-Taehyung! Bu halin ne?
-Yoongi..
Gidip sarıldım ona yaşlı gözlerle
-T-taehyung... Jungkook'a bişey mi oldu?
-Gitti Yoongi... Yalvardım ona ama dinlemedi beni.
-Nereye gitti, Taehyung.. anlamıyorum.
Masanın üzerinde duran mektubu ona uzattım.
Titreyen elleriyle aldı ellerimden.
Taehyung...
Sana hep mektuplar yazdım beni bıraktığın günden beri. Yoongi'ye verirdim onları sana getirmesi için. Sana ulaştırdımı bilmiyorum ama o mektupların her birinde, yazarken kağıda düşen gözyaşlarım var. Sen bana çok acı çektirdin Taehyung...
bırakıp gittin beni. Seni bekledim yıllarca, ağlaya ağlaya, canım yana yana. Çektiğim acının tarifi yok Taehyung. Koskoca 3 yıl..
Şimdi sen geldin, ama ben geldiğine sevinemedim bile Taehyung, beni aldattığını söyledin gözlerimin içine baka baka. Peki söyle bana, benim kalbim senin için atarken, senin başka tenlerde soluk bulman ne kadar adil?
Çocuğumuz olamıyacağı için yaptığını söyledin. Bu ne tür bir bahaneydi Taehyung?Ben şimdi gidiyorum. Geri gelmemeyi umarak ayrılıyorum burdan. Ve seni, hıçkırıklarımın duvarlarında hapsolduğu bu evde, günahlarınla baş başa bırakıyorum.
Minji'ye iyi bak. Onu çok seviyorum. Dualarım hep onunla olacak.
Peşimden gelme Taehyung.
Bırak yeni bir hayat kurayım. Senden ve acı dolu geçmişimden kurtulayım.Elveda.
Bana yaşattığın acılar hariç olan bütün herşey için çok teşekkür ederim. İnan hayatımın en güzel yılları seninleydi bir zamanlar. Ama işte.. bir zamanlar.Yaşadıklarımı yaşa Taehyung.
Acılarınla sana mutluluklar diliyorum...
Yoongi gözyaşlarıyla kağıdı bıraktığında ona döndüm.
-Yoongi..ben ne yapmalıyım bilmiyorum. O gitmemeliydi buraya ait o, bana ait!
-Özür dilerim Taehyung...
Sen hakettiğini yaşıyacaksın. Sana hep yardım ettim. Burdan gideceğim dedin tamam dedim. Jungkook'u bırakıcam dedin tamam dedim. Ona ihanet ettin yine tamam dedim. Ama şimdi sana diyecek hiç bir şeyim yok çünkü bunların hepsini hak ediyorsun.
Jungkook'un yaşadıklarını biraz da sen gör, hisset Taehyung...Yanaklarına düşen gözyaşlarını hızla silip döndü arkasına. Çıktı evden, başbaşa bıraktı beni acılarımla.
Duvara yasladım sırtımı.
Jungkook'a yaptığım tüm şeyler için ağladım. Jungkook'un bir daha bana dönmeyeceğinin farkında olarak ağladım.
Saatlerce yaptım bunu.Bitik gözlerimle kalktım ayağa. Telefonumu aldım elime. Jungkook'u aradım defalarca. Açmadı.
Onun yeni bir hayatı olacaktı. Peki ya benim? Nasıl kalkacaktım Jungkook'un bana bıraktığı yükün altından?
Günlerce ağlayarak mı?
Bağırıp çağırarak mı?
Hastanelik olana kadar mı?
Hiç sanmam. Ömrüm boyunca hep kalbimde taşıyacaktım Jungkook'u, ona yaşattıklarımı...Hadi ama Taehyung, bugün senin acılarınla ilk günün, bu kadar mahvolma şimdiden..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm not like you left
Fanfiction-Bana bir neden söyle. -Seninle beraberken bir çocuğum olmazdı... -Tek sorun bu muydu?