Bugün Jungkook'un gidişinden tam 10 gün sonraydı. Gelmiyecek olanı bekliyordum bende işte.
Günlerdir sadece uyuyor, ağlıyor ve düşünüyordum. Jimin geliyordu bazen, yemek getiriyordu-yemek yemememe rağmen-10 gün boyunca hep aradım Jungkook'u ama açmıyordu işte telefonunu. Gelsin istiyordum. Biliyorum çok yüzsüzce ama eve dönsün istiyordum. Ben onun acılarına ortak olurdum ki, iyileştirirdim. Nasıldı o şimdi? Neredeydi? Mutlu muydu? Mutsuz mu? Hiç bir şey bilmiyordum.
Bu beni daha da delirtiyordu.Gidemezdim de yanına. Peşimden gelme demişti.
Yemin ederim ki canım yanıyor. Herşeyi bırakıp gitmesini sağlayacak kadar zarar mı vermiştim ona? Nasıl bir insan olmuştum ben?
Zil çalmıştı. Oturduğum koltuktan kalkıp kapıya doğru adımladım.
Kim olduğuna bakmadan açtım. Kapıya gelenin Jungkook olmadığını bildiğim için kimin geldiği pek umrumda değildi.-Taehyung!
-Jin?
-Ne bu halin senin. Korkutuyorsun beni!
-Jin, başka zaman gelsen?
-Ne?
-Ben iyi hissetmiyorum şu an...
-Anlatmak istermisin?
-Gerçekten istemiyorum.
-Pekala, ama ben illa ki birinden öğrenirim haberin olsun.
-Görüşürüz.
-Görüşürüz.
Tekrar dönüp oturdum koltuğa.
___
-Tamam şimdi o Jungkook'mudur nedir onu hemen çağırıyorsunuz.
-Sen ne saçmalıyorsun!?
-Taehyung'un halini görmediniz mi?!
Çağırın işte gelsin! Eğer o çok sevdiği Taehyung sevgilisinin ruh sağlığını önemsiyorsa gelir zaten.-Yoongi söyle şuna sussun kriz geçirecem!
-Bak Jin, anlıyorum ama biraz empati kursan. Jungkook Taehyung'tan daha beter oldu. Bırak birazda Taehyung yaptıklarının bedelini ödesin.
-Ya siz beni anlamıyor musunuz? Umrumda olan Jungkook denen o aptal değil. Taehyung ya toparlanamazsa? Söylesenize o zaman ne olacak!
-Ebenin amı olacak! Bana bak! Beni delirtme! Jungkook hakkında da düzgün konuş yırtmayayım o ağzını!!
-Jimin, sakin ol.
-Sakin mi olayım! Jungkook hakkında söylediklerini duymadınmı Yoongi?!
-Sen ne kadar arkadaşını düşünüyorsan ben de arkadaşımı düşünüyorum!
-Sen aptal mısın lan!? Jungkook'un çektiklerinin yarısını bile çekmedi Taehyung! O kuş beyninle birazcık Jungkook'u anlamaya çalışsan anlarsın ne demek istediğimizi!
-Ne derseniz deyin ama ben Taehyung'un böyle gözler önünde erimesine müsade edemem!
-Tamam şimdi siktir ol git evimden!
-Düzgün konuş benimle!
-Konuşmazsam ne olur!
-Yeter! Susun! Jin, bu kadar yeter. Hadi iyi geceler sana.
Jin arkasını dönüp sinirle giderken Jimin arkasından küfürler mırıldanıyor ve saçlarını hızla karıştırıyodu.
Az önce gelmişti Jin. Taehyung'a ne olduğu hakkında sorular sormuştu. Bizde baştan sona herşeyi anlatmıştık.
Ama sonra verdiği saçma cevaplarla moralimizi sikmişti işte.-Cidden anlamıyorum! Bir insan bu kadar aptal olabilirmi?
-Demekki olabiliyormuş.
-Taehyung'un böyle mal arkadaşlarının olduğunu bilmiyordum.
-Lisedeyken tanışmıştık onunla. Ben pek samimi değildim ama Taehyung'la kendisi kardeş gibi bişeyler di.
-Off neyse. Daha fazla sinirimin bozulmasını istemiyorum.
-Bugün Jungkook'u aradın mı?
-Aramalarımı açmıyor ama mesajlaşıyoruz kısa kısa.
-İyimi?
-Mark diye bir çocukla tanışmış. Arkadaş olmuşlar. Onu eğlendirdiğini söylüyor.
-Yaa! Çok sevindim buna!
-Bende ilk duyduğumda havalara uçmuştum! Umarım Mark ona çok çok iyi gelir.
-Umarım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm not like you left
Fanfiction-Bana bir neden söyle. -Seninle beraberken bir çocuğum olmazdı... -Tek sorun bu muydu?