Her zamanki geceler gibi değildi bu gece,
daha yoğun ve uzun geçiyordu,
her gecem sevgilimsiz uzun ve yorucuydu fakat bu gerçek anlamda tuhaf hissettiriyordu.Minji'yle uzun süre ilgilenmiştim ve yorulmuştum. Bu yüzden eve geldiğim gibi uyuyakalmıştım.
Uykumun en derinlerindeyken öyle bişey hissettimki günlerdir, aylardır, yıllardır ihtiyacım olan huzuru verdi vücuduma bu his...
Saçlarımda hissediyordum huzuru,
Sağ yanağıma değen ten, benim hasret kaldığım tendi biliyorum,eminim...
Saçlarımın arasında hissettiğim dudaklar hıçkıra hıçkıra ağlama isteği getirdi kalbime.Sonra yavaş yavaş gitti o güzel varlık.
Gitmesin istedim, benimle kalsın istedim.Yavaş yavaş açıldı gözlerim. Üstüm.. ilk defa o gittiğinden beri örtülüydü. Kalbim ağrıyordu. Koltuktan yavaşça kalkıp koridora ilerledim.
Yatak odasının ışığını açık görmemle gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
O gelmişmiydi? Evine geri mi dönmüştü?
Belkide bu olanlar gördüğüm onlarca rüyadan biriydi...
Ürkekçe ilerledim odaya. Başımı korka korka çevirdim içerisini görmek için.
Oradaydı...
Yıllardır bu anı bekliyordum ağlaya ağlaya. Dokunmaya kıyamadığım saçlarını gördüm gözyaşları içinde.
Sessizce ağlayıp izliyordum onu.
Arkası dönüktü sevgilimin.
Şu görüntüsünü bile asırlarca izleyebilirdim ki ben...Beraber aldığımız tabloya bakıyordu uzun uzun.
Dayanamadım daha fazla...
Topladım gücümü, araladım dudaklarımı.-Üstümü örtmüşsün sevgilim...
Donup kalmıştı öylece.
Yavaş yavaş döndü bana doğru.
Onu gördüğüm gibi hıçkırmaya başladım.Yıllardır hiç kimseden Taehyung ismini bile duymamıştım. Kimse halime acıyıpta Taehyung'un nerde olduğunu, nasıl olduğunu söylememişti bana. O kadar acı çektimki. Mahvoldum. Ağlamaktan, hıçkırmaktan, bağırıp çağırmaktan yoruldum ben...
Şimdi gözümün önündeydi beni terkedip öylece ateşe yanmaya mahkûm bırakan adam.
Hızla adımlayıp boynuna sarıldım Taehyung'un.
Her şey durmuştu sanki.
Nefes almıyordum ama yaşıyordum.
Taehyung'la bedenlerimizi bütünleştiği an, hiç bir zaman ağlamadığım gibi ağladım.
Onun gözyaşlarını hissettim boynumda.
Daha çok hıçkırdım.
İçimde biriken ne varsa döktüm.Ellerini belime çıkardı sevgilim.
Kafasını eğip gözyaşları içinde konuştu o güzel sesiyle.-Özür dilerim Jungkook...
Bu 3 kelimesi bile benim hayatımın bir parçası olacaktı. Çünkü herşeyimin dudaklarından dökülmüştü bu kelimeler.
Ağlamalarım bitmiyordu. Vüdumdan yük indirmişler gibi hissediyordum.
Bu adam bana ne yapmıştı böyle...O da ağlıyordu bende ağlıyordum.
Gelmişti, ama bıraktığı gibi değildim.
Evine dönmüştü fakat ben evi terk etmiştim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm not like you left
Fanfiction-Bana bir neden söyle. -Seninle beraberken bir çocuğum olmazdı... -Tek sorun bu muydu?