Halk arasında aşk denilen şey Jungkook'u bu hale getiren duygu ise aşık olmak ne kadar doğru?
Kalp, doğru kişiyi bulana kadar hep bir arayış içerisindedir. Hoşlantı, aşk ve takıntı vardır. Kalp şu bahsettiğimiz arayıştayken hoşlantı yaşar.
Hoşlantı duyduğumuz kişiye zamanla soğuma hissetmek doğru kişi olmadığını gösterir.Doğru kişiyi bulmak zaman alır. Bulduğunuzda ise bunu takıntıya çevirmemek gerekir. Aşk ile takıntı arasında bir sınır vardır ve bu sınırı geçmemek önemlidir.Çünkü takıntı iyi değildir.
Diğer kalbi yorar, bıktırır.Jungkook'un hisleri bunların hiçbiri değildi. Aşktan daha yoğun ve masumdu onun Taehyung'a olan hisleri.
Aşktan daha büyük bir kavram olsaydı işte bu kesinlikle Jungkook'un hislerine koyacağımız isim olurdu.
Jungkook gibi seven insanlar için sevdiğini beklemek imkansız değildir ama zordur. Özlem duymak ağır gelir kalbe. Özlem ve hasret duygusunu kalbinde taşıyanlar bilir, çok can yakar.
Kimisi sevdiğine duyar özlem,
Kimisi sokaklara,
Kimisi şehrine,
Kimisi geçmişe..._______
-Neden gittin Taehyung...
-Jungkook...
Ayrıldı bedenimden Jungkook. Ne diyebilirdim ki ona?
-Karakola gittim Taehyung, yoktun. Kayboldun zannettim. Delirdim biliyormusun? Nefes alamıyordum Taehyung. Ben senin için mahvoluyorken sen neredeydin?
-Ben..
-Söyle Taehyung! Beni bırakıp gitmene neden olan şeyi söyle!
-Kaçtım ben.
-Neyden? Kimden!
-Bak gel oturalım ben her şeyi anlatıcam sana söz veriyorum.
-Hâla oturalım diyorsun! Benim gençliğim gitti ya! Bir gün gelirsin beni bulamazsın diye intihar etmekten döndüm ben onlarca kez! Hiç mi düşünmedin Jungkook ne yapar ne eder bensiz diye! Yıllarım gitti Taehyung...
Senin acını yaşadım onca zaman.
Sen ne yaptın! Söylesene sen ne yaptın!Ağlamaktan kesik kesik konuşuyordu Jungkook. Canım çok acıyordu. Onu bu hale getirdiğim için ömür boyu kalbimdeki bu sızıyla yaşıyacaktım.
-Sana eve geç geliceğimi söylemiştim.
O gece ofisimde Areum'la çalışıyorduk...
Ben... Sana ihanet ettim Jungkook.
Sabah gelmiştim eve hatırlıyormusun?Jungkook inanmak istemezcesine başını salladı iki yana.
-Hayır! Hayır Taehyung! Yapmadın öyle bişey! Sus! Kes sesini! Sen bana ihanet etmedin! Yapamazsın! Yapmadında!
Kriz geçiriyordu... Bağırıp çağırıyordu.
-Jungkook sakin ol!
-Hayır! Sus! konuşma! Bana böyle bişey yapmazsın sen Taehyung! Yalan söylüyosun! Senden vazgeçmem için yapıyorsun! İnanmıyorum sana!
Çektim onu kendime. İkimizde ağlıyorduk. Sarıldım sıkıca.
İtmeye çalışıyordu ama sakinleşmesi gerekiyordu. Bu şekilde konuşamazdım onunla.Hıçkırıkları artıyor, ağlaması şiddetleniyordu Jungkook'un.
Uzun süre kaldık öyle. Hala ağlıyordu ama sessizdi. Kucağıma aldım onu yatağa yatırdım. Üstüne örtüsünü çekeceğim sırada kapı çaldı.
Dış kapıya doğru ilerleyip açtım kapıyı.
Bir kadın ve kucağında ağlayan minik bi kız çocuğuyla bekliyordu.-Siz kimsiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm not like you left
Fanfic-Bana bir neden söyle. -Seninle beraberken bir çocuğum olmazdı... -Tek sorun bu muydu?