Sabah olduğunda alarmadan önce uyanıp yatağımdan fırlamıştım. Bugün nedense üstümde ayrı bir mutluluk vardı. Üstümü giydim ve aşağı indim. Kahvaltımı yaptıktan sonra dışarı çıktım.
'insan dışı varlıklar'
Melek: Olum hayırlı olsun Okula gelmiyorum
Azra: Noldu lan?
Miray: Ayağını kırdı
Minel: Aaaa Sen nerden biliyorsun
Azra: Sakin ol kaptan
Miray: Nerden bilicem Sümük gibi yapışıyor bana Geçen okuldan çıktık eve gidiyordum Sözde bana şaka yapıcaktı sırtıma atlıycakken yere düştü
Melek: Sende biraz yavaş git Eve bi gidişi var Sanki insan değilde çita
Vildan: Sjsjsjsj
Azra: Geçmiş olsun
Melek: Saol bacım saol Allah razı olsun
Vildan: Geçmiş olsun
Minel: Vildan senin okul nasıl gidiyor Alıştın mı
Vildan: Güzel gidiyor Aksiyon hiç bitmiyor
Miray: Ne oldu ki
Vildan: Akşam anlatırım Okula geldim
Melek: Enayiler Hadi iyi dersler size Ben yemek yicem
Miray: Kalk spor yap Anca karnını büyütüyorsun
Melek: Seni göbeğimle döverim
Sıla'nın yanına geldiğimde telefonumu kapattım. Gülümseyerek 'günaydın' dedim ve içeri geçtik. Geçen gün hakkında hiçbişey konuşmuyorduk. Sadece havadan sudan konuşuyordu.
Sınıfa girdiğimizde sıramıza geçip oturduk. Bir kaç dakika sonra sınıfa Çağan, Deniz ve arkalarından bi kaç tane kız girdi. Ben önüme döndüğümde Sıla onlara bakıyordu. Deniz her zamanki Samimi gülümsemesiyle "Günaydın" dedi. Ona cevap verdikten sonra tekrar önüme döndüm. Sıralarına oturduklarında Çağan bana doğru döndü. "Vildan çıkışta seninle konuşabilir miyim?"
Bir an şaşırmıştım. Ne olmuştu ki? "Tamam" dedim ve samimiyetine karşılık verdikten sonra çantamdan kitabımı çıkarttım. "Ders ne?" Sıla sorduğum soruya karşılık omuzlarını kaldırmıştı. "Bilmem" bilsen şaşarım zaten. Ayağa kalktım ve öğretmenler masasının üstünde duran sınıf defterinden ders programına baktım. "Matematikmiş." Sırama geçerken Sılaya söylemiştim.
Ders bittiğinde birlikte dışarıya çıktık. Sıla telefonuyla oynamaya başladığında bende elime almıştım. Instagram da dolaşırken üstten bildirim gelmişti 'caganefe_official yeni hikaye paylaştı' Vakit kaybetmeden üstüne tıkladım. Gördüğüm resim karşısında vücudum ısınmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Neden bu kadar iyi görünüyordu ki? "Bak" Sılaya resmi çevirdiğimde gözleri açılmıştı. "Knk senin zevkinde baya iyiymiş." Sılaya cevap vermeden telefonu kendime çevirdim. Resmin ekran görüntüsünü aldıktan sonra galeriye girdim ve bir süre resime baktım. Baktıkça daha da fazla etkileniyordum. Çalan zil beni kendime getirmişti. İçeriye girerken resmi güvenli klasöre aldım ve telefonumu kapattım.
Sınıfta Çağanı gördüğümde aklıma fotoğraf geldi. Nerdeyse bir oyuncu gibi duruyordu. Hayır hayır. Tam bir oyuncuydu. Ona aşık olmamak elde değildi. Kafamı hafifçe salladım ve sırama geçtim.
~~~
Dersler bittiğinde çantamı topladım. Tam sınıftan çıkıyordum ki aklıma Çağa'nın benimle konuşmak istediği geldi. Arkamı döndüm ve çantasını toplayan Çağan'a baktım. Yutkunduktan sonra seslendim. "Çağan" o bana dönerken sınıftaki diğer kızlarda dönmüştü. Bir Çağan'a birde bana bakıyorlardı. "Geldim geldim." Çağan bana seslendikten sonra telefonumu elime aldım ve sanki birşeylere bakıyormuş gibi yaptım. Yanıma geldiğinde telefonumu cebime koydum.
Okuldan çıkana kadar hiçbişey konuşmamıştık. Yolda yürüken sormuştum. Yoksa boş boş gidicektik. "Benimle ne konuşmak istiyordun?" Derin bir nefes aldı ve geri verdi. "Sen...beni mi seviyorsun?" Sorduğu soru karşısında donup kalmıştım. Nerden anlamıştı ki? Deniz mi söylemişti? Ama o bilmiyordu? Sıla? Yok o söylemezdi.
Ben iç sesimle konuşurken Çağan'ın elimden tutup koşmasıyla kendime gelmiştim. "Koş Vildan Koş!" Koşmaya başladığımda arkamızda köpeklerin olduğunu gördüm. İkimizi kovalıyordular.
Aynı sokağı üç tur koştuktan sonra iki duvar arasına girmiştik. Çağan benim önümde duruyordu ve sırtım duvara yaslıydı. Aramızdaki yok denicek kadar az olan mesafeyi önüme döndüğümde farketmiştim. Çağan hiç bişey yapmıyordu. Sadece duruyordu. "Vildan." Uzun bir sessizlikten sonra tekrar bana seslenmişti.
"Efendim." yutkunma sesini duyabiliyordum. "Beni seviyor musun?" Biraz beklemiştim. Acaba doğruyu mu söylemeliydim yoksa inkar mı etmeliydim?
Uzun sessizlikten sonra kararımı verdim. "Evet...Seni seviyorum." "Ne zamandan beri" sesi sinirli çıkmıyordu. Tam tersi dürüst olduğum için sanki mutlu olmuş gibiydi.
"Neden bana söylemedin?" "Nasıl söyleyebilirdim ki? Ben utangaç biriyim? "Ne zamandır sevmiyordun?" "İlk gördüğümden beri."
Yeri eğik olan kafamı kaldırdı. "Vildan...beni sevme. Seni çok üzerler." Kaşlarım çatılmıştı. Üzerim demiyordu, üzerler diyordu. "Kim üzer?" "Okuldaki diğer kızlar." Kafamı salladım. "Peki sen... Sen bana karşı birşey hissediyor musun?"
Kafasını olumsuz anlamda salladı. "Sevmiyorum." Gözlerim dolmuştu. Aslında bunu söylemesi normaldi ama nedense kalbim acımıştı. "O zaman izin ver." "Neye?" Vücuduna sarıldım. Onu bırakmadan önce ona sarıldım ve kokusunu içime çektim. Bunu birdaha yapamıycağımı biliyordum. O beni hiçbir zaman sevmiycekti. Bundan emindim. Benimde onu sevmeyi bırakmam gerekiyordu. Ama bunu yapmadan önce onu gördüğüm anda yapmak istediğim şeyi yaptım.
Ona sarıldım...
________________________
Nasıl buldunuz qukko'larım🖤
Bu hikaye bitince yazın aklımda 3 tane minsung fici yazmak var♥️
