Ailelerin kavgası

120 3 0
                                    

(Çağan'dan)

Herkes evlerine dağıldığında Vildan ve ben el ele tutuşup evin yolunu tuttuk. Yolda nerdeyse hiç bişey konuşmamıştık. Sadece küçüklük
Anılarımızdan bahsetmiştik.

Eve gittiğimizde bizi şaşkınlık karşılamıştı. Annem merdivenlerde valizlerle birlikte oturuyordu. Ben farkedince yanıma geldi ve kolumdan tuttu. "Yürü oğlum gidiyoruz."
Kolumu geri çektim ve sordum.
"Noldu anne nereye?"

Annem önce benim suratıma sonrada Vildan'ın suratına bakmıştı. Vildan'ın annemin bakışlarından rahatsız olduğunu anladığımda önüne geçtim ve sorumu tekrarladım.
"Nereye anne?"

"Ben burda bi dakika daha durmam."
Belli ki büyük bir şey olmamıştı. Çünkü annem bu sözü sadece küçük olaylarda kullanırdı.
"Hadi annem içeri girelim."

Ben annemi içeri sokmaya çalışırken Vildan'ın ve benim babam birlikte bahçeye girdiler. Bizi o halde görünce babamda benim sorumu sordu.
"Ne oluyor burda? Valizler niye dışarıda?"

"Annem ve Vildan'ın annesi kavga etmiş." Üflerek söylediğim şeyle annem bana dönmüştü. Sonra Vildan'ın babası konuştu.
"Lütfen saçmalamayın. Öyle kavga ettik diye oturup konuşmadan gitmek yakışmaz. Bi kere bize uymaz."

Babasının söylediği şeyle annem biraz daha sakinlemişti. Bir süre durduktan sonra eline valizleri aldı ve içeriye girdi.

Onlar içeriye girerken bende Deniz'i aradım. Böyle bir durumda dışarıda olması doğru değildi.

Bir süre çaldıktan sonra telefonu gülerek açtı.
"Alo Çağan noldu?"
"Deniz nerdesin?"
"Melek'leyim."
Ne hala mı?

Gözlerim açılmıştı. Hala onunla mıydı? Ve o kız nasıl bir anda Deniz'den nefret etmeyi bırakmıştı? Biraz şüphelenmiştim. Belkide Deniz'e birşey yapmak istiyordu.

"Napıyorsunuz?"
"Taş sektiriyoruz."
Kahkaha atmıştım. Gerçekten de Deniz ruh eşini bulmuştu.
"Tamam Vildan'la bende geliyorum."

Telefonu suratına kapattım ve Vildan'ı çağırdım. Normalde onu çağırıcaktım ama bize de biraz eğlence iyi gelebilirdi. Vidan geldiğinde durumu anlattım bisikletlere binip sahile gitmeye başladık.

Yanlarına gittiğimizde yerde yan yana uzanmış uyuyorlardı. Vildan cık cıklamıştı. "Şuna bak soyulsalar haberleri olmiycak."
Sonra aklına bişey gelmiş gibi gözlerini belertti. "Hadi bunlara soyulmuş şakası yapalım."

Benim dediğimle hemen harekete geçmişti. Deniz'in cebinden cüzdanını aldı ve bana almam için işaret etti.
Bende Melek'in cüzdanını aldığımda
Hızlıca onları dürttük.
"Melek Deniz kalkın!"
Seslenmemizle hızla kalkmışlardı.

"Noluyo lan?" Melek'in söylediği şeyle onun kafasına vurmuştum.
"Salaklar! Cüzdanlarınız nerde sizin!"
Söylediğimle ikiside ceplerini yokladılar. Aynanda birbirlerine dönüp bi "hass..." Çektikten sonra ayağa fırladılar.

"Abi ne yapçaz! Benim onu bugün bulmam lazım!" Melek gözleri dolmuş şekilde konuşmuştu. Bu benim tuhafıma gitmişti. Cüzdanı için ağlamazdı. "Senin niye gözlerin doldu?"

Deniz suratını tutup kaldırdı.
"Olum içinde Annem'e aldığım saat vardı." Söylediği şeyden sonra yere oturdu ve Vildan'la birbirimize baktık. Sonra Vildan konuştu
"Knk ama senin annen-" konuşmasına izin vermemişti. Ayağa kalkıp ağzını kapattı.

"Kes sesini!" Sertçe çıkıştıktan sonra yanımızdan uzaklaştı. Deniz peşinden gidiceği sırada kolundan tuttum.
"Gitme belki yanlız kalmak ister."
Kolunu çekti ve bisikletine atlayıp ters istikamette gitmeye başladı.

Vildan ve ben ortada kalmıştık. Belkide hiç gelmeseydik daha iyiydi.

Aynı şeyi onunda düşündüğü yüzünden belliydi.

____________________________________

Nasıl buldunuz qukko'larım🪐

Umarım beğenmişsinizdir💙

Yazım hataları için özür dilerim🧡

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın🪐

Seviliyorsunuz💌...

İmkansız Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin