7.10 (ARKA KOLTUK)

523 65 45
                                    

Louis, hastane odası önündeki bekleme sandalyesinde otururken, elini tutan eşi Harry'ye bakışlarını çevirip gülümsedi. Harry de gülümsedi, ancak içindeki fırtına, Louis'nin düşüncelerinden daha yoğun ve kasvetliydi. Çünkü Harry, eşinin bu son seferki hafızasını kaybetmeden önceki durumunu çok iyi biliyordu. Her şey normalken böylesine bir hafıza kaybı yaşaması akıl kârı değildi. Mutlaka kötü bir mesele vardı.

Doktorun odasındaki son hastadan sonra içeriden çıkan bir hemşire ikisini de çağırdı. İçeriye geçip doktorun karşısındaki masaya oturduklarında, Doktor Kluth'un elinde, Louis'nin kafatasına ait röntgen film fotoğrafı duruyordu.

"Louis, önceki kafatası filminde görünen o ki, dikiş atılan yer haricinde bir şişlik söz konusu değil. Ancak bu rapora göre, kafanın arkasında bir darbe izi var."

"Bir yere çarpmış olabilir mi?" diye sordu Harry. Gözlerindeki kaygı hem eşi hem de doktor tarafından izlenebiliyordu.

"Muhtemelen bu şişlik bir darbe sonucu oluştu. Merhem ve ilaç yazıyorum, ancak fiyatı oldukça pahalı."

Louis temkinli yaklaşarak, "Fiyatı ne kadar ki?" diye sorduğunda, Harry direkt, "Ne gerekiyorsa alırız," diye atıldı. Louis de sessizliğe bürünüp bir şey diyemedi. Harry'nin endişesine ve hararetine bakılırsa, fiyatı ne olursa olsun onu vazgeçiremeyecekti.

Doktor Kluth yüksek dereceli olduğu belli olan gözlüğün ortasından itip, reçete kâğıdına şekilsiz el yazısıyla bir şeyler karalayarak Harry'ye verdi. "Birkaç haftaya şişliğin geçeceğinden eminim. Tanrıya şükür ki, beyin kanaması gibi bir durum yaşamamışsın."

"Evet... Sanırım en iyi kısmı bu," dedi Louis.

"Tam olarak hafıza kaybı yaşadığın gün neler olduğu hakkında bir fikrin var mı?"

"Şey... Çok değil. Sadece yatakta uyandım ve başımın arkasında, işte tam o şişliğin olduğu yerde bir ağrı vardı. Ama öncesine ait nasıl olduğuyla ilgili hiçbir fikrim yok."

"Kafa travmaları sana yeni hafıza kayıpları yaşatabilir, Louis. Kendine çok dikkat etmen gerekiyor. Hiçbir şey hatırlamıyorsan bu süreci hızlandırabilmek için seni bir psikoloğa yönlendirebilirim."

"Aslında her şeyi olmasa da bazı anıları kesik kesik hatırlayabiliyorum."

"Bu iyi bir şey, ancak dediğim gibi, sadece durumu hızlandırmak adına..."

Louis Harry'ye baktıktan sonra derin bir nefes alıp yeniden doktora döndü. "Aslında... Şimdilik iyiyim, belki sonra," dedi. Doktor Kluth ısrar etmediğinde de oradan ayrıldılar.

İkisi de arabaya geçti. Harry direksiyon başında, daha arabayı çalıştırmamışken öylece durup ön camdan bakındılar. Louis'nin, bu sessizlikte aklına doluşan düşünceler sebebiyle gözleri usulca dolmaya başlamış, ağlamamak için alt dudağını kemiriyor, hızlanan soluklarıyla birlikte parmaklarını sıkıp duruyordu. Harry'nin sıcacık elini, mart ayının kasvetli havasına rağmen elleri üzerinde hissedince, dolu gözlerini kaldırıp ona baktı. Yeşil gözleri ve gözlerini çevrelemiş uzun kirpikleriyle güven hissinin baş kahramanı gibiydi o anda. Ağlamak istemesini de düşüncelerini de okuyor gibiydi.

"İyi olacaksın."

"İstediğim tek şey var... Senin mutlu olman, Harry."

"Sen iyi olduğunda hissedeceğim tek duygu bu olacak."

"Anlamıyorsun," diye sızlandı titreyen sesiyle. "Doktorun dediklerini sen de duydun, ben hastayım! Her zaman dikkat etmem gerekecek bir hastalığın içindeyim hem de! Başıma ne oldu bilmiyorum bile, her şey tekrar ediyor ve bu daha bir başlangıç gibi."

Remember Me 🌻 | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin