Sersemlemiş bir şekilde peşinden gittim ve bir arabaya bindik. Yoldayken pek konuşmadık ama "Orada doktor var mı?" diye sormayı ihmal etmedim.
"Doktor mu? Var."
"Rahip, peder ya da rahibe var mı?"
"Evet, var."
"Tamam."
Sustuğumda çoktan krallığa gelmiştik.
"Seni Ezekiel ile tanıştırayım."
"O kim?" diye kulağına fısıldadım.
"Krallığın sahibiyim." dedi adam.
"Tanrım, fısıldamıştım. Nasıl duydunuz."
"Anlaşılan fısıldamayı bilmiyorsun." dedi ve güldü.
Tanımadığım yabancıların arasında ne yapıyordum ben, bir an düşündüm. Yaptığım şey çok saçmaydı ancak en azından burada benimle ilgilenecek insanlar vardı.
"Kaplanı görmek ister misin?" Carol konuştu.
"Kaplan mı? Gerçek kaplan mı?"
"Kaplanın sahtesi mi olur?" dedi Ezekiel.
"Gerçeğini görmedim ki sahtesini bileyim."
"Beni takip et o zaman." Hiç tanımadığım bir adamı sırf kaplan görmek için takip ediyordum. Ne yapıyordum ben böyle?
Kaplanı biraz okşadı ve adamla konuşmayı denedim.
"Neden buradayım ben?"
"Açık konuşmak gerekirse, güvende olman için. Rick ve Negan her şeyi sonlandıracaklar ve krallık Rick 'in tarafında, sen de Rick istediği için buradasın. Birazdan biz de onlara katılacağız ama merak etme yalnız olmayacaksın, Carol burada seninle kalacak."
"HAYIR!"
"Ne?"
"Lütfen Negan 'a bir şey yapmayın o savaşmak istemiyor, neden bir olmak yerine savaşıyorlar. Lütfen onları durdurun bayım, size yalvarıyorum..." gözlerim dolu sesim boğuk bir şekilde yalvarmıştım.
"Bunun için çok geç, üzgünüm..."
"Lütfen, yalvarıyorum. En azından telsisinizi verin, lütfen."
"Alabilirsin. Fakat Negan 'a nerede olduğunu söylemesen daha iyi olur."
Teşekkürler. Telsizi elime aldım ve konuştum:"Negan lütfen çok dikkatli ol Rick ve diğerleri savaşmak için geliyor. Sana yalvarırım, benim için dikkatli ol. Sensiz bu dünyada çok yalnızım."
"Bitti mi?"
"Ne?"
"Onlar savaşmak istiyorsa biz de savaşa karşılık vereceğiz. Ben kurtarıcıların lideriyim, bunu unutuyorsun."
"Negan onlar çok tehlikeli lütfen beni dinle."
"Krallıkta sana iyi davranıyorlar mı?"
"Evet ama konuyla ne ilgisi var ve sen bunu nereden biliyorsun?"
"Önemi yok. Dinle, seni seviyorum ve bu bittiğinde seni oradan alacağım sadece bana güven."
"Güveniyorum..."
"Tamam, kapatmalıyım."
Konuşmamız bitti ellerim titriyordu ne yapmam gerektiğini bilemiyordum.
"Lütfen, Rick ile de konuşmama izin verir misiniz Bay Ezekiel?"
"Tanrı aşkına izin veriyorum işte, neyi bekliyorsun?"
"Oh, pardon. Özür dilerim."
"Dileme."
Rick ile konuşmam gerekiyordu. Ben de bunu gerçekleştirdim.
"Rick, benim Eve."
"Merhaba Eve.
"Lütfen Negan 'ı öldürme sana yalvarıyorum. Tutsak edebilirsin, işkence edebilirsin ama öldürme. Ona ihtiyacım var."
"Sen güvende misin?"
"Beni duymadın mı?"
"Duydum ama kazanacağımızı nereden biliyorsun?"
"Bilmiyorum, sadece Negan kazansa bile sana zarar vermeyeceğini biliyorum. Çocukların için o seni öldürmezdi, sen de yapma."
"Bilemiyorum. Kapatmalıyım."
Gözlerimden yaş akıyor soğuk soğuk terliyordum. Eğer bu bir kâbussa hemen sonlanmasını diliyordum. Yere çöktüm, Ezekiel bana bakıyordu.
"Hadi, çocuklar gelmek üzere şurada bir ev var. Sizin için hazırlamıştık. Çocuklar geldiğinde orada kalacaksınız. İstediğin bir şey varsa yardımcı olmaya çalışırım. Carol zaten burada olacak."
"Bir şey istemiyorum. Orada çocukları bekleyeceğim."
"Peki."
Eve girdim ve benim için hazırlanan odadaki yatağa yığıldım, cenin pozisyonunda ağlamaya başladım. Sadece tanrıya dua edebiliyordum. Elimden başka bir şey gelmiyordu, lanet olsun.
Evin içinde sesler duymaya başladım, biri adımı söylüyordu. Gözlerimi araladım.
"Eve?"
"Kimsin?"
"Biziz, Carl ve Judith."
"Tanrıya şükür, sonunda tanıdığım birileri. Carl siz iyi misiniz?"
"Evet, ya sen?"
"Hiç iyi değilim." Tekrar gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
"Eve, ağlama. Neden ağlıyorsun?"
"Baban Negan 'ı öldürecek. Çok korkuyorum." O anda karnıma bir ağrı saplandı ve bir anda çığlık attım."
"Eve, iyi misin!?"
"Carol 'a söyle doktor çağırsın. Canım çok yanıyor."
"Tamam, hemen geliyorum."
Judith 'i yanıma bıraktı ve hızla evden çıktı. Acıdan bayılacak kıvamdaydım ve Negan yanımda değildi. Bir süre sonra Carol doktor ile birlikte yanıma geldi ve doktor beni muayene etti. Doktora bir bakış attığımdaysa endişeli bakışlarını farkettim.
"Ne oluyor doktor?"
"Doğum başlamak üzere."
"Ne? Negan olmadan bunu yapamam onu içimde tutacak bir ilacınız yok mu?"
"Malesef, doğum gerçekleşmezse bebek size zarar verebilir. Acilen doğumu yapmamız gerekiyor."
Carol ve Carl 'a dolu gözlerle baktım. "Lütfen Negan 'ı getirin, onsuz bunu başaramam."
"Korkarım ki bu imkansız tatlım."
"O ZAMAN EN AZINDAN LANET OLASI TELSIZI GETIRIN ONUNLA KONUSMAM GEREK. UHHH!" sesim yükselmişti ve acıdan inlemeye başlamıştım. Carl doktorun istediği malzemeleri Carol da bir telsiz getirmişti. Doğum başlıyordu. Benim tek derdim ise Negan ile konuşabilmekti.
"NEG- UHHH"
"Eve neler oluyor, sen iyi misin?"
"Negan doğum başladı. Lanet olsun neden hâlâ yanımda değilsin?! Ahhh!"
"Eve şu an şaka için doğru zaman değil tatlım."
"Ne şakasından bahsediyorsun Tanrı aşkın- ohhhh! Canım çok yanıyor Negan. Sensiz nasıl başaracağım bunu?" Ağlamaya başladım.
"Eve ağlama, güçlü ol tatlım. Ne olursa olsun oraya geleceğim, bekle beni."
"Zaten bir yere kıpırdayamıyorum!"
Telsizin sesi kesildi. Negan gelecekti, emindim. Yakalanacak da olsa gelecekti. Geldi de.
Bulunduğumuz odaya hızla girdi.
"Kapı çalma adetin yok mu senin!" diye bağırdım ve ıkınmaya devam ettim. Başımı yana çevirdiğimdeyse koruyuculardaki doktoru gördüm. Negan doktoru da getirmişti.
"Tanrıya şükür!" diye bağırdım ve sonrasında bilincimi kaybettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Negan the FUC*KING Smith
FanfictionNegan aşkoyla hikaye şeysi, ağzıma layık hikaye yazan az kişi olduğu için yazma kararı aldım. Filmle bağlantılı gitmeye çalışırım. Iyi okumalarr...