31.

80 5 3
                                    

Kitabın sonuna geldiğimde saat çoktan gece yarısı olmuştu fakat Negan ortalıkta yoktu. Ortada bir sorun olduğu belliydi ve benim bunu öğrenmem gerekiyordu.
Zaman geçmek bilmeyince Rick ile konuşma kararı aldım ve telsizi elime alıp konuşmaya başladım.
"Rick, orada mısın?"
"Evet, buyur?"
"Müsait misin acaba?"
"Aslında pek değilim."
"Oh, beni alabilir misin diye soracaktım, Negan eve gelmiyor."
"Çünkü o burada, haberin yok muydu?"
"Hayır, bana pek iyi davrandığı söylenemez."
"Bunun sebebini biliyorum. Merak etme, seninle ilgili bir sorunu yok."
"Sebebini öğrenemez miyim peki?"
"Biraz sabırlı ol, yakında öğrenirsin. Dinle, kapatmalıyım."
Bir süre düşüncelere daldım. Negan 'ın bu halleri benimle ilgili değilse ne ile ilgiliydi ya da kim... Beni aldatıyor muydu? Hayır o yapmazdı.
Çok uykum vardı ama bu durumda nasıl uyuyabilirdim. Sabırlı olmaya, düşünmemeye çalışıyordum. En sonunda kendimi bırakıp uykuya daldım.

Ağlayan bebeğin sesiyle uyandım. Negan evde değildi, Henüz gelmemişti. Sabah olduğunda mutlaka burada olur diye düşünerek kendimi sskinleştirdim ve bebeğime odaklandım. Gaz sancısı var gibi görünüyordu, sürekli ağlıyordu. Belki de eve hakim olan negatif enerji onu da etkilemişti ama gaz sancısı olduğunu anlayabiliyordum.
"Ağlama hiç, baban gelecek ve sorun kalmayacak..." naif bir ses tonu ile konuşuyor, hem onu hem de kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.
En sonunda gazını çıkarmayı başarmıştım. Geri uyumak için yatağa uzanmış saati bir kontrol etmiştim. Zaten sabahtı, saat tam beşti ve Negan yoktu. Evet, sabahtan beri yoktu.
Geri uyumaya çalıştığım sırada dış kapının açıldığını duydum ve ayağa kalktım. Negan gelmişti.
"Neden ayaktasın sen?"
"Neredesin sen?"
"Seni ilgilendirmez."
"Seni ilgilendirmez."
"Böyle konuşmak haddin değil Eve."
"Neden, sen tanrı mısın?"
Negan bir anlığına duraksamıştı.
"Beni zorlama."
"Sen de beni. Merak ediyorum da, hiç umurunda mıyım acaba?"
"Öyle olmasa eve dönmezdim."
"O zaman konuş benimle Negan, neler oluyor?"
Oflayarak yatağın kenarına, yere oturdu.
"Otur yanıma."
Yanına geçtim.
"Carl, o çok hasta. Bulaşıcı mı bilmiyorum, fakat durumu kötü."
O an başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Kendim dışında kimseyi düşünmediğimi anlamıştım. Ancak Negan bu durumu neden benimle paylaşmamıştı ki...
"Neden bana söylemedin?"
"İstedim ama siz onunla çok yakındınız ve bu durumun seni kötü etkilemesinden korktum."
"Şimdi etklenmedim mi sence, sen bana soğuk davrandığında bu beni etkilemedi mi?"
"Daha az etkilemiştir Eve, biz Carl 'ın öleceğini sanıyorduk. Bir düşünsene..."
"Ya şimdi, o nasıl?"
"İyileşiyor, çok yavaş."
"Onu buraya getirmelisin."
"Merak etme, doktoru oraya götürdüm. Tıbbi malzemelerin çoğunu da öyle."
"Bundan sonra ne olacak peki?"
"O iyileşecek, ara sıra görmeye gidebileceğiz."
"Bu iyi bir haber."
"Öyle."
Konuşmamızı sonladırmış yatağa uzanmıştık. Yine de aramızda bir soğukluk olduğunu hissediyordum. Ne varki çekiniyordum ve bu konuyu konuşmak istemiyordum.
Bir süre bomboş yatakta yattıktan sonra kalkma kararı aldım. Kendime sıcak bir kahve yaptım, peşinden Negan yanıma gelince kahveyi ona uzattım. O da uzun bir gece geçirmişti, ihtiyacı olduğunu düşündüm.
"Uyuyacağım, içmemem gerekiyor."
"Gece uyuyamadın değil mi?"
"Malesef hayır."
"Bugün çok işin var mıydı?"
"Neden sordun?"
"Bugün dinlen, elimden geldiğince işlerii halletmeye çalışacağım. Sana yardımcı olmak istiyorum."
"İyi olurdu, fakat yapabileceğini sanmıyorum."
"Neden olmasın, Dwight bana anlatabilir. Öğrenebilirim."
"Eve, çık dışarı. Yapabiliyorsan yap. Beni yorma."
"Peki, hemen."
Heyecanla Negan gibi giyinmek için dolabımı açtım. Aynı onun gibi giyinmek istiyordum. Deri ceketimi beyaz tshirtümü ve siyah pantolonumu aldım, ütülemeden giydim. Çünkü Negan 'haftanın on günü' aynı şeyleri giyip ütüsünü bozuyordu. Ne de olsa onun gibi olmalıydım.
Üzerimi giyindikten sonra botlarımı giydim. Yok olmamın tam vaktiydi, eğer böyle giyindiğimi görseydi Negan ya beni yollamazdı ya da zorba bir şekilde dalga geçerdi. Bu yüzden kapıdan hızla çıkıverdim.

Dwight 'ı bulmuştum. Bir süre bana işler hakkında bir şeyler anlattı.
"Anladın mı?"
"Bilmiyorum..."
"Her şeyi boşuna mı anlattım Eve?"
"Hayır, aslında anladım gibi..."
"Anlat o zaman."
Aklımda kalanları anlattım.
"Eksiklerin var ama tamamlarız. Ayrıca sadece Negan gibi giyinerek onun seviyesinde olacağını düşünmedin değil mi?"
"Senin gibi giyinmemi mi tercih ederdin?" Ufak bir kahkaha atmıştım.
"Hayır?" Sorgular şekilde bir bakış atıp konuşmasına devam etti: "Bu işler şakaya gelmez Eve, anlayabiliyor musun?"
"Aptalmışım gibi davranma, elbette anlıyorum."
"İyi o zaman işlere koyul."
"Hey, patron benim, sen işe koyul."
"Çabuk öğreniyorsun, fakat bilmeni isterim ki bu benim için geçerli değil."
"Of ya."

Negan the FUC*KING Smith Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin