Bu bir bölümdür!
Hem İsas Hem Elsin kurgusudur.
NOT: Bu kurgudaki Mete, Cemrehan Karakaşdır.
Oy verip yorum yapar mısınız?
OY: 15 YORUM: 15
27. Bölüm: Korkak- Cesur
ARDA: Asya ayrılmayacaksınız değil mi?
ASYA: Git başımdan Arda.
ARDA: Kim üzdü seni?
ASYA: Arda sonra konuşalım.
ARDA: Peki.
●
İSKENDERDEN
Asya haklıydı. Ben tam bir korkaktım. Tarihi değiştirdiğimizde olacak şeylerden korkuyordum. Asya ile ayrılmak da istemiyorum. Ben ne yapacağım? En iyisi Asya'nın gönlünü alayım. Odasının kapısı kilitliydi. Gerçi kilitli olmasa bile böyle girmem doğru olmazdı. Sonuçta odada yalnızca Asya kalmıyor. Kapıyı birkaç kez tıklattım. Uyuyor muydu acaba?
ELİF: Kim ya gecenin bu saatinde?
İSKENDER: Elif benim İskender. Asya nasıl?
ASYA: Niye gelmiş?
İSKENDER: Asya aç kapıyı konuşalım lütfen.
ASYA: İskender gider misin?! Benim seninle konuşacak bir şeyim yok!
İSKENDER: Benim var ama.
●
ELİF: Hazır mısın Sinancım?
ARDA: Bir dakika ben doğru mu anladım? Ahahahhaha
SİNAN: Niye gülüyorsun?!
ARDA: Şimdi siz birbirinize her türlü şeyi yapmakta özgür olacaksınız ve en çok sinirlenen kaybecek anladığım kadarıyla. Sinan kusura bakma ama kazanan baştan belli.
SİNAN: Ben kazanacağım.
ELİF: Ödül?
ARDA: Ödül koymadınız mı?
SİNAN: Sonra düşünürüz ödülü.
●
ELİFTEN
Bu kim ya gazeteyi tersten okumaya çalışıyor? Acaba o kişiyi elimdeki hortumla ıslatsam mı ıslatmasam mı? Islatayım bence. Hava sıcak zaten. Serinlemiş olur. Ona da yazık.
Onu ıslatmaya başladığımda yüzünden gazeteyi çekti. Sinan olduğunu görünce bir tırsmadım değil. Benim olduğumu görünce yüzüne sahte bir gülümseme ekleyip konuşmaya başladı.
SİNAN: Canım Arkadaşım neden beni ıslatıyorsun?
ELİF: Hava sıcak. Senin olduğunu biliyordum. Dedim ki yazıktır onu ıslatayım da azıcık serinlesin.
SİNAN: O zaman bilmiyordun ama şimdi biliyorsun. Halen ıslatmaya neden devam ediyorsun Arkadaşım?
ELİF: Bilmem.
Sinan'ın benimle konuşurken bana yaklaştığını fark ettim.
ELİF: Sakın yaklaşayım deme Sinan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝕿𝕺𝖅𝕶𝕺𝕻𝕬𝕽𝕬𝕹 İ𝕾𝕶𝕰𝕹𝕯𝕰𝕽 *İ𝖘𝖆𝖘 𝕰𝖑𝖘𝖎𝖓* |Tamamlandı|
Fiksi UmumKAPAK TASARIMI @Ceycey-956 ya aittir. ELİF: Ne oldu Sinan? SİNAN: Ne oldu bize Elif? İSKENDER: Asya sen iyi misin? ASYA: Senle ne kadar iyiysek o kadar iyiyim. ARDA: Niye kimse nasıl olduğumu sormuyor?