Louis bacaklarını sağ yanına çekmiş hâlde tekli koltukta otururken, elinde tuttuğu Jane Asuten'in Aşk ve Gurur kitabının sayfalarını rastgele açıp kısaca göz gezdiriyordu. Harry'den aldığı ilk kitaptı, ancak iki yılın çoğu anısını hatırlayamadığı gibi kitabın içeriğini de bilmiyordu.
Yanındaki ikili koltuğa birilerinin oturduğunu fark ederek bakışlarını kaldırdı. Lottie ve Felicitie yan yana oturmuş, merakla kendisini izliyordu. Lottie on dört, Felicitie ise on iki yaşındaydı. Louis'nin çalkantılı hafızası onları da etkiliyordu.
Louis kitabı kapatıp dizleri üzerine koyarken, "Bir şey mi oldu kızlar?" diye sordu.
Felicitie çenesini Lottie'nin omzuna yasladı. "Sen şimdi hiçbir şeyi hatırlamıyor musun Lou?"
"Her şeyi değil. Sadece son iki seneyi."
"Başın ağrıyor mu peki?"
"Ara sıra," diye açıkladı. Günlerdir aynı çatı altında olsalar da kızların okulu, Louis'nin istirahati ve saatlerini Harry'le geçirmesi sebebiyle çok fazla bir arada oturup sohbet etme şansları olmamıştı.
"Bu şey ne zaman bitecek peki?"
Lottie kız kardeşinin alnına hafifçe vurup onu omzundan uzaklaştırdı. "Soru sormayı kes artık, sersem. Çok yorgun."
"Ama merak ediyorum."
"Fazla merak iyi değil."
"Harry merak etmenin ve araştırmanın güzel bir şey olduğunu söylüyor. Bir dedektif gibi."
"Ama sen dedektif değilsin."
"Ama merak edebilirim."
"Kızlar," diye uyardı Louis. Onlar da atışmayı kesip mahcupça kendisine döndü. "Ben iyiyim, gerçekten. Başım da şu an ağrımıyor. Sadece hiçbir şey aklımda net değil, maalesef."
"Harry diğer günler gibi, yine seni almaya gelecek mi?"
"Şey... Bilmiyorum."
"Harry'le oturduğun eve kalmaya gidecek misin Lou?"
"Henüz hazır hissetmiyorum," diye mırıldandı.
Eşini, eşiyle bir arada bulunduğu evi ve içindeki anıları hatırlamıyordu. Keşke hatırlayabilseydi de içindeki o boşluk ve yabancılık hissi hemen kapansaydı! Günler önce kaçtığı eve gidip kalmayı o kadar istemiyordu ki, orada kalmak ona çok korkunç geliyordu. Çünkü orada Harry vardı ve Harry'yi hatırlayamadığı, onun gözleri kendisine aşkla bakarken kendisinin Harry'ye bu derece bir yakınlık gösterememesi Louis'ye her dakika acı çektiriyordu.
"Gitme, ben burada kalmanı seviyorum." Felicitie'nin kaygıyla söylemesi üzerine Louis istemeden gülümseyerek, "Ben de seviyorum." dedi.
"Ama o zaman Harry özler," dedi Lottie kız kardeşine doğru. "Bencillik yapma."
"Onu burada istemem bencillik değil ki... Harry de kalabilir ama ben abimin burada olmasını daha çok seviyorum. Bir aradayız çünkü."
Lottie gözlerini devirdi ve kucağında tuttuğu albümü açıp Louis'ye döndü. "Sana hatırlaman için fotoğraflar getirdik Lou. Görmek ister misin?"
Louis ikisi arasına oturduğunda, iki kız da ona yapışıp fotoğraf albümünü kucağına koydular. Felicitie heyecanla parmağını bir fotoğraf üzerine koydu. "Bak, buradaki sen ve ben!"
"O kadarını hatırlıyor," dedi Lottie huysuzca. Abisinin iki buçuk seneyi hatırlayamaması onu çok üzüyordu ve bu durum onun için bir şekilde hep sinire dönüşüyordu, çünkü üzüntüsünü belli etmekten çekiniyordu. Felicitie de elbette kız kardeşinin bu kadar öfkeli biri olmadığını biliyor, sadece tepkilerine ses çıkarmıyordu. Üzüntüsünü ancak böyle dışa vurabilen bir kızdı ve böyle de kabul edilmişti. Felicitie kabullenme konusunda daha olgundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remember Me 🌻 | Larry ✔
Storie d'amoreLouis hiç bilmediği bir evde uyandıktan sonraki günler boyunca gizemli bir adam tarafından takip edildiğini fark eder. Adamı her gördüğünde hem ürker hem de derin, karmaşık ve kalp sızlatan hisler duymaya başlar. Gizemli adam bir gün karşısına çıktı...