Iya ve Ryan birbirlerine baktı ve aynı anda 'Ne?!' diye bağırdılar. Ryan Faye'e bir baktı ve 'Faye, neler oluyor? Sadece seni özlemediğimi söyledim!' dedi öfkeyle. Faye cevap vermedi ama hain bir sırıtmayla arkasını dönüp gitti.
Faye'in arkasından odaya iri yarı adamlar girdi ve ikisinin de ellerini zincirleyip çekiştirerek koridora çıkarttılar.
Bir süre sessizlik ve gerginlikle yürüdüler. Sessizliği Ryan bozdu.
'Hadi bakalım Shohei, göster maarifetlerini'
'Kim?'
'Sen tabii ki!'
'Ama benim adım Shohei değil ki'
'Bunu sonra açıklarım... Telekineziyle bizi burdan kurtarabilir misin?'
Iya omuz silkti ve gözlerini kapatıp sabit bir şekilde durdu. Muhafızlar onu ittiriyor o ise umursamadan odaklanmayı deniyordu. Bir süre sonra elleri ısınmaya başlayınca yavaşça gözlerini açtı ve etrafa baktı. Her şey havadaydı... 'Ryan kaç!' diye bağırdı odağını bozmadan. Ryan kolunu muhafızlardan kurtarıp eliyle duvardan destek alarak kendini Iya'ya doğru ittirdi. Iya'nın yanına varır varmaz hemen onu omzunun üstüne koyup olabildiğince hızlı ilerlemeye başladı ve kısa bir süre sonra her şey tekrar yere düştü ve Ryan koşmaya başladı.
-Buradan Ay'a giden bir yol biliyorum.
-Ama oradan sürgün edildik...
-Buluruz bir çaresini.
Iya derin bir iç çekerek etrafa baktığında durdular ve Ryan onu omzundan indirdi. Bir gölün kenarındaydılar, güneş henüz battığı için hava hala biraz biraz turuncuydu, bu turunculuk suya da yansıyordu. Ryan onu bir çalının arkasına sakladı ve döneceğini söyleyerek gitti.
Birkaç dakika sonra Ryan geri döndü ve onu tekrar gölün yanına getirdi. Iya yine etrafa baktı ve çığlık atarak Ryan'a sarıldı, çünkü kocaman bir kaplan orada duruyordu. Ryan durumu anlayınca 'Iya tanıştırayım, bu Rehno kendisi ile on iki yaşımda tanıştım, sana zarar vermez... Rehno, bu hanımefendi de Iya, o iyi biri, ona zarar verme' diye onları tanıştırdı. Iya Ryan'a güvendiği için gülümsedi ve gidip Rehno'yu okşadı.
İkisi birden Rehno'nun sırtına bindi ve suda ilerlemeye başladılar. Su Rehnonun boyundan daha alçaktaydı ama Rehno yürürken etrafa su sıçratıyordu. Ne Iya, ne de Ryan bunu umursadı çünkü şu an sadece bir şekilde Ay'a varmak istiyorlardı.
-Nereye gidiyoruz?
-Eve.
-Benim eve gitmeme gerek yok ki!
-Nedenmiş o Shohei?
-Çünkü benim evim sensin ve şu an yanımdasın...
-Çok tatlısın!
-Shohei ne anlama geliyor?
-Japonca'da uçmak, süzülmek gibi anlamlara geliyor. Normalde Shohei bir erkek ismi, ama sen Telekinezi yapabildiğin için artık lakabın Shohei...'
-Anladım... Peki Rehno ne demek?
-O da Japonca'da saf kalp, arkadaş gibi anlamlara geliyor.
Bir süre daha yola devam ettiler. Üçüde ıslandığı için Deimos'a uğrayıp bir gece kalmaya karar verdiler ve rotalarını Deimos'a çevirdiler...
****
--------------------------------------------------
CANLAR BUGÜN UFAK BİR SORUNDAN DOLAYI BÖLÜMÜ ERKEN YAYINLIYORUM...
HAFTAYA CUMA GÖRÜŞMEK ÜZERE!
