Deniz'in Annesi

179 6 0
                                    

(Çağan'dan)

Evin önüne geldiğimde içerden bağırma sesleri geliyordu. Bian kimin olduğunu anlayamamıştım. Bi dakka Reyhan? Bu Reyhan'ın sesiydi. Deniz'in annesi. Yıllar önce, Deniz daha küçükken öldürdüğü babasının katili. Reyhan İpek...

"Ulan bunca zaman sonra niye geldin?"
İçeriye girdiğimde ikiside ayaktaydı. Deniz elinde karnına bastırdığı yastığı tutuyordu. "Deniz, beni dinle."
Reyhan ona doğru bir adım attığında Deniz arkaya kaçtı. "Gelme! İstemiyorum. Katil şerefsiz!"

Deniz Reyhan'a karşı bağırmaya devam ediyordu. En son Reyhan ona doğru bir adım daha attığında Deniz'in sırtı duvarla buluştu. Artık geri gidemiyordu. Ama Reyhan yaklaşmaya devam ediyordu. En sonunda kolundan tuttum. "Daha fazla gitme." Benim diycek birşeyim yoktu. İkisinin arasına giremezdim ama Deniz'i korumak zorundaydım. Babam bu görevi bana daha Deniz bize geldiğinin akşamında vermişti.

~23/10/2011 Akşamı~
Çağan ve babasının konuşması
(3.kişiden)

"Bak oğlum. Sana şuanda söyliyceklerimi belki anlamıycaksın ama yaşın büyüdükçe anlamaya başlıycaksın."
Çağan'ın babası, minik Çağan'ı kucağına almış, ondan büyük birşey istiyceği için hazırlıyordu.

Çağan'sa meraklı bir şekilde babasının gözlerinin içine bakıyordu.
"Nedir babacığım?" Babası derin bir nefes verdi ve konuşmaya başladı.
"Bundan sonra Deniz senin kardeşin. Tamam mı?" Çağan ellerini iki yana açmıştı. "Neden ki babacığım. Biz onunla aynı yaştayız ve o benim kardeşim değil."

"Artık öyle. O senden ne kadar büyürse büyüsün küçük olucak. Çünki onun babası artık yok."
Çağan babasına sarıldı. "Sen gidicek misin baba? Beni bırakıcak mısın?"
"Öyle bişey ancak sen büyüyünce olucak. Ama şimdilik bu önemli değil. Sen benim dediğimi anladın mı? Denizle ilgilen ve sanki sen onun abisisin ve oda senin küçük erkek kardeşinmiş gibi davran."

"Tamamdır babacığım. Ben ona babalık yapıcam."

Çağan o zamanlar pekte anlamıyordu babasının söylediklerini. Bunu sadece küçük bir oyun olarak görüyordu. Evcilik oyunu. Ama büyüdükçe daha küçük yaştayken omzuna verilen ağır yükü anlamaya başlamıştı ve onu büyük bir zevkle kabullenmişti. Deniz artık onun küçük, bakıma ve korunmaya muhtaç bebeğiydi.
Tabikide herkesden değil. Bazı kişilerden.

Mesela Reyhan'dan...

~Günümüz~

"Gitsene artık!" Deniz oturduğu zeminde ağlarken son kez bağırmıştı. Onu unutmuşken bir anda çıkması Deniz'i derinden etkilemişti.
"Reyhan, hadi git. Deniz'in iyiliğini istiyorsan bir daha gelme."
Ben Deniz'in aksine içindeki öfkeyi bastırmaya çalışıyordum.
Reyhan kapıya giderken son kez arkasına baktı ve ağzını açtı. Ama hiçbişey demedi. Demeye hakkının olmadığını oda biliyordu.

O günden sonra hapse girmişti. İçeriden çıktığından bugüne tam 3 yıl vardı. Üç yıl sonra hangi yüzle geldiğini aklım almıyordu.

Etrafıma baktığımda Deniz'in gitarını parçaladığını gördüm. Demekki sinirleri hafife alınmayacak derecede bozulmuştu. Yoksa bunu asla yapmazdı. Onun için yemekler ve gitarı yaşam kaynağıydı. Umudu bunlarda buluyordu.

"Deniz" yanına giderken seslendim.
Kafasını gömdüğü yastıktan bir an kaldırdı ve yüzüme baktı. "Neden Çağan. Neden mutlu olamıyorum? Tam herşey düzeldi diyceğim anda yine birşeyler oluyor. İstemiyorum onu. Ben birini görmek istiyorsam babamı görmek istiyorum. O sürtüğü değil. Ama gelmiyor. Babam gelmiyor. Böyle ayrılmak zorunda mıydık?"

Yanına oturdum ve önünde sıkı sıkı tuttuğu yastığı alıp kucağıma koydum. Ağzımı hiç açmadım sadece kafasını ittirdim ve kucağıma koymasını sağladım. Ben saçlarıyla oynarken o hüngür hüngür ağlıyordu.

Sakinleşmesi kolay olmamıştı. Saatlerce ağlamıştı. En son bir kere burnunu çekti ve bir daha sesi çıkmadı. O uyuduğunda ben onu uyandırmadan kafasını çektim ve yastığın üstüne koyup ayağa kalktım.
Etrafı toplamaya başladım. Gitarının bütün parçaları etrafa saçılmıştı. Artık tamir edilmeyecek durumdaydı.

Toplamayı bitirdiğimde kapı açıldı ve annemle babam aynanda içeriye girdi
"Noldu Çağan?" Annemin sorduğu soruyla nefes verdim. "Reyhan. Buraya gelmiş."
"Ne?" Annemin gözleri açılmıştı.
"Ben evde değildim. Deniz kapıyı açmış geldiğimde bağırıyorlardı. En son git dedim bir süre durdu sonra gitti."

"Deniz niye orda yatıyor?" Babamın sorduğu soruyla ona döndüm. "Reyhan gittiğinde duvarın dibinde oturuyordu. Bende kucağıma yatırdım uyuttum."

Babam söylediğim şeyle sırtımı sıvazladı. Bana verdiği görevi yerine getirdiğim için mutluydu. "Aferin sana." Önce gülümsedim sonra kaşlarımı kaldırdım. "Ama Deniz'in gitar paramparça."
"Onu hallederiz. O iyi olsun da." Annemin kurduğu cümle beni sevindirmişti. Hala ilk başlarda olduğu gibi onun için endişelenebiliyorlardı.

"Bence pizza söyleyelim. En sevdiği yemek o belki mutlu olur. Bir de futbol açalım. Gitar işini ben hallederim " söylediklerimle ikiside kafasını salladı. "Mantıklı." Babam cebinden telefonunu çıkartırken söylemişti. Telefondan pizzaları sipariş etti. Bende
Fenerbahçe - Beşiktaş maçı açtım ve durdurdum. Annemde mısır patlatıp getirdi. Herşey tamamen hazır olduğunda Deniz'i uyandırdım.

"Deniz, deniz hadi kalk." başını tutarak kalktı ve şiş gözleriyle bana baktı. "Noldu Çağan?" Parmağımla televizyonu işaret ettim. "Bak ne açtım sana. Gel birlikte izleyelim."
Kafasını salladı. "İstemiyorum. Yatıcam ben."
"Ama bak pizzada var."

Söylediğim sözle bir an durmuştu. Sonra arkasını döndü. "Biraz oturabilirim galiba."

Koltukta yan yana oturduk ve mısırı yemeye başladık. Sonradan pizzalarda gelince Deniz biraz olsun gülmüştü.

Maçı izlerken telefonuma gelen bildirimle gözlerimi oraya çevirmiştim.

"Kamp mı?"

__________________________

Nasıl buldunuz qukko'larım🪐

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın💛

Yazım hataları için özür dilerim💙

Seviyorum sizi💌...

İmkansız Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin