16; LINOYA

21 8 26
                                    

Bu size doğum günü hediyemm
Keyifli okumalar❤️

anlattıgim hayat hikayemden sonra woo ve yeo birazcık aglamisti. hongjong'un gözleri dolmuştu. ay bu çocuklar çok yumuşamış.

"ya oğlum size ne olmuş böyle ince olmuşsunuz. normalde kolunuzu kirsaniz aglamazsiniz."

"sus ve gel buraya şapşal çocuk" deyip koynuna sokusturdu beni WooYoung.

"hop hop ne oluyor benim prensimi koynuna sokusturmalar falan??" diye ayarlandı Lee wooya.

tabi san da durmadı, " asıl sana hayırdır lino bakıyorum senin popis havada-" onun sözünü kesen geldiğinden beri doğru bir tek kelime etmeyen yunhoydu.

"HEY! han ayrıl woodan. çabuk," beni woodan ayırdı,"lino sende özür dile kardeşten,"

"sen ciddi misin-"

"LINOYA!"

"tamam özür dilerim woo."

"san sende özür dile bakayım."

"özür dilerim linossi"

"yunho lütfen bir daha bu kişiliğe bürünme. çok korkunç oluyorsun."

-

artık gidiceklerdi. bu yüzden hep birlikte hava alanına gittik. çocuklarla vedalaşmıştım. sıra Minho'ya gelmişti.

"Hey yüzüme bak lee."

Gözlerinden yaşlar akıyordu.

"Sen ne ara böyle sulu göz oldun ya."

Aslında bende ağlıyordum. Ama uzulmememiz gerekliydi. Bu bir ayrılık değildi. Bu bizim yeniden baslangicimizdi.

"Hoppa biz ağlamak yok demedik mi? Ha?" Bunu söyleyen mingiydi.

Bu çocuk neden bu kadar duygusuzdu. Onu yeni tanımaya başladığım zaman böyle değildi bu çocuk. Bir anda bir haller geldi.

"böyle gelin çifte kumruları yalnız bırakalım." dedi san. woo ise kafasını sallayarak onu onayladı.

"lee bunu al ve gelene kadar hiç kaybetme."

anlamaz gözlerle beni ve elimdekini süzdü.

"bunu kolundan çıkardığını görürsem başın belaya girer. haberin olsun," o tam bana cevap vericekti ki ben tekrar başladım.

"bu arada evin ve arabaların anahtarlarını versene. nasıl eve giricem sonra kediler ölür yoksa."

"hanji al şunu bir daha deme öyle. dayak mi yemek istiyosun."

minhonun bunları derken bir göz devirisi vardı. bir ben Bir Allah biliyo.

tam elinden anahtarı almak için yaklasiyordum ki son kez etrafı kolaçan etti ve beni birden kendine çekip öptü. o sırada da çocuklar bizi görmüş olucak ki, tabiri caizse anirmaya başladılar. sanki kendileri dibine kadar hetero gibi. tabii ki bu Lee'nin hoşuna gitmişti. o aglak ifadesinden azıcık olsada kurtulmuştu.

"sen guluceksen hep yapalim böyle bay min. ne dersin?"

"sen sus ele başı. sende ulu orta yerde. sonra millet neden karisiyo gençlere."

super board - minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin