-uzun zamandır yokum sizi bölümsüz bıraktığım için özür dilerim ama sınav haftasıydı ve baya zorduu beni beklediğiniz için teşekkür ederim 😻
Felix'ten:
Kahvaltımızı yaptıktıktan sonra Yong-Jin'i odasına üstünü giymesi için yolladım. Ben de o sıra Hyunjin'i yolcu ediyordum.
"Hadi hayatım, dikkatli git."
Hyunjin'in dudağına öpücük bıraktım ve kapıyı gülümseyerek kapattım.
Yong-Jin aşağı indiği sırada yanıma geldi ve bana sarıldı. Ben de gülümseyerek O'na sarıldım ve belini okşadım.
"Hadi bakalım, baban gittiğine göre sıra biz de. Bizim de yetişmemiş gereken bir okul olduğunu unutmayın, küçük hanım."
"Ahh, evet doğru. O zaman okula gitme zamanı."
Yong-Jin bıkkınlıkla kapıya yöneldi ve kapının önünde olan ayakkabılarını alarak ayakkabısını giydi. Ben de O'nunla eş zamanlı olarak ayakkabımı giydiğimde Yong-Jin'in elini tuttum ve evden çıktık.
Arabaya bindiğimizde okula doğru gitmeye başladık. Sanırım, bugün Wooyoung'un yanına gidebilirdim.
_
Okulun önüne geldiğimizde Yong-Jin'in önünde tek dizimi kırdım ve yüzümüzü denk getirecek şekilde eğildim.
"Güzelim, dikkatli ol tamam mı? Sakın herhangi bir kavgaya karışma."
"Tamam, baba."
Yong-Jin okula gittiğinde gülümsedim ve ayağa kalkarak arabaya bindim. Ardından ilk önce Hyunjin'in yanına, yani şirkete doğru sürmeye başladım.
Şirket zaten yakındı. Yakın olduğu için hızlıca gidebilirdim.
Şirketin önüne geldiğimde arabayı park ettim ve arabadan inip, şirkete doğru yürümeye başladım.
"Hoşgeldiniz, Felix bey."
"Hoşbuldum."
Şirkete girdikten sonra asansöre doğru gittim. Asansöre bindikten sonra 11. kata bastım. Asansör durduğunda asansörden indim ve Hyunjin'in odasının önüne geldim.
Fakat içeriden gelen sesler kafamı karıştırmıştı. İçeriden gelen sesler, inleme ve ıslak sesler?
Hemen kapıyı açtım. Açtığım gibi gördüğüm manzara ile gözlerim fal taşı gibi açılırken, kalbiminde sıkıştığını hissetmiştim.
Kapıyı açtığım gibi bana dönen kişiler ile, gözlerim dolmaya başlamıştı.
"Felix?"
Evet, bunu diyen Jeongin'di. Şu an, Hyunjin'in kucağındaydı. Ve az önce de öpüşüyorlardı.
"Sizlere inanamıyorum. Özellikle de bu durumda sana inanmamı asla bekleme Hyunjin. Ben şimdi Yong-Jin'i okuldan alıyorum. Ardından da eşyalarını kapıya koyarım. Nereye gidersen git. Umrumda değilsin!"
Tam çıkacağım anda Hyunjin'in bağırması ile durdum.
"Siktir git! Orospu!"
Ne?
"Cidden bunu bana dedin mi, Hyunjin? Cidden bana bunu yaptın mı yani? İlk önce saçlarını kısalttın ve siyaha boyadın. Boynuna dövme yaptırdın. Ben eski Hyunjin'i özlüyorum. Bu sen olamazsın! Biz evliyiz farkındasın değil mi?"
"Bana Hyunjin, deme! Çık git!"
"Felix Hyung, bu Hyunjin Hyung de-"
Daha fazla dinlemeden kapıyı kapattım ve ağlamaya başladım. Hızla aşağı indim ve arabaya binerek, Yong-Jin'in okula gitmeye başladım. Yavruma bugün ihtiyacım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tᴀᴋɪɴᴛɪʟɪ Üᴠᴇʏ 2 | HyunLix
Fanfic"𝑩𝒆𝒏𝒊𝒎𝒔𝒊𝒏, 𝒔𝒂𝒅𝒆𝒄𝒆 𝒃𝒆𝒏𝒊𝒎!.." "𝑺𝒆𝒏𝒊𝒏𝒊𝒎 𝒗𝒆 𝒔𝒂𝒅𝒆𝒄𝒆 𝒔𝒂𝒏𝒂 𝒂𝒊𝒕𝒊𝒎, 𝒔𝒆𝒗𝒈𝒊𝒍𝒊𝒎..." Dikkat: Argo, küfür, şiddet, cinsellik vb. şeyler içerir