jimin biriyle ilk cinsel yakınlaşmasını yaşadıktan sonra farklı hissetmiş miydi?
hissetmişti.
bu tam istediği ve hayal ettiği gibi miydi?
nereden bilebilirdi ki? bunların hiçbirini yaşayacağını hiç düşünmemiş ve hayal etmemişti fakat yaşamıştı ve şimdi de düşünebildiği tek şey buydu.
"suratsız, neyin var senin bugünlerde? yemeğini bile nadiren yiyorsun..." tae jimin'le öğle yemeklerinde oturuyor oldukları masaya yerleşti, böylece jimin derin bir nefes almış ve bu konuyu tae ile konuşmanın akıllıca olup olmadığını düşünmeye başlamıştı. bazı sorular sorması gerekiyordu.
"düşünmeyi kesemediğim bazı sıkıntılarım ve garip düşüncelerim var."
"ne hakkında? jungkook mu? ikiniz iyi gidiyor musunuz? yani demek istediğim seni ne zaman arasam berabersiniz, sesin de iyi geliyor... yanlış giden bir şey mi var?" tae tüm ilgisini arkadaşına verebilmek için yemeğine ara verdi.
"um... biz iyiyiz... sanırım... düzenli olarak görüşüyoruz, dışarı çıkıyoruz, beraber kahve içiyoruz, sinemaya gidiyoruz, beraber yemek yememiz için kütüphaneye geliyor..."
"saçmalamayı bırak da konumuza gel, neden üzgünsün?"
jimin gözlerini devirdi.
"birinin seninleyken zevk aldığını nasıl anlarsın?"
tae kaşlarını çatarak soru hakkında düşündü.
"pekala bu kolay. etrafındayken mutlu olduğunu görürsün, çok gülüyordur, seni yeniden görmek istiyordur, dokunmak, veya konu sensen dokunmamak, ve..."
"...cinsel anlamda dedim."
tae nefessiz kaldı.
"ne? ne demek cinsel anlamda? siz ikiniz... sen... jimin!"
belli ki şaşkındı.
"hayır. eğer sorduğun buysa seks yapmadım."
"o zaman neden bilmek istiyorsun?"
"um... şey... seks yapmadık. ama şey yaptık... um... bir şey yaptık... ve... şimdi hiçbir şey yapmıyoruz ve neler döndüğünü bilmiyorum."
jimin domates gibi kızarıyordu.
"ilk öncelikle, ne yaptınız? ve ikinci olarak bu 'bir şey' ne zaman oldu?"
"birkaç hafta önce..."
"birkaç hafta önce?? ve bana şimdi mi söylüyorsun? bana? en yakın arkadaşın olması gereken kişiye? park jimin, benim bilmediğim yeni bir kankan falan mı var?"
jimin göz devirdi.
"gerçekten bu kadar abartmak zorunda mısın?"
"zorundayım. çünkü sen, en yakın arkadaşım, henüz tanışmadığım bir oğlanla bir şeyler yapıyorsun ve tanrı bilir belki de ağzında penisi vardı, ya da sikik bir ön sevişme yaşıyordunuz ama ben kimim ki bileyim? ben sadece senin hiçbir şeyden haberi olmayan en yakın arkadaşınım!"
belki de tae sinirliydi.
veya agresif.
kesin olan şuydu ki jimin şaşkındı.
"tae... bu sadece... konuşulması utanç veren konular."
"penisi ne kadar büyüktü?"
"tae!" jimin'in gözleri irileşti.
"bilmiyor musun yoksa söylemek mi istemiyorsun?"
jimin ona ölümcül gözlerle baktı. hiç eğlenmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
randevu : jikook
Fanfictionjimin abisine iyi bir sevgili bulmak için çıktığı randevuda jungkook ile tanıştı. ( © all rights are belong to poppyvalo on ao3 )