Ecrin'den:
Bir sonraki gün Fatıma yine Toprakla ve bende Naz ile oturuyordum. Bir teneffüste Naz kulağıma eğildi ve "Lavoboya gidelim mi?" Diye sordu. Okula daha yeni geldiği için kendi başına dolaşmaktan çekiniyordu. Zaten ben de annemin tembihlemelerine uyarak onun yanından ayrılmıyordum. Tamam anlamında başımı salladım ve sınıftan çıktık.
Koridorda yürürken karşımızdan okulun basketbol takımı geliyordu. Ve tabi Berkay ve Buğra'da. Aslında Buğra pek umurumda değildi. Berkay umurunda mı peki? Ah, o çıkılmaz bir durumdu.
Okullar arası basketbol maçına az kalmıştı ve basketbol takımı da bu yüzden sürekli antrenman yapıyorlardı.
Hiç onlara bile bakmadan yanlarından geçip gideceğim sırada Berkay kolumdan tuttu -evet yine- ve benim 'ne oluyor ya' dememe kalmadan Naz Berkayın elini sertçe kolumdan ittirdi ve "hayırdır ne oluyor?" Diye sertçe sordu. Berkay önce Naz'a baktı sonra bana döndü ve "Bu kim?" Diye sordu. Cidden gözlerime bakmadan konuşsa olmaz mıydı? O öyle bakınca içim gidiyordu çünkü.
Bende sert bir şekilde "seni ilgilendirmez" dedim ve yanından geçip gideceğim sırada tekrar kolumdan tuttu ve "Konuşmamız gerek, lütfen" Ben o oldukça derin ormanda kaybolmamaya çalışırken Naz bu sefer "Çek o elini" dedi oldukça sert olan bir ses tonuyla. Ses tonu beni bile korkutuyordu. Gerçekten bazen sinirlendiğinde korkunç olabiliyordu.
Berkay yavaşça elini kolumdan çektiğinde konuşmak için yalvaran gözlerle bana bakıyordu. N'olur öyle bakmasındı, içim gidiyordu. "Konuşmamız gerekli falan değil, ben seninle konuşmak istemiyorum. Git sen sevgilinle konuş" dedim ve daha fazla öyle bakmaması için hızla oradan ayrıldım.
Berkay'dan:
Ecrin yanımdan hızla çekip gittiğinde çaresizce arkasından baktım. Neden böyle yapıyordu ki? Sadece bir şeyleri açıklamak istiyordum neden dinlemiyordu?
Oflayarak Buğra'ya döndüğümde "Ne oldu ya, sizin aranızdaki sorun ne?" "Off saçma sapan işler işte" "Ne oldu söylesene" "Biz kamptayken Ecrinin ayağını burkup düştüğü gün onu çadırların olduğu yere kadar getirmiştim ya," "Ee?" "O gün bunu Tuana görmüş kendi kendine triplenmiş geldi yanıma önce bağırdı sonra sen onunla birlikte miydin, neden onu sen getirdin, ne yaptınız birlikte falan diye birsürü şey zırvaladı. Bende ona seni ilgilendirmez bırak artık yakamı deyince bu sefer Toprakgilin yanına gidip biz Berkayla sevgiliyiz falan demiş tabi bunun yanında birşeyler daha saçmalamış. Ecrinde büyük ihtimalle şu an benim Tuanayla sevgili olduğumu düşündüğü için benden uzak duruyor. Var ya senin hatırın olmasa bunlara on metreden fazla yaklaşmam." "Boşver benim hatırımı falan. Hem cerenle de ayrılacak gibiyiz zaten, sevmiyorsan uzak dur onlardan. Hem onu bunu boş ver de ecrinin yanındaki kız kimdi ya?" "Ne bileyim sordum seni ilgilendirmez dedi ya. Hem neden soruyo-" Cidden düşündüğüm şey miydi? Kafasına vurdum ve "Lan, doğruyu söyle hoşlandın mı kızdan"
Buğra hiçbir şey söylemedi ve sırıtarak yürümeye başladı "sırıtma"dedim hala sırıtmaya devam ediyordu. "Sırıtma konuş düzgünce" "yok ya hoşlanmak değil de, güzel kızmış sadece" bu sefer ben sırıttım ve daha önce onun bana söylediği cümleyi söyledim "tabi canım kesin öyledir."
Ecrin'den:
Naz'la birlikte lavoboya doğru ilerliyorduk naz "Hayırdır kimdi o çocuk ve neden seninle konuşmak için bu kadar ısrar etti?" "Önemli biri değil ya. Biz okula ilk geldiğimizde aramızda ufak bir elektriklenme olmuştu, ama onun sevgilisi varmış ve bunu bize sevgilisi söyledi. O söylemese çocuğun metresi olacaktım." " Nası yani söylemedi mi sana sevgilisi olduğunu" "evet söylemedi" "ve seninle takıldı?" "Yani onun gibi birşey" "Görüyor musun şerefsizi?" Aniden Naza döndüm ve"biraz fazla oldu sanki naz, ve ayrıca boş ver oldu bitti ve artık umurumda değil" umurunda değil mi? Hadi ama kandırmayalım kendimizi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ormanında Kayboldum
ChickLit"Yaşayacaksın gözlerimde" hoca bunu söyler söylemez aklıma onun uçsuz bucaksız orman yeşili gözleri ve kendi kahverengi gözlerim geldi. Aslında gözlerimizin renkleri ne kadarda birbiriyle uyumluydu. Ve tam o an aklıma şu cümle geldi "Ormanında kay...