Jisung hemen ayağı kalıp garsona baktı. Garson hemen başını yere çevirerek özür diledi. "UF BAŞKA GİYECEK BİR ŞEYİMDE YOK Kİ ŞİMDİ!" diyerek ıslak mendille tişörtünü sildi. "İzi kaldı ama boş ver hadi yemeğimizi yiyelim." diye gülümseyerek belirtti Felix.
Jisung bu olayı çok takmadı ve yemeğini yemeye başladı. Hyunjin bir çatal aldıktan sonra: "MMMM TÜRKLERİN MUTFAK LEZZETİ DE BİR BAŞKAYMIŞ CANIMM!" deyip kendinden geçti. "Tabii olm ne dedim size KEBAP TA KEBAP!" diye güldü Felix.
Yemekler yendi ve hesabı ödemeye geldiler ve kaos çıktı... "BEN SÜRÜKLEDİM SİZİ BURAYA BEN ÖDİCEM!" Diye ciyakladı Felix. "SENİ DE ÇAĞIRAN BİZDİK AMA!" diye öttü Hyunjin. Onlar orada birbirlerini yerken Jisung tuvalette üstündeki lekeyi tekrar silmeye gitmişti. Geldiğinde ise HyunLix ikilisinin hesap ödeme konusunu çoktan bitirdiğini gördü. "Ee kim ödedi?" diye sordu Jisung. "Yarı yarıya ödedik hehe-" diye ensesini kaşıdı Hyunjin.
Yemekçiden çıkarlarken Jisung mızmızlandı. "Of tişörtümdeki bu kocaman lekeyle nasıl toplum içine çıkıcam?! Herkes bana bakar..." der demez omuzlarından bir siyah ceketin kendisini örttüğünü görür ve Hyunjin'e bakar. "Hayır önemli değil hava serin sen g-" lafını kesti Hyunjin: "Üstümdeki zaten kalın. Ceket beni terletio sende dursun." deyip tebessüm etti. Jisung mahçup olurcasına başını yere eğdi.
"Eee- Ben gideyim o zaman Chan Hyung bekliyo-" diye araya girdi Felix. İkiside sesin geldiği tarafa döndüler. Felix'in varlığını bir anlığına unuttuklarını hatırladılar. "Tamam o zaman seninle sonra haberleşiriz!" diye Felix'le tokalaştı Hyunjin. Ardından Jisung'ta elini uzatıp "Tanıştığımıza memnun oldum kalın sesli sevimli surat adam" deyip güldü. Bunun üzerine diğerleri de güldü ve Felix'le vedalaşıp oradan ayrıldılar.
Yolda sohbet ede ede yürürlerken Hyunjin birden; "YAH! SANAT MÜZESİNE GİDELİM Mİ??" diye bağırdı. "OA! OLUR HEM SAAT DAHA ERKEN!" diye karşılık verdi Jisung. Böyle olunca Hyunjin hemen kolundan tutup çekiştirdi. "DUR DUR ÖNCE ÜSTÜMÜ DEĞİŞTİRSEYDİM!" Önce eve uğrasak??" diye sordu Jisung. "A- Tabii olur." dedi Hyunjin ve önce eve uğradılar.
⁜ ⁜ ⁜ ⁜ ⁜ ⁜
Müzeye girer girmez heyecanla uludu Hyunjin. "Woaah...! Cidden çok güzel tablolar var burada!" diye eşlik etti ona Jisung. "YA YA! ŞU TABLOYU HEP CANLI GÖRMEK İSTEMİŞTİM!" Deyip başka bir tablonun yanına uçtu Hyunjin. Jisung ta hemen arkasından güle güle geliyordu. Hyunjin'in bu tavırlarını çok şirin bulmuştu.
"Damat gelini kaçırmış gibi duruyor." diye tabloya yorum yaptı Jisung. Hyunjin ona dönüp güldü. "Farklı bir bakış açısı. Sevdim." deyip tablonun fotoğrafını çekmek için telefonunu çıkarttı. Hyunjin kendisinin de fotoğrafını çeken Jisung'tan habersiz tablonun fotoğrafını çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NO LIMIT | HYUNSUNG
FanfictionDisiplin konusunda katı bir aileye sahip olan Jisung ve diğer yandan ailesi tarafından baskısı olmayan Hyunjin. Hyunjin ve ailesi Busan'dan Seoul'a taşınırlar. Bundan dolayı okul kaydını değiştirmesi gereken Hyunjin güzel sanatlar adına yeni bir üni...