Yoongi'nin evine geçmiştik. Koltuğa uzandığım gibi uyuya kalmıştım. Jimin evine gitmişti galiba. Uyandığımda Yoongi'nin mutfakta bişeyler hazırladığını gördüm.
Koltukta doğrulup elimi saçıma attım.-Ooo günaydın! Ne uyudun lan öyle!
-Çok yorulmuştum amk iyi geldi.
-E geç hadi mutfağa bişeyler yiyelim.
Koltuktan kalkıp mutfağa girdik. Masaya oturup yemek yemeğe başladık.
-Yarın Jungkook'u görebilecekmiyim?
-Neden bu kadar görmek istiyosun Taehyung?
-Bilmiyorum. İçimde aşka dair hiç bişey yok ama yine de onu merak ediyorum.
-Onu gördükten sonra gitmeyi düşünüyomusun?
-Bak inan, buraya hiç bir şeyi düşünmeden geldim. Gidip gitmeyeceğim hakkında bir fikrimde yok.
-Taehyung yani, şimdi sana ciddi konuşucam. Jungkook'u merak etmiş olabilirsin ama zaten sana her hafta ondan gelen mektupları yolluyordum ve bana sorabilirdin onu. Sen buraya Jungkook için değil kendin için geldin. Vicdan azabından bı nebze olsa da kurtulmak için geldin. Şimdi tekrar gidersen hiç bişi değişmicek.
-Burda kalmalımıyım?
-Hayat senin hayatın Taehyung. Ya Almanya'ya geri döner Areum'la hayatına devam edersin Ya da burda kalıp Jungkook'ta açtığın yaraları iyileştirirsin.
-Jungkook'un karşısına çıkıp ne dicem Yoongi? Doğru dürüst açıklamam bile yok...
-Her şeyi mahvettin Taehyung...
Jungkook'un neşe dolu hayatınıda kendi hayatınıda soldurttun.
Jungkook delirdi biliyormusun?
Sana bişey oldu zannetti. Senin hakkında ona tek bir bilgi bile vermedik. Araştırdı her gün nerede olduğunu. Onu öyle çaresiz gördükçe...Gözleri dolmuştu Yoongi'nin
Jungkook'un yaşadıkları çevresinde böylesine bir etki bıraktıysa onun acısını düşünmek dahi istemiyorum.-Her gün yanına gidiyorduk Jungkook'un.
Kapıyı bile açmıyordu kimseye bu yüzden yedek anahtar yaptırmıştık ilk zamanlar. Ve sana yemin ederim ki her o dış kapıyı açtığımızda Jungkook'u ya ağlarken yada uyurken buluyorduk.
Eğer ona ondan soğuduğunu ve artık sevmediğini söyleseydin o çocuk bu hale gelmezdi Taehyung. Hep üstü açık uyuyo, belki bir gece gelip üstünü örtersin diye...-Belkide artık Jungkook'un üstünü örtmem gerekiyodur...
-Ne?
-Ben.. bu duyduklarımdan sonra nasıl döneyim Yoongi... Bu vicdan azabıyla nasıl mutlu olayım. Jungkook'un hayatının mahvolmasına göz yumamam ki. Böyle, bu şekilde yaşıyamaz Jungkook... Dayanamaz bedeni ruhunun acısına.
-Gidecekmisin yanına?
-Evet...
- İster kızsın bana kırsın döksün ister sarılsın, hasret gidersin ama yeterki bişey yapsın. Çıkarsın acısını.
Ayağa kalkıp ceketimi geçirdim üzerime.
Yoongi yanıma gelip arabasının anahtarını verdi.
-Lütfen Jungkook'u geri getir Taehyung. Bunu sadece sen yapabilirsin.
Ona hüzünle gülümseyip çıktım evden.
Eskiden, Jungkook uykusunda çok hareket ederdi bu yüzden örtüsü açılırdı.
Bende her farkettiğimde örtüyü tekrar örter ve açılmasın diye belinin üstüne kemer yapardım elimi.İhtiyacı vardı bana, tenime, kalbime...
Evin kapısının önüne gelmiştim. Anahtarım yoktu. Saat geç olmuştu ve sanırsam Jungkook uyumuştu.
Aklıma gelen fikirle kapının önündeki paspası kaldırdım. Anahtarım paspasın altındaydı. Ne zamandandır burdaydı acaba?
Kapıyı yavaşça açtıktan sonra salona ilerledim. Kalbim marotona koşuyordu resmen. Jungkook'u yıllar sonra canlı görmek çok heycanlandırıyor du beni.
Salonun kapısını ürkekçe araladım.
Ve ordaydı işte.
Jungkook beraber çekindiğimiz fotoğrafımızı eliyle kalbinin üzerine koymuş uyuyordu masum yüz ifadesiyle.
Özlemiştim onu...
Kahkahasını, gülüşünü, sesini, yüzünü çok özlemiştim.Yanına eğildim usulca.
Açık olan örtüsünü iki elimle düzeltip omzuna kadar çektim.Parmaklarımı yumuşacık saç tutamlarında gezdirdim. Gözlerim dolu dolu sevdim onu. Baş parmağımı yanağına koydum, narin ve yavaş hareketlerle okşadım.
Burda olduğumu hisseder gibi tebessüm etti uykusunda. Gülümsedim kocaman. Son kez eğilip saçlarına öpücük bıraktım.
Salondan çıkıp bı zamanlar yatak odamız olan odaya girip ışığını açtım.Hiç bişey değişmemişti. Her şey aynıydı.
Duvarda Jungkook'la beraber aldığımız tabloya kaydı gözüm. İnceledim uzun uzun. Bir süre sonra ağlamaklı o sesi duydum...- Üstümü örtmüşsün sevgilim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm not like you left
Fanfiction-Bana bir neden söyle. -Seninle beraberken bir çocuğum olmazdı... -Tek sorun bu muydu?