9.

196 11 15
                                    

Geri döndüğümde Negan uzun uzun bana baktı, sonra konuştu.
"Kahvaltıyı hazırladım. Kahvaltı yapalım, çok işimiz var."
"Ne işi Negan?"
"Bugün evleniyoruz, resmiyette. Ne çabuk unuttun."
"Neden evleniyoruz ki?"
"Bana tokat attın, cezası bu şekilde oldu. Benden yana hava hoş."
"Hava zaten hep senden yana hoş. Bir şey değişmiyor."
"Tatlım böyle söyleme, hadi soğutmadan yiyelim."
Kahvaltımızı yapıp dışarı çıktık. Hava soğuktu, üstümdekilerle üşümüştüm.
"Negan, ben üşüdüm. Eve geri dönsek olmaz mı? Rahibi eve çağıramaz mıyız?"
"O dediğin mümkün değil canım. Ancak çok üşüdüysen, al." Ceketini bana giydirdi. Aslında pek istemiyordum ama üşüdüğüm için mecbur kalmıştım.
"Teşekkür ederim. Sen üşümüyor musun, üzerinde sadece bir t-shirt var."
"Oh, bir saniye. Doğru mu anladım? Sen az önce beni mi düşündün yoksa?"
"Yapma Negan, ben her daim seni düşünürüm."
"Peki, peki. Şakaydı."
Evlilik işlemini halletmek için Negan rahip olarak özellikle Gabriel 'i istedi. Bu yüzden bir süre beklemek zorunda kaldık. Neden özellikle Gabriel tercihi olmuştu bilmiyordum, benim için pek bir önemi de yoktu. Hem nasılsa sonra laf arasında söylerdi. Bundan dolayı aklımı gereksiz sorular ile doldurmadım. Malûm soru soruldu, evet dedik kurtarıcılar alkışladı. Bu evliliğin benim için gerçekliği tartışılırdı ancak heyecanlanmıştım ve Gabriel konuştu:"Gelini öpebilirsiniz."
Cümlenin ardından çığlık atmak istemiştim, 7 yıl öncesinde olsaydık bu durum çok daha garip olurdu. Ancak şimdi bile yeterince garipti. Negan beni öpmek için yakınlaşıyordu hızlı davranıp alnımı işaret ettim, o da alnımdan öptü. İşte o an yine geçmişe dönmüştüm.

...

Okulun son zamanlarıydı ancak verilmesi gereken bir proje ödevimiz vardı. Ben de proje ödevimi okula kadar getirmiş ve sıramda unutmuştum. Teneffüs olduğunda dışarı çıkıp kahve almıştım ancak sınıfa geri döndüğümde proje orada değildi, çantama koymalıydım. Ek süremiz olmadığı için dersten kalacaktım. Tam bu yüzden de yangın merdivenlerine oturup ağlamaya başlamıştım, aklımda hiçbir plan yoktu. Dersin öğretmeni de epey huysuzdu, yani ölüm fermanım çoktan imzalanmıştı. Öylece ağlarken Negan Smith yanıma geldi. "Bölüyor muyum acaba?"
"Hayır." dedim eş zamanlı ağlarken.
"Hey, sakin ol lütfen. Sorununu benimle paylaş ki yardımcı olabileyim."
"Sabah sana gösterdiğim proje vardı ya hani, artık yok. Çalmışlar." Coşkulu bir şekilde ağlamaya devam etmiştim. Negan da omuzlarımı iki yandan tutarak: "Kendine gel, benim bir öğretmen olduğumu çok çabuk unutuyorsun. Clementine mi giriyordu dersine, ben konuşurum onunla." Göz yaşlarımı elimin tersiyle ittirip ona baktım. "Bunu gerçekten yapar mısın?"
Yüzüne kocaman bir gülümseme takıp bana baktı. "Dostum için her şeyi yaparım." diyerek göz yaşlarımın sonunu getirmiş ve alnıma bir öpücük kondurmuştu. İşin güzel yanı onun sayesinde kurtulmuştum, ödevimi çalan öğrenci de ceza almıştı. Negan ve ben öyleydik, şimdi ise böyle.

...

Kurtarıcılar yani konuklar alkışlamışlardı. Evlilik işi de böylelikle aradan çıkmıştı. Şimdi rahat bir nefes alabilirim diye düşündüğüm sırada Negan beni toplantı odasına götürdü. Odada Dwight, Simon ve tanımadığım bir kaç kişi daha vardı.
"Buraya neden geldik?" diye usulca sordum.
"İki gündür buradasın ve artık kurtarıcılardan biri olma vaktin geldi diye düşünüyordum."
"Negan biliyorsun, ben buaraya ait değilim."
"Kocanın yanında yaşamak için burada kalmalısın ve bunun için de söylemen gereken şeyler var."
"Negan. Neyse. Ne söylemem gerekiyor?"
"Sen kimsin?"
Ah, bu sorunun geleceğini tahmin etmeliydim. Ancak, kesinlikle üstesinden gelemeyeceğim bir soru değildi. Kıvrak zekâm ile anında cevapladım: "Ben Negan değilim, ben Smith 'im. Yeterli bir cevap oldu mu kocacığım?"
Negan memnun olmuş görünüyordu, diğerlerine de bir bakış fırlattıktan sonra doğru cevabı verdiğimi anlamıştım.
"Peki..." dedi Negan, ekledi: "Kurtarıcılar için faydalı olabilecek ne gibi bir özelliğin var?" Bu seferki soru ciddi anlamda zordu, üstesinden gelemeyeceğim bir şey var mıydı? Hayır, elbette yoktu. Cevapladım: "Ben sizler gibi ne aylak ne de insan öldürebilirim. Canlı olan hiçbir canlıya kasıtlı zarar veremem, ki aylaklar beni psikolojik anlamda çok rahatsız ediyorlar." Negan tam konuşmak için ağzını açtığında cümleme devam ettim: "AMA, kurtarıcılar için yapabileceğim en büyük yardım sevgili kocam ve sizin lideriniz olan 'Negan Smith' e iyi bakmak ve hastalanmadığından emin olmak olacaktır. Bence bu faydama kimsenin itirazı olmaz."
Negan gururlu bakışlar ile beni süzüyordu, diğerleri de tatmin olmuşa benziyordu. Artık eve gitmek istiyordum. Bunu dile getirmem uzun sürmedi, Negan 'ı kolundan çekiştirdim. "Eve gidelim artık." Negan gülümseyerek bana baktı ve konuştu: " Ah evet dostlarım. Biliyorsunuz biz yeni evli bir çiftiz. Yani takdir edersiniz ki artık gitmeliyiz. Bal-ayı için öneriniz var mıdır acaba?"
Negan 'ın bu cümleleri beni bir gün öldürecekti. Çok utanıyordum, utancımdan kıpkırmızı olmuştum. Elbette birlikte olacak değildik ancak düşüncesi yeterliydi.
"Negan, sus." dedim fısıldarcasına. Duyduğu an kahkahayı patlattı o da. Yerin dibine girmiştim, keşke ciddi anlamda girebilseydim.
"Tamam, sakin ol. Hadi gidelim."

Negan the FUC*KING Smith Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin