Herkese merhaba sevgili ailem.
Genellikle bu kısımlar çok okunmaz ama bu seferlik okuyor olursunuz İnşaAllah. İlk yazma deneyimim değil, uzun zamandır bu dünyanın içine çekildiğim bir kurgudur. Birkaç arkadaşlarıma da taslak bölümlerini attım. Beğenildi. Umuyorum sizlerde beğenirsiniz ve benim gibi bu dünyanın içini görebilirsiniz.
15.06.2023 Buraya başlama tarihinizi atarak ailemize ne zaman katıldığınız tescillenebilir :d
🎵Sena Şener-Porselen Kalbim 🎵
.
.
.
Bu şeyin ne zaman başladığını hayal meyal hatırlıyorum. Başlangıcını hiçbir zaman öğrenemediğim ama hepimizin hayatını alt üst eden bu hastalık. Adı dahi konulamayan bir anda dünyanın felaketini getiren bu, bu, bu ne olduğunu bilmediğimiz lanet.
Ben ne kadar hastalık diye adlandırsam da teyzem bir çok şey söyler ama en çok söylediği ise MAHKUM. 'Bedenlere hapsolmuş ruhlar' diye kısaca bahseder onlardan. O yüzdendir ki her gördüğünde o şeyleri öldürür.
Teyze dediğime bakmayın kendisi daha 22 yaşında genç bir kız. Ben 15 yaşındayım. Teyzem, annemin en küçük kardeşi. 1 tane daha teyzem ve dayım var. Ya da yoklar bilmiyorum. Doğrusu dayım çoktan öldü. Ama diğer teyzemden hiçbir zaman haber alamadık.
Ben, onur, teyzem ve teyzemin 2 arkadaşı ,Alper ve Serkan abi, bir de Alper abinin kardeşi Cafer ile şuan yolda ilerliyoruz.
"Onur, Serra'nın elini bırakma." Diye uyardı teyzem. En arkadan o yürüyor ve grubu koruma görevini o üstleniyordu. Aslında grup umurunda mı bilmiyorum ama Onur ve beni kesinlikle koruduğu bir gerçek.
"Şebnem şehirden hemen uzaklaşmayalım. Sakin bir yerde konaklayabiliriz. Erzak sıkıntımız olmaz."
Diye söyledi teyzemin yanında yürüyen Alper abi.
Teyzem onu duysa da bir tepki vermedi. Sürekli gözleri etrafı taramakla meşguldü.
Alper abi teyzemin koluna dokunduğunda teyzem aniden durup gözlerini Alper abiye sinirle dikti. Eliyle tuttuğu koluna bakıp tekrar ona baktı. Alper abi anında teyzemin kolunu bıraktı. Ve teyzemden uzaklaştı. Kardeşi Cafer'in yanına geldi.
Teyzemle göz göze gelmemle önüme dönmem bir oldu. Ne kadar bir grup gibi yürüsek de Teyzem diğerlerini bizden uzak tutmaya özen gösteriyor. Bazen onlarla bırakmak zorunda da kalıyor.' İnsanlar mı daha tehlikeli yoksa bu Mahkumlar mı?' Teyzem bunun cevabını biliyor gibi. İnsanlar'ın daha tehlikeli olduğunu düşünüyor. Tabi herkes bunun farkında.
Meşhur bir söz vardı. Kime aitti, kim söylemişti bilmiyorum ama söz şöyleydi: Ölülerden korkma dirilerden kork.
Doğrusu bizim ölülerde diri gibi bir araftalar sayılır ama teknik olarak ölü olma özelikleri daha baskın.
Alper'in kardeşi Cafer ise benden iki yaş büyük, arada bir arkasına bize doğru baksa da teyzemin korkusundan tam bir iletişim kuramadı bile.
Bir yerde durmak ve ağlamak istiyorum. Kaç gündür yaptığım gibi. Bunlar neden oldu? Bu başımıza gelende ne? Kafamda o kadar soru ve kalbimde o kadar çok acı sızılar var ki...
Önümüzdeki yollar harap olmuş. Tıpkı hepimizin hayatları gibi.Yan tarafımızda koca bir orman, aşırı sessizliği ile beni ürkütüyor. Ben bu kadar korkuyorsam Onur kim bilir ne haldedir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHKUM : ARAF İLK VE SON
Tiểu Thuyết ChungYaşamak, bizlere bu dünyada verilen en özel armağandır. Ama bizler bu armağan arasında sıkışıp kalan 'MAHKUM'lar dünyasında olsaydık. İnsanlığa bahşedilen bu armağandan geriye ne kalırdı? Ruhları olmayan bedenlerin MAHKUM olduğu dünyada ailesinden...