- ➌ -

370 54 64
                                    



Gözlerimi kapatan siluet bana; "Ben kimim?" diyerek güldü. Aniden arkamı döndüğümde Jisung'u görmüştüm. "Korkuttum mu? Üzgünüm..." dedi. "Hayır hayır! Sadece şaşırdım. İyi olmana sevindim." diyerek ayağı kalktım. O da biraz daha yakınıma gelip bana bir hediye uzattı. "Ne gerek vardı? Niye veriyorsun ki?" diye sordum. "Gayette gerek vardı. Sen benim hayatımı kurtardın ve teşekkür etmek için bu küçük hediyeyi vermek istedim. Aslında daha büyük bir şey vermek isterd-" lafını kestim ve; "Hayır. Bu bile benim için gayet büyük bir hediye sayılır. Teşekkür ederim." dedim ve hediyesini kabul ettim.

İçinden kurbağalı bir yüzük ve mavi renkte, örülmüş bir bir bileklik vardı. Ben takıları takarken Jisung şöyle dedi: "Bilekliği kendim örmüştüm. Umarım hoşuna gider." Koca bir gülümsemeyle: "El yapımı ha? Daha çok sevdim bak!" dedim. O da bana gülümsedi ve başını yere eğdi.

"Bilgisayar veya PlayStation, Xbox falan sever misin? Oyunları yani." Diye sohbet konusu açmak için sordum. Heyecanla kafasını kaldırdı ve: "THE LAST OF US OYUNUNU BİLİYOR MUSUN! VEYA DİĞERLERİ! BENİM FAVORİLERİM BUNLAR ******" diye heyecanla saydı. O sevdiği oyunları sayarken güldüm. "Pardon, fazla heyecanlandım." dedi. Ardından elimi hayır anlamında sallayıp: "Önemli değil. Bende sevdiğim şeylerden bahsederken heyecanlanıyorum." dedim ve lafıma devam ederek; "İstersen benim evimde beraber oynayabiliriz. Bende her PS ve oyun var." dedim. Gözlerini fal taşı gibi açıp ağzından "oha" kelimesi duyuldu. Merakla ona baktım ama sonra başını üzgün bir şekilde eğdi. "Çok isterdim ama ailem başkalarının evine gitmeme izin vermiyor." dedi. "Başkası?" deyip ellerimi omzuna attım ve ona baktım. O da başını kaldırıp bana baktı. "Biz arkadaşız Jisung." dedim ve gülümsedim. Başını onaylar şekilde sallayıp gülümsedi. "Arkadaş." dedi ve bende tekrar gülümsedim.

Ellerimi omzundan çekip enseme koydum. "Eee? Geliyor musun o zaman?" diye tekrar sordum. Yüzünü buruşturdu. "Ailem çok kısıtlayıcı. Eğer evine geldiğimi duyarlarsa..." diyerek devam etti. "Ben hallederim." dedim. Kafasını sola eğip tek kaşını kaldırdı. "Nasıl yapıcaksın bunu?" diye sordu. "Ailenle hastanedeyken sohbet etmiştik. Baban beni sevmiş gibi gözüktü. Ben hallederim yani." derken lafıma daldı. "Babam öyledir. İyi gözükür ama değildir." dedi. Bu dediği beni düşündürdü çünkü hastanedeyken babasının sözlerini aklıma gelmişti. Demek ki niyeti kötüydü.

Sözüme devam ettim. "Peki şöyle yapsak? Ben senin evine gelsem?" Düşündü ve sonunda. "Olabilir." dedi. "YESSS! O zaman okul çıkışı sizin ev direkt." dedim. O da onayladı ve biraz da hobilerimiz ve başka sevdiğimiz şeyler hakkında sohbet ettik. Biz sohbet ederken ders vaktimin yaklaştığını gördüm ve yanından ayrılıp sınıfıma gittim.


Ders bitimi okul kapısında Jisung'u beklemeye başladım. Aç olduğumuz için öncelikle bir şeyler yemeye gidicektik. Ve sonunda beklediğim adam da gelmişti işte. "Çok beklettim mi? Güllerin dikeni çok uzamıştı biraz kırpmakla uğraştım." demişti. "Yok, bende yeni gelmiştim zaten. Eee nereye gidelim?" diye sordum. "Fark etmez." dedi. Bileğinden tutup çekiştirdim. "O ZAMAN FAVORİ MEKANIMA GİDELİM!" dedim heyecanla. "TAMAAAAAA- ... -M" dedi o sırada ben onu çekiştirirken.

Kebap yemeğe gelmiştik. İçeri adımımı attığım an Mesut abi bana: "HOHOOYY HOŞ GELMİŞSEN HUÇİÇİN!" dedi. "Hoş buldum Mesut abeeyh! Bize cam kenarı masa varsa versene." dedim. "Tabii hohoyht." dedi ve yanımdaki Jisung'a baktı. Şapşal bir biçimde etrafa bakıyor ve restaurantı kokluyordu. "Yanındaki arkadaş döner kokusuna dayanamadı herhalde." deyip güldü ve bize masamızı gösterdi. "İlk defa geliyor ondandır." deyip bende güldüm.

"Ne alırsınız?" dedi Mesut abi bize. "Abicim bak. Öncelikle masayı elinde ne mezeler varsa hepsinden donatıyorsun. Lavaş, pide. Onlar da olsun." dedim ve Jisung'a baktım. "Çok ayrı dünyalardaymışız gibi hissettirdi bu konuşmalarınız. Nece konuşuyorsunuz?" deyip güldü Jisung. Bizde ona güldük. "Sonra bana bir acılı adana getir. Jisung sen ne istersin? Yeni başlayanlara iskender öneririm." dedim. O da hiç itiraz etmeden tamam dedi. Sonuçta ne olduğunu bilmiyordu ve tamamen bana güvendi. "Tamamdır o zaman. İçecek ne alırsınız?" dedi Mesut abi. "Bana acılı şalgam, Jisung'a ayran ve iki tane de su." dedim. "Tamamdır." deyip gitti.

NO LIMIT | HYUNSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin