Çok düzenleme fırsatım olmadı, keyifli okumalar 💛
__"Louis," dedi Jay. "Kapıda biri var hayatım."
Louis, yıkadığı son tabağı durulayıp kenara bıraktı, ıslak ellerini küçük havluya silerek mutfaktan çıktı. Kapıya geçtiğinde karşısında Harry'yi beklemeyerek şaşırmış, sonrasında ise kalbindeki hızlanmayla gülümsemişti.
"Oh, merhaba Harry."
"Nasılsın?" diye sordu Harry gamzelerini gösteren gülüşüyle.
Bugün, diğer günlerden farklı olarak takım elbise giymemişti. Kollarını dirseklerine kadar kıvırdığı sarı, lacivert çizgileri olan bir gömlek giymişti. Üzerine geçirdiği örgü kahverengi süveter ve beline kadar ulaşan krem rengi pantolon ona farklı bir hava katmıştı. Gömleğinin yakalarını açık bırakmış, kahverengi bir kemer takmış ve krem rengi bir ayakkabı giymişti. Ah... Oysa Louis onun karşısına paspal bir hâlde çıkmıştı.
"Şey, iyiyim. Sen?"
Harry, elinde tuttuğu hasır sepeti kaldırıp dişlerini gösterecek şekilde güldü. "Hava bugün muhteşem! Seninle piknik yaparak iyi olmayı umuyorum."
Louis gözlerini iri iri açarak, "Benimle mi?" diye sordu.
Kahkaha atarak, "Tabii ki seninle! Aksi mümkün mü?" diye sorduğunda, Louis'nin utanarak başını eğip gülüşünü saklamaya çalışması, Harry'ye, eşini kolları arasına alıp her yanını öpme arzusu uyandırıyordu. Ancak şimdi olmazdı. O henüz bu kadar hassasken yapamazdı.
"Beni nereye götürmeyi düşünüyorsun Harry?"
"Sürpriz dersem yine de benimle gelir misin?"
"Gelirim tabii ki."
"Güzel!" Harry eşinin elini kavrayıp çekiştiriyordu ki, "Bekle!" dedi Louis onu durdurarak. Harry anlamaz bir hâlde kendisine dönünce, "Üzerimi değiştirmem gerek," diye açıkladı.
Harry'ye göre buna gerek yoktu, vakit nakitti! Ancak yine de, "Tamam," diye gülümsedi, onun sıcacık elini istemeden bırakarak. "Ben buradayım."
Louis odasına geçince, Harry, kendisine dolu gözleriyle bakan annesi Jay ile göz göze gelerek sevinçle güldü. Göğsüne sığmayan bir hevesle, "Beni hatırlayacak," dedi daha çok kendine anlatır gibi. Sonra arabaya dönüp birçok kez, "Beni hatırlayacak," diye tekrar etti.
On dakika sonunda kapıda Louis göründü. Yüksek belli bol siyah pantolonu içine, üç düğmesini açık bırakarak giydiği kısa kollu mavi gömleği sıkıştırmıştı. Siyah bir kemer takmış, siyah kundura ayakkabılarını giymişti. İncecik ayak bilekleri kısa pantolonu sayesinde açığa çıkmıştı. Tüm bunların yanında pespembe olmuş yanakları ve heyecanla alt dudağını ısırmış hâli, Harry'yi mest etmeye yetiyordu.
Onun için araba kapısını aralayıp, "Louis Styles, önden buyurun lütfen," dedi.
Louis kalbine konan tatlı bir neşeyle yerine oturacaktı ki, koltuğun üzerinde, kraft kartona sarılı bir buket pembe kasımpatı olduğunu fark ederek duraksadı.
Şaşkın ve heyecanlı bakışlarla onu kucaklayıp, burnuna götürerek kokusunu çektikten sonra Harry'nin kocaman gülümseyen ve bu yaptığından memnuniyet duyan yüzüne baktı.
"Çok güzeller, Harry. Teşekkür ederim."
"Her zaman..."
Louis kucakladığı çiçeklerle yerine kurulup Louis Styles diye aklından geçirmeye başladğında, Harry'nin sesine çok yakıştığını düşündü, ancak hafıza kaybı yaşaması sebebiyle bu, elbette Louis'ye tuhaf geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remember Me 🌻 | Larry ✔
RomanceLouis hiç bilmediği bir evde uyandıktan sonraki günler boyunca gizemli bir adam tarafından takip edildiğini fark eder. Adamı her gördüğünde hem ürker hem de derin, karmaşık ve kalp sızlatan hisler duymaya başlar. Gizemli adam bir gün karşısına çıktı...