Kahvaltımı güzelce yaptıktan sonra abime döndüm.
"Artık gidebilir miyim ?"
Dedim
"Rose-"
"Abi nolur~"
Dedim şirin şirin, abim derin bir nefes aldıktan sonra geri çekildi. Gülümseyerek yataktan aşağıya ayaklarımı sarkıtıp atladıktan sonra terliklerimi giyindim.Heyecanla odadan çıktıktan sonra koşar adım asansöre binerek Jimin'in olduğu kata bastım. Ne zamandır görmemiştim onu ve onsuz kaldığım her saniye onu daha da özlüyor gibiydim. Aşkı kalbime zarar derken ciddi anlamda şaka yapmıyordum. Cidden bana zarardı...
Asansörden indiğimde ilerideki Taehyung'u gördüm. Kapının önündeki odanın içeriyi gösteren camından Jimin'i izliyordu. Beni fark ettiğinde çoktan yanına varmıştım.
"Neden geldin ?"
Dedi
"Jimin için geldim"
Dedim gülerek
"Kızım bak ne güzel unutmuş işte seni bence bu evrenin birbirinizden uzak olmanız için bir mesajı"
Dedi"Evren kim oluyorda bize karışıyor ya"
Dedim, Taehyung ofladı.
"Sen niye laftan anlamıyorsun"
Dedi, omuz silkip Jimin'in odasını gören minik cama baktım. İçeride bir kız vardı Jimin'in yanına oturmuş ona çorba içiriyordu.
"O da kim ?"
Dedim
"Jimin'in senden önceki sevgilisi, duyar duymaz geldi"
Dedi, göz devirerek Taehyung'a döndüm."Benden önce onun hiç sevgilisi olmadı. İyi denemeydi ama kanmadım."
Dedim
"Hadi ya"
Dedikten sonra odanın kapısını tıklatacakken asansörden çıkıp bu tarafa doğru gelen sedye ve yanındaki kalabalık bana engel oldu. Taehyung beni koluyla kenara doğru çektiğinde onlara yol verdik.Hemen önümden hızla geçen sedyeye baktığımda yüzü kanlar içinde olan Jaehyun'u gördüğümde beynimden vurulmuşa döndüm. Herşey bir anda yavaşladığında vücudumdaki tüm tüyler diken diken oldu ve etraftaki sesler uğuldamaya dönüştü. Düşecekken Taehyung'un kollarını bedenimde hissettim.
"Neler oluyor ?"
Dedi korkuyla•••••
"...dün akşam saat 1 sularında koskocaman boş yolda bariyerden çıkan arabası şarampole yuvarlanmış."
Dedi
"Bay Kim bu çok şüpheli değil mi ? Akşam bana geldi ve flashı gösterdi sizinle buluşmaya gelirken kaza yaptı"
Dedim sessizceBaşkomiser Namjoon bana bir peçete uzattı. Aldığım peçeteyle gözlerimi sildim.
"Evet zaten boş yolda şarampole yuvarlanması başlı başına saçmalık. Sarhoş bile olsan o boş yoldan çok rahat geçersin, arabasını kontrol ettirip flashı arayacağım"
Dedi
"Ona bunu yapanı bulmalısınız"
Dedim"Elimden geleni yapıyorum Roseanne"
Dedi, gözümden akan yaşı sildim.
"Dün göndermemeliydim onu!"
Dedim ağlarken
"Şanstır ki yağmurdan dolayı kameralarda sıkıntılıymış"
Dediğinde sessiz bir küfür mırıldandım. Ameliyattan sonunda çıkan abimi görünce hızla ayaklandım.
"Abi durumu nasıl ?"
Dedim"Çok kan kaybetmiş göğüs kafesinde birkaç kırık tespit ettim ve gariptir ki kafasına büyük bir darbe yemiş gibi ama araba kazasında olacak birşey değil sanki ağır demir bir sopayla vurulup kafatası kırılmış gibi"
Dedi, Bay Kim'le göz göze gelince zar zor yutkundum. Bu da demek oluyor ki Jaehyun şarampolden yuvarlandığında değil biri onu hırpaladığında bilincini kaybetmişti. Bay Kim'le aynı şeyi düşünmüş olmalıyız ki ayaklandı."Ben gidip o çevreyi biraz daha araştırayım eminim birileri yolun ilerisindeki kameralara yansımıştır"
Dedi, Bay Kim'i onayladığımda gidince abime döndüm.
"Onu kurtarabilir misin abi ?"
Dedim
"Deniyorum ama herşeye hazırlıklı olmak gerek"
Dedi, elimi saçlarımda gezdirdim.
"O kurtulmalı"
Dedim ağlarken
"Kurtulacağına inan ki öyle olsun, ağlama artık"
DediKonuşmadan oturduğumda abimde yanıma gelip önümde diz çöktü.
"Odana götüreyim mi seni ?"
Dedi, onu reddettiğimde ofladı.
"Peki o zaman Lisa'ya haber vereyim üstüne kalın bir hırka getirsin"
Diyerek çöktüğü yerden ayaklandı. Ameliyat kapısına boş gözlerle bakarken yutkunmaya çalıştım fakat başaramadım.artık amacım vicdanımı rahatlatmak değil iyi bir insan olmak
Ağlamalarım hızlanırken yüzümü ellerim arasına alarak hıçkırıklarımı bastırdım. Omzuma örtülen hırkayla Lisa'nın geldiğini düşünerek kıpırdamadım ama yanımdan gelen ses duraksamamı sağladı.
"Neden sürekli ağlıyorsun ?.."
Yan tarafa dönerek Jimin'e baktım. Elini kaldırıp gözyaşımı sildi.
"...Ağlama"
Dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM -2-
FanfictionZamanında çok sevdiğim biri bana "Düşünce özgürlüğü bir insanın ölümü olabilir. Bu nedenle ölüm bir nefes kadar yakınımızda" demişti. Şimdi dönüp bakıyorum da asıl ölüm olan düşünce özgürlüğü değildi. Asıl ölüm ağzımızdan çıkanlardı, asıl ölüm hâl v...