Hayat size bir çok şey yaşamanız için şans yaratır. Boyunuzdan büyük laf etmeleriniz için de, o lafları hatırlayıp pişman olmanız için de. Çocuk gibi küsüp bir diken için tüm bahçeye sövmenize de, sonra aynı bahçeye sığınıp, bir sebepe muhtaç içli içli ağlamanıza da. Hayat bir şeylere olan ilginle, bakış açınla alakalı. Güzel şeyler düşleyip, iyi anılar yaşamayı umarsan hayat sana iyi şeyler verir. Sen umutsuzluğa kapılınca da sanki her şey üstüne gelirmiş gibi olur. Dimdik durmak lazım. Her şeye rağmen bir amacın olduğuna inanmak, ayakların yere sağlam bassın diye çok çabalamak lazım.
Kalbime dolan huzurla yaşadığım şu 2 hafta bana Allahın bir lütfuydu sanki. Yıllardır kendim bile bilmeden düşlediğim, merak ettiğim o ilgiye Bekir sayesinde doydum. Meğer ben biri beni sürekli arasın istiyormuşum. Gece essin kafasına gelsin bahçeme, alsın beni kollarına istemişim. Gözleri hep üstümde olsun, kaşlarımın çatılmasından bile ne istediğimi anlasın istemişim. Şimdi o gizli düşlerimi gerçekleştiren adam gece gelip bahçemde sımsıkı sarılıp, aşk dolu sözler fısıldıyordu kulağıma. Aramalarından bahsetmiyorum bile. Vakti olunca 10 dakika bile olsa konuşmamız için hep şans yaratıyordu.
Yemekle ilgili üstümden ağır bir yük kalkınca ben de nihayet rahatlıyorum. İşe gidince toplantıda yine teşekkür ediyorlar. Ben de minnetle karşılık verip bir daha böyle bir sorumluluğun bana verilmeyeceyine, sıramı savdığıma inanmak istiyorum. Bu yemek olayı sürekli Bekirle dipdibe olmamı sağlasa da iyi değildim bu süreçte.
Şimdi en kısa sürede oyalanmadan işten ayrılmam ve Nesrinin kınasına yetişmem gerekiyordu. Hazırlıklara bile yardım edememiştim ama onun beni anladığını düşünüyordum. Arayıp durumu anlattığımda da tam altın takarsam belki bunu burnumdan getirmeyeceğini söylemişti. Bu kadarla kurtulduğum için şanslıydım aslında. Elimden çok öyle şeyler gelmezdi ama en azından yanında olmam gerekiyordu.
Bilgisayarda son maili de cevaplayınca masanın üzerini düzenleyip anahtarımı, çantamı alıp çıkıyorum ofisten. Yaz aylarının boğucu sıcağı önceki ay olduğu gibi yine insanın iliğini kurutuyor. Sıcağı hiç sevmem ben. Benim için en iyi hava battaniyeye sarılıp uzana bileceğim kadar serin bir hava.
Asansörde mesaj atsam da, binadan çıkınca arasam da Bekirden geri dönüş alamamıştım. İşlerinin yoğunlaştığını biliyordum ama o hiç beni habersiz bırakmamıştı. Yine de onun da özel bir alana ihtiyacı olduğunu bilerek ısrarlı bir şekilde aramaya devam etmiyorum. Nasıl olsa görünce geri dönüş yapar bana.
Eve gidip, annemin de kıyafetini hazırlayarak, ona makyaj yaparak 2 saati deviriyorum. Kendime de gayet sıradan, siyah askılı bir elbise hazırlayıp makyajımı gözlerimi öne çıkaracak şekilde bir az abartıyorum. İlk defa bu kadar kısa bir elbise giyiyorum ama yakışmıştı. Evdekilerin de onayını alınca annemle evden kınanın başlamasına yarım saat kala ayrılıyoruz. Arabayı almadan yokuş yukarı çıkmaya annemi zorladığım için üzülsem de o bana çaktırmıyor. Ama nefes nefese. Annem açık kapıdan içeri girerken ben hala arayıp sormamış Bekire nerede olduğumu, işi bitince beni aramasını söylüyorum. Artık kendimi sorguluyordum. Bir şey yapmamış, onu küstürecek bir şey söylememiştim.
Eve girince Nesrini deli dana gibi evin içinde dolaşırken buluyorum. Yemekler, evin dekorları tamamlanmıştı. Ama Nesrin ben gelmeden kimseyi yakın bırakmamıştı elbisesine. Ben gelince de gözleri hem sulanmış, hem de rahatlayıp derin bir nefes almıştı canım arkadaşım. Koşa koşa gidip sımsıkı sarılıyorum ona yardım edememenin verdiği vicdan azabıyla. Kulağına saçının ve makyajının ne kadar güzel olduğunu söylüyorum. Dudak büzüp teşekkür ederken yine naz yapıyor bana.
" Umarım en kısa zamanda sen de evlenirsin de ben de sana bunu yaşatırım. En kısa zamanda ama. Yoksa unuturum, aklımdan uçar gider."
Kıkırdayıp " Söz hemen evleneceğim. Sırf sen aynınısını yap diye."
![](https://img.wattpad.com/cover/280244081-288-k986881.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜBTEDİ
RomanceÖnemli olan ne kadar sevdiğin değil. Önemli olan nasıl sevdiğin. Birini gök yüzünde süzülüyormuş gibi hissettiriyorsan gerçek sevgi bu. Yıllardır aynı kaldırımda yürüyüp,aynı çevrede büyüseler de Güneş hiç farketmedi Bekiri. Sonra yerinde söylenmiş...