0.9

72 8 2
                                    

Odama girdiğimde ciğerlerime kesik bir nefes çektim. Abim yanımdan geçerek elindeki içinde kıyafetlerim olan minik spor çantasını yatağa bıraktı.
"O sarıldığın bilgisayarı artık elinden bırakmayı düşünüyor musun ?"
Abimin dediğiyle kollarımın arasındaki bilgisayara baktım. Derin bir iç çekerek bilgisayarı çalışma masamın üstüne koydum. Abim elini uzattığında yanına giderek elini tuttum ve yatağa oturdum.

Abim gülümseyerek yüzüme baktığında burnumu çektim. Abim gülerek saçımı kulağımın arkasına itti.
"Aramızda kalsın her zaman seni daha çok sevdim"
Abimin dediğine dolan gözlerimle güldüm.
"Merak etme bunu çok belli ediyorsun"
Gelen sesle abimle aynı anda odamın kapısının oraya baktık. Lisa kapının önünde kollarını göğsünde bağlamış bizi izliyordu.

Abim gülümseyerek sağ kolunu açtığında Lisa koşarak kolunun altına girdi. Abim bana dönüp büyük elleri arasında tuttuğu minik elimi daha sıkı kavradı.
"Seni hep daha çok sevdim çünkü Lisa gibi değildin düşerdin ağlayamazdın içine atardın Lisa düşse dünya yerinden oynard-"
"Hep bu yüzden benimle uğraşıyorsun değil m-"
Abim Lisa'ya sardığı koluyla onun ağzını kapatıp devam etti.

"Ben elimden geldiğince hep senin sesin oldum Rose, seni anladım. Şimdi birazda sen bizi anla ve şu ruh halinden çık. Zayıfladın çok kötü durumdasın, sen benim değerlimsin seni böyle görmeye dayanamıyor- AH AHH!"
Lisa abimin elini ısırdığında abim benim elimi bırakıp onun saçını kavradı.
"Bıraksana elimi yamyam!"
Lisa boşta kalan eliyle abimin saçındaki eline vurmaya çalıştı ama daha çok kendi kafasına vuruyordu. Onların bu haline gülmeye başladım.

•••••

Sabah kahvaltısı için annem odamın kapısını tıklattığında gözlerimi Jaehyun'un bilgisayarından alarak kafamı kapıya çevirdim.
"Kahvaltı saati"
Dedi yanıma gelirken
"Uyumadın değil mi ? Gözlerin mahvolmuş"
Dedi, uyumamıştım sabaha kadar oturduğum yerde düşünmüştüm.
"Uyku tutmadı"
Dedim

"Anlıyorum"
Diyen annem eğilip anlımı öptü.
"Hızlıca bir duş alıp gel"
Dediğinde onu onayladım. Annem odadan çıkınca giyisi dolabımı açıp en üst raftaki büyük anı kutumu çıkartarak bilgisayarı içine koydum ve kapağını kapattıktan sonra yerine geri yerleştirdim. Yavaş adımlarla lavaboya giderek banyoya girdim soğuk suyla kendime gelebilmek adına kısa bir duş aldım.

Duşun sonunda havluma sarınıp odama geçtiğimde kitaplığımı karıştıran Taehyung'u görmeyi beklemiyordum. Beni farkedince gözlerini kaçırdı.
"Ben konuşmak için gelmiştim ana sonra uğrarı-"
"Konuşabilirsin Taehyung"
Dedim, Taehyung yüzüme bakarak derin bir nefes aldı.
"Rose Jimin'in hayatından çıkmanı istiyorum. Bunu onun iyiliği için istiyorum çünkü senin yanındayken aklını kaybediyor kendini hep arka plana atıyor"
Dedi

Sinirle güldüm.
"Bunca zaman kendi için hep ön planda mıydı ki Taehyung ? Boktan bir ameliyat için onu ikna edememişken nasıl karşıma geçip ban-"
"Bilmediğin konulara burnunu sokuyorsun!"
Dedi
"Çokta iyi biliyorum. Eğer iyi bir kardeş olmak istiyorsan onu benden uzak tutman hiçbir işe yaramaz"
Dedim

"Ben iyi bir kardeşim zate-"
"Öyle mi, Jimin içten içe ölürken nerdeydin ?"
Dedim
"Ben denedim"
Dedi omuzları yenilgiyle düşerken
"Hayır deneseydin başarırdın çünkü Jimin sadece onu hayata bağlayan ufacık bir neden arıyord-"
"Onu tanıyormuş gibi konuşuyorsun ama bunca zaman onu sadece kullandın! Söylesene Jimin'in en sevdiği renk ne ?"
Dedi

Kaşlarım çatıldı.
"Onu hiçbir zaman kullanmadım"
Dedim
"Onu kullandın! Seni bu hale getirmesi için onu kullandı-"
"Siyah"
Dedim, Taehyung kaşlarını çattı.
"Ne ?"
Dedi
"En sevdiği renk siyah, sürekli siyah giyiniyor ve-"
"Onun en sevdiği renk mavi Rose"
Dediğinde kalakaldım.

"Ben-"
"Sen sevdiğin adamı hiç tanımıyorsun ama o seni unutmuşken bile tanıyor"
Dolu gözlerimle kaşlarımı çattım.
"Hatırladı mı ?"
Dedim
"Hayır! Sadece sana dair birşeyler gördüğünde duraksıyor, hüzünleniyor bazen gülümsüyor sonra bana dönüp neden böyle olduğunu soruyor. O seni unutmuşken bile hatırlıyor ama sen...yazık Rose, çok yazık"
Dedi ve omzuma çarparak gitti.

DEĞİŞİM -2-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin