Smokescreen を

-19- Kusursuz Bir Katilin Takıntılı Taklitçisi

Selam bebeklerim, son birkaç gündür attığım 3. bölüm bu. O yüzden öncekileri atlamadığınızdan emin olun ❤️🍷

Hızlı atıyorum, baya sardı, o yüzden Bol bol yorum bekliyorm besleyin hadi beni ::)))

***

Olay yeri inceleme ekibinin önden intikal ettiği otel odasında, Hwasa fotoğrafları çekip kanıtları toplatıyordu. O esnada odaya varan Kim Namjoon, saatini kontrol etti.

"Jeon hala gelmedi mi?"

Hwasa, giydiği beyaz teknik kıyafetler hışırdayarak elindeki kamerayı gözünden indirdi.

"Yolda olduğunu söyledi. Biraz uzaktan geliyormuş. Az sonra burada olur."

Kendi evi bu bölgeye yakınken bu, başka yerde kaldığının göstergesiydi.

"Ilginç..." dedi.

Aynı anda odaya koşarak giren Jimin kan kokusundan yüzü ekşise de hızla toparlanarak, "Geç kalmadım dimi? Amir gelmedi sanırım? Ohh... Şükürler olsun." diye nefes nefese söylendi.

"Evet gelmedi, Jimin sence de..." adli tıp doktoru gözlüklerini düzeltti.

"Sence de Jeon bu günlerde biraz tuhaf değil mi? Onun geç kaldığını hiç görmemiştim ama bu hafta ikinciye oluyor."

Komiser Park omuz silkti. "Doğru, programlanmış bir bilgisayar olduğunu düşünürdüm." sırıttı. "Ama o da bizim gibi insanmış."

"Buraya dedikodu yapmaya mı geldiniz beyler?" Hwasa'nın çıkışıyla ikisi de asker pozisyonuna geri gelmişti hızla.

Arkalarından içeriye adımlayan tok ayak sesleri korkutucu gelirken, Dedektif Jeon Jeongguk rüzgarıyla içeri girmişti şimdi.

Her zamankinden daha fazla çatık olan kaşları, gergin çenesi ve bu sefer kimseyi selamlamadan içeri girişiyle, ne kadar kötü bir ruh halinde olduğu belliydi.

Üç kişi de ansızın sessizliğe gömüldüğünde, Jeon odanın tam ortasında, ellerini cebine koyarak maktüle gözlerini dikmiş haldeydi.

Tek yaptığı, yaklaşık bir dakikadır yalnızca o cinayet yatağını irisleri ardından incelemek olduğunda, etrafında kara bulutlar şimşek çakıyordu sanki.

Ayaklarının mıhlandığı yerde bedeni hareketsizce dururken, yalnızca bakışları, detaydan detaya atlıyordu ve ansızın, dudaklarının kenarından hahlamayla karışık bir sırıtış duyuldu.

Yoktan yere ortaya çıkan saçma sapan bir durum, iştah kaçırıcıydı.

"Başarısız bir vaka." dedi.

Onunla konuşmaya ilk cesaret eden, Hwasa oldu.

"Ne düşünüyorsunuz Amirim?"

Jeon, olduğu yerde şimdi daha da gevşeyerek boynunu kütletti.

"Burası, düşünmeye bile değmez. Çünkü çok bariz."

Namjoon, bir adım öteye giderek yatağa yaklaştı.

"Öncekilere göre farklılıklar var. Evet." dedi.

Jiminse, Namjoon'un ve Jeon'un geniş omuzları arasından, ayak parmak uçlarında kafasını kaldırmaya çalışıp manzarayı görmeye çalışıyordu.

Dedektif, ilk kez hareketlenerek cebinden çıkardığı eldivenleri giydi. Attığı adımın altında halıflexe sıçramış kan lekelerine basmadan, yatağa yaklaşmış ve bakışlarını Namjoon'a dikmişti.