15

1.5K 135 71
                                    

Aslında bu bölüm final bölümü olucaktı ama ben sizi ve bu fice acayip bağlandığım için 2 bölümcük daha uzatsam sorun olmaz bence?

Jimin'le mesajlaşmıştık az önce.
Kafam çok karışıktı.
Jungkook'un benden sonra birini sevmesine şaşırmış ve üzülmüştüm.
Onu benim kadar sevebilirmi bilmiyorum ama sevmesin.
Elbette mutlu olmayı benden çok o hak ediyor fakat işte onun benim değilde bir başkasının yüzüne gülmesi ağır geliyor işte.

Jungkook'u oradan alıp evine mi getirecektim? Bunu yapamazdım. Terk ettiği yere onu zorla getiremezdim.
Ama Jimin'in dediğine göre Jungkook tehlike altında ve ben buna göz yumacak biri değilim.

Jungkook beni istemeyecektir. Benimle gelmekten kaçınacaktır. Ona Mark'ın uyuşturucu ticareti yaptığını söylesem bana inanmıyacak veya gidip Mark denen herife soracaktı. Bu yüzden kafamda plan kurmuştum bile.
Umuyorum ki o Mark  şerefsiziyle Jungkook aynı evde yaşamıyordur aksi taktirde Mark'ı yamultmak zorunda kalıcakmışım gibi hissediyorum ve bunu düşündükçe keyfim yerine geliyor.

Yerimden kalkıp valizimi hazırladım.
Yarım saat kadar bir sürede herşeyim hazır olmuş durumdaydı. Evden çıktım.
Arabamı burada bırakacaktım.
Jimin'e çıktığıma dair kısa bir mesaj yazıp taksi çağırdım.
Havaalanına vardıktan sonra biletimi alıp uçağı beklemeye başladım.

Zamanı gelmişti. İtalya'ya, Jungkook'u almaya, daha doğrusu kaçırmaya gidiyordum..

____

12 saatlik bir yolculuğun ardından uçaktan bitik bir şekilde indim. Uykusuzdum ve başım  ağrıyordu. Üstelik uçaktaki basınçtan dolayı fena şekilde sızlıyordu kulaklarım.

Valizimi alıp Havaalanının içerisindeki kafelerden birine oturdum. Acıkmıştım ve yemek yemeğe ihtiyacım vardı.
Atıştırmalık ve beni bir süre idare edecek birşeyler söyleyip karnımı doyurmuştum. Jimin, Jungkook'tan konum alacağını söylemişti, umarım alabilmiştir...

Kafeden çıkıp taksi çağırdım. Katanya nasıl bir yer hiç bilmiyordum. Bu yüzden gerçekten bir konuma ihtiyacım vardı.

Şu an İtalya'nın başkenti Roma'daydım ve Katanya'ya gitmem arabayla 9 saatimi alıyordu. Uzun bir yolculuk olacağı belliydi.

Buraya gelmeden önce döviz bürosundan ihtiyacım olan para miktarını alıp gelmiştim. Taksiciye ön ödemeyi yapıp geriye yaslandım.
Biraz uyumaktan zarar gelmezdi öyle değilmi?

___

Gözlerimi, yüzüme vuran soğuk havanın etkisiyle açtım. Telefonumu alıp saate baktım. Katanya'ya varmamıza 3 saat kalmıştı. İyi uyumuştum aslında, yolun yarısından fazlası bitmişti.
Acayip susamıştım ama yakınlarda petrol yok gibi görünüyordu.

Jimin'e mesaj yazmak için telefonumu aldım elime.

Aptal civciv/ Pis köpek

Pis köpek: Jimin

Aptal civciv: Ne

Pis köpek: Jungkook'tan konum
alabildinmi?

Aptal civciv: Aha boku yedim|
İsterim birazdan

Pis köpek:Malmisin amk
gidip istesene

Aptal civciv:hepinizin amk|
Tamam

Telefonu kapatmış pencerenin diğer tarafında kalanları izlemiştim.

__

-La tua quota è di 50€
(Ücretiniz 50 Euro)

-Grazie ci vediamo
(Teşekkür ederim, görüşmek üzere)

Taksiden inip kalabalık ve gürültülü dolu bu şehir merkezinden bir an önce çıkmak için Jimin'i aradım.

-Alo!

-Taehyung?

-Konumu alabildinmi Aptal!

-Bana bak benimle düzgün konuş kesmeyeyim o şekilsiz ağzını.

-Ağzımın ve dudaklarımın şekilsiz olmadığını Jungkook anlatmadımı sana Jimin?

-Terbiyesiz!

-Öf ver şu konumu yeter!

-Jungkook'tan alana kadar götümü yırttım!

-Ne diye aldın?

-Gelirsek lazım olur dedim.

-O ne dedi?

-Geldiğinizde atarım dedi.

-Sen ne dedin?

-Lan siktir git işine amk!

-Kulağımı siktin amk bi bağırma!

-Kapatıyorum ben! Büyük tansiyon çıktı.

-İyi kapat.

Jimin'in attığı konuma tıkladım.
Konumlarının buraya çok yakın olması beni şaşırtırken eve doğru yürümeye başladım. Evet, yürüme mesafesindeydi Jungkook'un evi. Biraz yürümekten zarar gelmezdi.

Her adımımda daha da heycanlanıyordum. Kafamda oluşturduğum plan için gece olmasını beklemeliydim ama yinede evi görmek istiyordum.

Biraz ilerledikten sonra, beyaz,siyah yoğunluklu, geniş balkonlu ve hoş görünümlü binalar görmüştüm.
İşte burasıydı aradığım yer.

Jungkook'un kat ve dairesini bilmiyordum bu yüzden zamanı geldiğinde sitenin güvenliğine sormalıydım. 5 dakika boyunca sadece binayı izledim. Sitenin parkında oynayan çocuklara göz gezdirdim, hepsi ne kadar da mutluydu böyle.

Tek derdimin parkta salıncak sırası olduğu zamanlara dönmeyi çok isterdim.
Jungkook'ta isterdi eminim...

I'm not like you leftHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin