daha önce iki ders yapmış olduğu pratik odasına girdiğinde kimsenin olmaması şaşırtmıştı jimin'i.
bu da ne...
"herkes nerede?" içeride oturan jungkook'a yönelik sordu, kendisini beklemiş olmalıydı.
"seni ana pratik odasında bekliyorlar. hoseok son dersine bir sürü kişinin katıldığını görünce sizi daha büyük bir salona almak durumunda kaldı, gel benimle. sana göstereyim."
jimin genci takip etti, birkaç dakika içinde genelde hoseok'un derslerini burada yaptığı, hınca hınç dolmuş stüdyoya girmişlerdi. en az otuz yeni kişi görüyordu, jungkook'a bir bakış atmadan önce derin bir nefes aldı.
"bunu yapabilirsin. sen muhteşem birisin, hakkında epey konuştular. hatta kareografinin videolarını ve gizlice çekilmiş birkaç fotoğrafını bile paylaştılar. herkes yeni ateşli öğretmenden haberdar olmak istiyor ve... ben de bu beni hiç rahatsız etmiyor gibi davranacağım..."
jimin gülümsedi.
"çok komiksin," dedi bir adım ileriye giderken, çok geçmeden yine gerilemişti.
"bunu yapabilirim, değil mi?"
jungkook başını salladı.
"elbette yapabilirsin."
"çok kişi var ve alan da kocaman, kimse beni duyamayacak, ben de bağıramam ki..."
görünüşe göre bazı endişeleri vardı.
"bunun için kulaklıklar var, taktığında herkes seni net bir şekilde duyacak."
jimin'in yüzü aydınlandı.
"ah... bu iyi o zaman. tamam, hallederim, teşekkür ederim."
jungkook sevgilisine el salladıktan sonra tıpkı kendisi gibi son dersi izlemek için buraya gelmiş olan hoseok'un yanına oturmaya gitti.
fakat jimin kulaklık takımını gördüğü an tüm bu kabloları sırtından tek başına geçiremeyeceğini fark etmişti.
siktir...
pekala, bu konuda güvenebileceği tek insan vardı.
"jungkookah..."
genç olan hızlıca geldi, biraz endişeli şekilde büyüğüne bakıyordu.
"evet?"
"bana yardım edebilir misin, kabloları arkamdan geçiremem ve başkasının yapmasını da istemiyorum..."
"elbette." jungkook titreyen elleriyle mikrofon ve kabloları aldıktan sonra derin bir nefes alarak jimin'e döndü.
"sana dokunmamaya çalışacağım, gerçekten, ama yanlışlıkla değersem falan lütfen parmağımı ısırıp koparma çünkü onlara ihtiyacım var, ki bence güzel ve epey uzunlar-"
jimin gülmeye başladı.
"tanrım, jungkook... ne garipsin. yap işte sadece, asla zarar vermem. sana güveniyorum."
böylece jimin, gencin yardımıyla kulaklık takımını takmayı kolayca başarıyor gibiydi. önce jimin mikrofonun aparatını kulağına yerleştirmiş, ardından jungkook tişörtünü tutup teninden uzaklaştırmış ve kabloları içerisine yollamıştı, büyüğüne hiç dokunmuyordu, en sonunda da ufak batarya kutusunu önündeki manzarayı -bu da sevgilisinin kalçası oluyordu- inceleyerek jimin'in beline taktı.
"işte, oldu. hazırsın hyung."
jimin ona en sıcak tebessümüyle teşekkür ettikten sonra nihayet yapması gereken şeye başladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/339125651-288-k747746.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
randevu : jikook
Fanfictionjimin abisine iyi bir sevgili bulmak için çıktığı randevuda jungkook ile tanıştı. ( © all rights are belong to poppyvalo on ao3 )