1

933 59 248
                                    

Merhabalaarrrr. Fok balığı yeni fic ile karşınızda. Sakın demeyin sanki diğerlerine bölüm atıyorsun da yeni fice başladın diye. İlham geldikçe yazıyorum ve atıyorum. Ama  bu fic farklı. Çünkü bölüm depoladıktan sonra atacağım bunu. 

Ve Eğer şu an bu bölümü okuyorsanız 4 bölüm depoludur. Bu ficin konusu gerçekten okumayı en sevdiğim konulardan bir tanesi. Böyle olunca da bende dedim ki neden yazmıyorum. Aklımda bir sürü konu vardı. Hatta iki tane bölümde yazmıştım ama sildim. Çok içime sinmediği için. Sonunda bu fic gerçekten çok içime sindi.

Umarım yeni kitabı beğenirsiniz.

Bol bol oy ve yorum beklerimmm ⭐️💬

Fok balığı sunar... 🍿

●●●

Yumuşacık yatağımda uykumun en derin zamanlarında mışıl mışıl uyuyordum. Gözümdeki uyku bandı ile de gayet sosyete kadınlar gibi uyuyordum. Ama gelin görün ki ben sosyete erkektim.

Bir tane yastığım bacağımın arasında diğeri kollarımın arasında diğeri ise başımın altındaydı. Evet ben 3 tane yastık ile uyuyordum. Annem bazen tüm yastıkları buraya taşımışsın dese bile daha fazla yastık koymak istediğim bile oldu.

Bol yastık ile uyumak çok rahat bir uyku pozisyonudur. Aksi olduğu zaman kendimi çift kişilik yatakta yalnız hissediyordum.

Hiç bilmediğim bir eve gelmem de bu yalnızlık hissimin büyümesine sebep olmuştu.

Annem ile babam ayrılalı neredeyse 5 sene oluyordu. 3 sene önce annem beni sevgilisi ile tanıştırmıştı. Evet 'cici babam' bana kendi oğlu gibi davranıyordu fakat ben onu kendi babam gibi görmüyordum.

Babam iş için yurt dışında yaşıyordu. Bazı zamanlar onun yanına gidip birkaç ay kaldığım oluyordu. Üniversite son sınıf öğrencisiyim ve mimarlık bölümünü tercih ettim. Başlarda her ne kadar kulağa cazip gelse de maket yapma işleri beni biraz zorluyordu.

Annem ile Bay Jeon 2 sene önce evlenmişlerdi. Bende annemle birlikte bu eve taşınmıştım. Bay Jeon'un bir de oğlu vardı. Benden 4 yaş büyüktü. O da benimle aynı mesleğe sahipti. Kendisi ile pek anlaşamazdım. Anlaşmayı çok denedim. En azından bu evde kendi yaşıma yakın anlaşabileceğim biri olmasını isterdim. Kendisi tam dışarıdan görünen gibi biriydi. Bana karşı tavırlarındaki soğukluğu asla bozmamış gerekmedikçe tek kelime bile etmemişti. Anneme karşı da böyleydi. Sanırım bizi kabullenemediği için. Bulduğum her vakitte onunla bir şeyler yapmak isterdim. O ne yapar eder bir bahane bulur ve birlikte yapacağımız işten kendini uzaklaştırırdı.

Onunla anlaşma çabalarımı beni arkadaşlarımın önünde rezil etmesi ile bırakmıştım. Bir gün arkadaşlarım yeni evimi merak ettiğinde onları davet etmiştim. Salonda film izlerken içeriye üvey abim Jungkook girmişti. Gözlerini hepimizin üzerinde tiksinircesine gezdirmiş sonunda ise bende sabitlemişti. Bende onun bakışlarına aynı şekilde karşılık verirken bana bir anda hakaret etmeye başladı.

"Sen kimin evine kimi getiriyorsun? İzin aldın mı? Bu ne hadsizlik? Annen babamla evlendi diye kendine bu evde yer bulmayı bırak. Burası benim evim."

Normalde alınmazdım belki bu sözlerine. Ama bilmiyorum alınadabilirdim. Arkadaşlarımın önünde bana böyle laflar söylemesi ve ben onunla yakınlık kurmaya çalışırken böyle yapması benim kalbimi çok kırmıştı. O günden sonra aramızı düzeltme çabalarıma son vermiştim. Zaten birkaç ay sonra da yurt dışına çıkmıştı. Yaklaşık 8 ay kalmıştı ve bugünde dönüyordu. Evde her şey mükemmel ilerliyordu onsuz. Evde Jungkook olduğu zaman negatif enerji ile doluyordum. Herif resmen tüm enerjimi alıp götürüyordu. Dün annem beni baya sıkı bir şekilde uyarmıştı. Bugün bir saçmalık yapmamam konusunda. Mükemmel bir karşılama yapmak istiyorlarmış. Beyefendi de sanki bunu hak ediyordu. Paranın verdiği şımarıklık yüzünden burnu havada bir tip olarak hayata karışmıştı.

We Are Not Brothers-TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin