimin'in sevdiği kızdım o hâlâ benim sevdiğim adam ama ben artık onun için bir kızdım. Ağlayan bir kız

"Jimin yanlız başına hadi gidelim"
Dedi Jennie, ikisi de gittiğinde ben hâlâ yeri izliyordum.
"Ee abim getirmiş ya hırka"
Diyerek yanıma gelen Lisa'ya baktım. Elinde kırmızı bir hırka tutuyordu. Benim için zor olsa da üstümdeki Jimin kokan hırkayı çıkarıp Lisa'ya uzattım.
"Onu giyinmek istiyorum"
Dedim elindeki hırkaya uzanırken

Lisa kırmızı hırkayı bana verip diğerini elimden alırken şaşkındı.
"Ne fark eder ki ?"
Dedi
"Hırkayı sahibine verirsin"
Dediğimde anlamaz bakışları hâlâ sürüyordu ama daha fazla açıklamayla uğraşmadan ayağa kalktım.

•••••

Sabırla ameliyathanenin önünde beklerken geçen her saniyede çıldıracak gibi oluyordum. Kaç saat olmuştu ses seda yoktu. Kimse birşey söylemiyordu. Bir ânda ameliyathanenin kapısı açıldı. İçeriden koşarak çıkan hemşireyle ayaklandım.
"Neler oluyor ?"
Dedim

Hemşire kolunu tutan elimden kurtulup asansöre doğru koştu. İçimi bir korku sararken sakinleşmek için kendimi derin bir nefes almaya zorladım.
"Lisa ne oluyor ?"
Dedim, Lisa da benim gibi ayaklanmış etrafta neler döndüğünü anlamaya çalışıyordu.
"Bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığı bariz belli"
Dedi

Elimi göğsüme koyup kapının önünde beklerken abim koşar adım dışarı çıktı.
"Abi...abi ne oluyor ? Jaehyun iyi değil mi ?"
Dedim peşinden giderken, abim hızlı adımlarla asansöre binince bende binecekken eliyle beni durdurdu.
"Sadece sabırlı ol ve bekle"
Dedi ardından asansörün kapıları suratıma kapandı.

Sessiz koridorda yağmurun cama vuran sesi yankılanırken gözümden akan yaşı sildim. Dizlerimin üstüne çöktüğümde elimi boynuna doğru götürüp nefes almaya çalıştım. Eskiye kıyasla artık yağmurun beni boğduğunu hissediyordum. Ben artık eski ben değilmişim gibiydi...

"Ve Tanrı kadını yarattı
Diye başladı hayat
Islak topraktan başveren küçük bir filiz misali
Renk verdi dünyaya
Aşktı kadın
Güvendi, güçtü
Her şeye rağmen direnebilmekti hayata
Varoluşuydu sevginin, dokunuşun..."
Dolu gözlerimle yanıma eğilen Jimin'e doğru baktım.

"...Hayattı Kadın
Duyguların Tanrısıydı
Tuzlu gözyaşlarıydı hüzün
Kıvranışıydı aşkın zirvesi
Kalemimden akan her kelimeydi kadın.
Bendi, sendi, aşktı, bedendi..."
"Neydi bu şimdi ?"
Dedim, Jimin güldü.
"Kendimi kötü hissettiğimde hep şiirlere sığınırım. Bana her zaman çok iyi gelmiştir. Sana da Vareste Şaire'den en sevdiğim şiiri okudum"
Dedi, sevdiğim adamın yeni bir özelliğini daha öğrenmiştim

"Kız arkadaşımsan bunu nasıl bilmezsin ?"
Dediğinde gözümden bir damla yaş aktı.
"Ben çok kötü bir kız arkadaşım"
Dedim, Jimin gülümserken ben ağlıyordum.
"Yoo o kadar da kötü değilsin"
Dedi
"Ayrıca hani sapıktım ben ? Noldu da geldin yanıma!"
Dedim Jimin'e dönerek

"Telefonumda fotoğraflarımızı gördüm ve mesajlarımızı. Affedersinde uyanır uyanmaz dudaklarıma yapıştın ne yapmamı bekliyordun benden ?"
Dedi, ağlamam hızlanırken ellerimle yüzümü kapattım.
"Bilmiyorum...sadece yoruldum!"
Dediğimde Jimin'in kollarını bana sardığını hissettim. Portakal kokusunu uzun uzun solurken hıçkırdım.

DEĞİŞİM -2-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin