5

366 38 124
                                    

Baktım yükselmişiz kısa sürede bir tane daha atıyım dedim

Valla ilham gelince arka arkaya bölüm yazdım ama tabii ki siz bunları aralıklarla okuyacaksınız.

Bol bol oy ve yorum bekliyorum ⭐️💬

Fok balığı sunar... 🍿

●●●

Gözümü açtığımda havanın karardığını görmüştüm. Telefonuma uzanıp saate baktığımda saat üçe geliyordu. Çoktan gece yarısını geçmiş sabaha yaklaşmıştı. Uzun bir süre uyuyordum ve bu kadar uyuduğumu hatırlamıyordum. Ağlamaktan şiştiğini tahmin ettiğim gözlerimi ellerim ile ovuşturdum ve banyoya ilerledim. İşimi hallettikten sonra aynanın karşısında geçmiş ellerimi yıkamıştım. Ayna da kendime dikkatli bir şekilde baktığımda dağılmış, berbat, perişan bir halde olduğumu gördüm. Avuçlarıma soğuk suyu doldurup yüzüme çarptım. Biraz olsun kendime gelince banyodan çıktım ve mutfağa indim. Akşam eve gelince bir şey yiyemediğimden dolayı midem kazınıyordu.

Mutfağa girince hemen buzdolabını açtım. Akşam hizmetli noonanın yaptığı yemekleri görünce birkaçını çıkarttım ve tabaklara koydum. Mikrodalgaya koyup ısıttıktan sonra masaya geçtim. Elimdeki telefon ile bir şeyler izlerken bir yandan da yemek yiyordum o kadar dalmıştım ki mutfağa girip beni izleyen Jungkook'u fark etmemiştim. Gelen devrilme sesi ile girdiğim transtan irkilerek çıkmış ve kafamı hemen sesin geldiği yöne çevirmiştim.

Jungkook'u görmem ile arka plana ittiğim sinir ve öfken yeniden su üstüne çıkmıştı. Gözümü devirerek geri telefona döndüm. Az yemeğim kaldığı için hızlıca yemeğimi bitirip ayağa kalktım. Tabağımı lavabonun kenarına koydum ve çıkmak için kapıya yürüdüm. Kapıdan çıkmama engel olan şey ise Jungkook'un kapı kirişine koyduğu koluydu. Kafamı ona doğru çevirip ifadesiz yüzümle ona bakmaya başladım.

"Nereye gidiyorsun?"

"Uzaya."

"Dalga geçme benimle. Adam akıllı bir şey sordum sana."

"Evde nereye gidebilirim?"

"Her neyse niye gözlerin şiş senin ağladın mı?"

"Hayır, fazla uyuduğum- bir dakika ya sana ne? Sana ne hesap vereceğim."

Daha fazla onunla muhatap olmamak için kolunu sertçe çekip çıkıp gitmiştim. Odama girip kapıyı sertçe kapattım. Sohee'nin evde olup olmadığını bilmiyordum ama umurumda bile değildi. Onun bir suçu yoktu ama istemsiz ona karşı bir kin besliyordum. Belki hataydı ama engel olamıyordum.

Yatağıma yatıp telefonumdan dizi açmaya karar verdim. Çok erken saatte uyuduğum için uykumu almıştım ve bundan sonra da uyuyabileceğimi zannetmiyordum.

Yeni gelen ve merak ettiğim bir diziyi açmış izlemeye başlamıştım. Bölümün yarısına gelince kapımın açıldığının sesini duydum ve bölümü durdurup kapıya döndüm. Tahminlerimde elbette yanılmamıştım ve gelen kişi Jungkook'tu. Biraz dik oturup sırtımı yatak başlığına yasladım ve bağdaş kurup oturdum. O da tam karşıma geçip aynı benim şekilde oturmuştu. Bakışlarını tam gözlerime dikmişti.

"Konuşmayacak mıyız?"

"Neyi konuşacağız?"

"Taehyung off konuşmamız gerek. Üzerinden zaman geçmiş olsa bile biz öpüştük."

"Evet öpüştük ve ikimizde dudaklarımızdaki izlerimizi başkaları ile sildik Jungkook. Üzerine daha konuşmamıza gerek yok. Bir hata oldu ve bitti. Üzerine fazla düşünmemize gerek yok. Hem senin sevgilin var benimde etkilendiğim biri. Onlara yazık olur. Ayrıca sarhoştuk ve sorumluluk almamızı gerektirecek bir bilince sahip değildik. Bu yüzden için rahat olsun çünkü benim çok rahat."

We Are Not Brothers-TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin