TEK DALLI YAŞAM AĞACI

45 5 6
                                    

İyi okumlar...

Rosé üstüne çok büyük bir yük almıştı. Ancak bu yükü asla tek başına taşımıycağına emindi.

Jungkook Rosé'ye sarılmayı bıraktı. Utangaç bir gülümseme vardı, ikisinin yüzünde de.

Jk: "Her neyse! Yarının hızlıca gelmesini istiyorsak hemen uyumalıyız."

Rosé: "Ah, doğru. İyi geceler!"

Jungkook'un Rosé hakkında düşündüğü tek şey, oldukça tatlı biri olmasıydı. Birkaç saat önceki ölüm düşünceleri, tek bir cümleyle yok olmuştu. Bu yorucu ve önemli günün sonunda, ikiside yataklarına yattı. Jungkook hemen uyumayı başarmıştı. Ancak Rosé için bunu yapmak, imkansızdı.

Rosé Jungkook'un uyanık olup olmadığını kontrol etmek istedi. Uyumuş olduğunu gördüğünde, en azından Jungkook'un bunu başarmış olması onu mutlu etmişti.

Evi gezmeye karar verdi Rosé. İki kat ve bir terastan oluşan, müstakil bir evdi bu ev.

Jungkook'u uyandırmamak adına, üst kattan başladı. Tasarım olarak kesinlikle Rosé'nin hoşuna gitmişti. Oda sayısı oldukça fazlaydı ancak hepsi gerçekten işe yarar amaçlar için kullanılıyordu.

Rosé'nin uykusu gelmiş ve içi biraz olsun rahatlamışken, bir oda dikkatini çekti. Rosé'nin kaldığı odaya çok yakındı. İçeri girmek için kapının kolunu aşağıya çekti ancak oda kitliydi.

Rosé çok fazla umursamadan odasına geri girdi. Yatağa yattığında hemen uyumaya başlamıştı.

İlk uyanan kişi Jungkook olmuştu. Saat 06.20'ydi. Başı dayanılmıycak kadar ağrıyordu. Fazla stresten dolayı olduğunu düşünüp, umursamamaya çalıştı. Mutfağa gidip, masının üstüne duran bardaktaki suyu içti.

Ancak baş ağrısı bir türlü geçmiyordu. Jungkook biraz daha uzanmaya karar vermişken, içeri Rosé girdi.

Rosé: "Ah.. günaydın!"

Jk: "Günaydın."

Rosé çok neşeliydi. Ancak Jungkook ağzını bile açmak istemiyordu. Jungkook hiçbir şey demeden yukarı çıktı. Rosé Jungkook'a birşeyler olduğunu anlamıştı. Dünkü Jungkook ile bu Jungkook'un aynı kişi olduğuna inanmak istemiyordu. Ancak stresten olduğunu düşünüp, Jungkook'u bekledi. Jungkook üstünü değiştirip geri gelmişti.

Jk: "Ah.. ameliyat saat kaçta olucak?"

Rosé cevap vermeden, telefonundaki saate baktı. Ve şöyle dedi;

Rosé: "7'de saat 7'de"

Jk: "Geç olmadan gidelim, öyleyse."

Rosé hafifçe başını salladı. Jungkook kapıya doğru yöneldiğinde, Rosé onun peşinden geliyordu. Jungkook kapının yanındaki askılıktan, bir ceket giydi ve cebindeki anahtarla kapıyı açtı.

İkiside arabaya bindiğinde Jungkook şöyle dedi;

Jk: "Rosé.. gerçekten iyi olucak mısın?"

Rosé: "Sana söz veriyorum, elimden gelenin en iyisini yapıcam!"

Jungkook'un kaygılı yüz ifadesinin yerini, hafif bir gülümseme almıştı. Hızlıca geldiler. Hastaneye geldiklerinde saat 06:40'dı. Jungkook'un başının ağrısı gittikçe kötüleşmişti. Ameliyata Rosé değil de Jungkook giricek gibidi adeta.

Rosé, ameliyat için gerekli olan kıyafetleri giydi. Herşey hazır olduğunda, Rosé konuşamıycak haldeydi. Ancak hemşireler Rosé'nin hasta yatağını götürürken. Jungkook'a doğru gülümsedi Rosé. Jungkook ise el salladı Rosé'ye.

O gün Rosé ameliyathaneye giderken, gülümsemedi Jungkook Rosé'ye. Yanlızca el salladı ona.

Rosé gittiğinde, artık Jungkook'un baş ağrısı dayanılmıycak kadar şiddetliydi. Yanda duran pet şişedeki suyla birlikte, cebindeki ağrı kesiciyi içti. Ancak hiçbir etkisi olmadı. Aksine Rosé'nin ameliyatı her bir saniye daha geciktiğinde daha da ağrıyordu başı.

Jungkook'un gözlerindeki ışık adeta bir yıldızın güneş açınca kayboluşu gibi, kaybolmuştu. Öylesine umutsuz gözlerle bakıyordu ki Jungkook o kapıya, Jungkook'u gören insanlar acıyla izliyordu onu.

Saat 9:27'de kapı açıldı. Rosé'yi yoğun bakım odasına götürdüler. Ardından doktor çıktı. Sıkı ve onurlu bir gülümsemeyle. O an Jungkook'un gözlerinden yaşlar boşandı. Delicesine ağlıyordu Jungkook. Ancak o gün saat 9:27'den sonra hatırladığı tek şey, hasta odasındaki cama yansıyan gözlerindeki yıldızlar olmuştu.

 Ancak o gün saat 9:27'den sonra hatırladığı tek şey, hasta odasındaki cama yansıyan gözlerindeki yıldızlar olmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu bölümü yazarken, bazı şeyler
kafamda tekrar canlandı diyebilirim.
Umarım okurken hiç sıkılmamışsınızdır.
Bu bölüme sınır koymayacağım.
Sizleri çok seviyorum!

𝑭𝒐𝒓 𝒂𝒍𝒍 𝒕𝒉𝒆 𝒔𝒕𝒂𝒓𝒔 | 𝗥𝗢𝗦𝗘𝗞𝗢𝗢𝗞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin