"ya birini öldürdün ya da seokjin hyung nihayet sana düzgün bir yemek hazırlamış."
jimin üniversiteye gelirken gördüğü birkaç güzel çiçeği defterine karalarken duymuştu tae'nin sesini.
"ikisi de değil ve birini öldürdükten sonra mutlu olacağımı düşünmen konusunda endişelenmeli miyim?"
yüzünü kaplayan şüphe kırıntılarıyla bakıyordu tae'ye.
"yani, hayatında endişelendiğin bir şeyler varsa tabii," taehyung oturdu ve jimin'in çizimine baktı.
"biraz okb ve germofobi ile karışık asperger sendromum bu görüşüne kesinlikle katılmıyor."
tae kıkırdadı.
"bitiksin ha."
jimin abartılı şekilde göz devirdi.
"ee niye mutlusun o zaman sen?"
"mutlu değilim. neden böyle düşündün?"
çizmeye devam etti.
"çünkü sadece neşeliyken çizim yaparsın. seni tanıyorum. üzgünken dans edersin ve keyfin yerindeyken de daima bir şeyler karalarsın."
"bunu fark etmemiştim... şey. sanırım abime hiç benzemeyen biriyle mükemmel bir plan hazırlığı içinde olduğumdan heyecanlıyım sadece, bu iş konusunda büyük umutlarım var."
tae kaşlarını çattı.
"dediklerinin hiçbirini anlamadım."
"pek zeki olmadığından kaynaklanmış olabilir."
tae ona ölümcül uyarılar veren gözleriyle baktı.
"bu senin fikrindi şapşal, normalde abimin hiç sevmeyeceği bir oğlan bulmak. jin'le gerçek anlamda hiç ortak özellikleri olmayan birisi vardı, numarasını buldum, konuştuk ve şu anda bu konuda bana sahiden yardım ediyor."
tae dudağını dişleyerek kafa karışıklığı içinde jimin'e baktı.
"bunu niye yapıyor ki? çıkarı ne?"
"yani, seokjin'le randevulaşmak. abimin nasıl göründüğünü biliyorsun. her üçümüz beraber takıldığımızda onun üzerine düşecek gibi oluyorsun."
"olmuyorum," jimin gözleriyle arkadaşına bıçaklar fırlatıyordu.
"ooofff, tamam, gerçekten öyle oluyor... yine de hâlâ çocuğun karşılığında bir şey istemeden yardımcı oluyor olması konusunda endişeliyim."
"bu konuda sıkıntı yok bence, yanımdayken bana bir tür sakinlik hissi veriyor. kendi durumumu da pek açıklamama gerek olmadı, sendrom hakkında çoktan bilgisi varmış ve gayet anlayışlıydı."
"pekala bunda anlayış gösterilmeyecek bir şey yok zaten. biraz farklısın, şüphesiz, ama durumunda herhangi yanlış bir şey yok. seni tanıyan insanlar seni aynen olduğun gibi seviyor."
jimin bakışlarını masaya düşürdü. dobra iltifatlar onu biraz utandırmışa benziyordu.
"teşekkürler tae. bana daima kendimi iyi hissettiriyorsun."
"arkadaşlar bunun için var. şimdi bana jungkook'la olan planlarınızı anlat."
"pekala jin'le olan ilk buluşmalarını ayarlamadan önce biraz daha takılmak istiyor. böylece onu daha iyi tanıyabilir."
tae mırıltılar çıkardı.
"zekice. onunla yalnız kalma konusunda sıkıntı yok değil mi? seninle gelmemi ister misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
randevu : jikook
Fanfictionjimin abisine iyi bir sevgili bulmak için çıktığı randevuda jungkook ile tanıştı. ( © all rights are belong to poppyvalo on ao3 )