Iya' nın kafası almıyordu. Yıllardır ailesi bildiği kişiler onun ailesi değil miydi? Iya çok sinirlenmişti. Böyle bir gerçeği nasıl yıllarca Iya' ya söylememişlerdi?
Iya o an sakin kalamayacağını anladı ve ayağa kalkıp 'Hayır, hiçbir şeyi o teyzem denen insana sormayacağım, size soracağım... Bana cevap verin! Neden başka normal bir gün değil de şimdi? Eğer bu bir şakaysa gülmedim, ama değilse...' dedi ve devam edemedi.
Yang iyice sabrı taşmış olmalı ki ' Pardon ama sen kimsin ki biz sanki senin düşmanınmışız gibi bağırıyorsun ya! Biz yıllardır seni koruduk, barınacak yer verdik, besledik ettik, sen evlatlık olduğunu duyunca bize bağır, oldu efendim! Şimdi o sesini kesiyorsun ve odana çıkıp eşyalarını toparlıyorsun!' diye bağırdı.
Sanırım Yang, Iya' nın korkacağını zannetmiş olmalıydı çünkü yüzüne bir zafer gülümsemesi yerleştirmişti. Ama tam tersi oldu... 'Bana bak Yang, asıl sen kimsin de gelmişsin bana kes diyorsun? Sanırım beni bu salonda en zayıf halka olarak görüyorsun fakat bu noktada bir yanlışın var. Bu salondaki en zayıf halka sen en güçlü halka ise benim! Anlıyorsun değil mi? Şimdi asıl sen sesini kes!' diye çıkıştı Iya.
IYA'DAN:
Son cümlelerimden sonra Yang yine bir şeyler bağırıyor, fakat ben sadece bir uğultu duyuyorum... Gözlerim kararıyor, başım dönüyor ve hiç bir şey duyamıyordum.
Dayanamayıp 'YETER BE!' diye bağırdım. Ve sonrasını güç bela hatırlıyorum.
Bağırdıktan sonra eşyaların birden havalandığını hatırlıyorum. Koltuklar, televizyon bitkiler ve daha fazlası... Fakat sonrasını hatırlamıyorum ama biraz mantık yürütürsem İzu' nun yanıma koşup sarılması ve Yill' in ağlaması.
AYNI AN, YILL' DEN
Babam ve Iya sürekli bir birlerine bağırıyordu. Yüksek sesten çok hoşlanmadığım için bir köşede top olmuş saklanıyordum. Sadece birkaç kelime duymuştum, fakat keşke duymasaydım... Yani Iya benim öz kardeşim değil miydi?
Iya çok yüksek sesle 'YETER BE!' diye bağırdığında alınıp kafamı kaldırdım. Her şey havadaydı! Acaba hayal mi görüyorum diye gözlerimi kapatıp tekrar açtım. Hayır, hayal değildi, eşyalar havadaydı. EŞYALAR HAVADAYDI!
Birkaç saniye sonra eşyalar yere düştü ve eşyalarla birlikte Iya' da yere düştü.
Annemle hemen yanına koştuk ve Iya' nın kafasını kaldırdım. Babam ne durumda diye ona baktığımda babamı ilk kez böyle garip gördüm. Babam resmen sapsarı olmuştu. Sesi titreyerek 'O az önce ne yaptı?' dedi ama ne annem, ne ben ona cevap verdik... ÇÜNKÜ BİZDE BİLMİYORDUK...
****
----------------------------------------
Tekrar bir cumadan herkese merhaba! Bu bölüm size birazcık sıkıcı gelebilir, anlıyorum. Eğer 'Ey yazar, sıkıcı olduğunu biliyorsan neden yayınladın?' diye söylenirseniz, sebebi ; bir sonraki bölüm için aklımda bir fikir var, fakat bir birleriyle bağlamak için en ideal yol buydu...
Keyifli günler, bir sonraki cuma, saat 22:15' te görüşmek dileğiyle, kendinize dikkat edin!