Smokescreen を

-9- Bir Kan Pıhtısının Yolculuğu

"Ben ve dünya... Sizi beğenmiyoruz."

***

"Seri katil Hoxter olduğunu itiraf eden Merhum Seoul Belediye Başkanının intihar mektubu gündeme bir çığ gibi düştü."

Led ekrandaki anahaber spikerinin sesi, modern dizayn edilmiş ve alt katı bir muayenehane olan Psikanalist Min Yoongi'nin evinde yankı bulduğunda, ekrandaki habere gözleri takılan kişi, Jung Hoseok'tu.

Bir yandan elindeki muzu yiyor, diğer yandan da bacak bacak üstüne olduğu koltukta mutlu mutlu ayağını sallıyordu. Ancak iç karartan bu haberle sallamayı bir an için kesmişti.

Sevgilisi Yoongi de bu esnada aynı odadaki çalışma masasında laptopunun karşısındaydı. Kemik gözlüğünün ardındaki bakışları açıkta kalan habere ve ardından da Hoseok'un tepkisine düşmüştü.

"Iyi misin bebeğim?" dedi derin sesiyle.

Bıkkın bir nefes verip muzundan bir ısırık daha alan siyah saçlı, gözlerini devirip elindeki muzu bileğinden zarif bir tutumla televizyona doğrulttuğunda, sıraladı.

"Şu tarz haberler. Benim gibi enerjik bir adamın bile moralini bozuyor resmen."

Beyaz tenli sevgilisi, duyduklarıyla birlikte kendine has gülüşüne ait inci gibi dişlerini sergilemişti hafifçe.

"Ahh... O enerjine bitiyorum biliyorsun. Ama..."

Ancak bir an için yüzündeki gülüş sekteye uğrayıp endişelenerek gözlüklerini çıkarmış ve "Ama başka bir sorun yok değil mi?" dediğinde, onunla göz göze gelip ekledi.

"Eskilerden yine bazı şeyler duymuyorsun değil mi?"

Hoseok elini ensesine atarak kaşıyıp yutkundu. Mimikleri ansızın kontrolü kaybetse de toparlandı çünkü bu konuları artık açmak bile istemiyor, geçmişi geride bırakmıştı.

Onunla, kendisi üniversite yıllarındayken psikolojik destek alması gereken zamanda, Taehyung'un önerisi üzerine tanışmışlardı. Ve kafasındaki sorunları, sesleri sayısız terapi ile susturabilmişlerdi. Min yoongi onu iyileştirip depresyonundan kurtararak, mutluluğunu ona geri vermişti.

Ona iyi gelen iki şey vardı, biri güzel sanatlar okuluna gitme sebebi olan dans. Diğeri ise bu çizgi gözlü adamın ona uyguladığı her türden terapiydi.

"Geri gelmemelerini yeğlerim tabi." dedi pozitifliğini elden bırakmadığı o alayla.

Ancak hem konuyu değiştirmek için, hem de Yoongi'nin fikrini tuhaf bir şekilde merak ettiği o konuyu dile getirmek istedi. Çünkü ülke çoktan çalkalanıyordu.

"Bu arada... Sence bu itiraf mektubu olayı ne kadar gerçek?"

Min, meslekteki 10. Yılında olan ve uzmanlığını Adli suç psikolojisi üzerine yapmış saygın bir psikiyatri doktoruydu sektöründe. Ve birbirleriyle her türden konuyu konuştukları açık bir ilişkileri vardı.

Yoongi, mint yeşili saçları gözlerine düşerken, kırmızı lekelerinin üzerinden geçirdiği işaret parmağıyla düşünceli görünüyordu duyduğu soruyla. Ama hoseok'un neden böyle bir şeyi merak ettiğini sormayacaktı. Bir an için kafasının içerisinde profesyonel bir edayla analiz ettiği haberin içeriğiyle konuşmaya başladı.

"Açıkçası doğruluk payı oldukça düşük bir bilgi gibi duruyor."

Bu, siyahlının ilgisini çektiğinde koltukta kıpırdanarak "Neden öyle düşündün?" dedi merakla.