Sara adındaki yetim kız, 11 yaşında mektup alır. Kısa süre içinde Hogwarts adındaki büyücülük okuluna kaydı yaptırılır. Seçmen şapkaya ilerler ve kafasına geçirir. Slytherin seçildiğinde bir çocuğun yanına oturur. Çocuk bunu tersler ve yanından kalk...
Uyandığımda yatağımın içindeydim. Biri üstümü örtmüştü ama kim? Her neyse... Tom'u gerçekten özlemiştim. Bir duşa girdim. Bugün odamdan dışarı çıkmayı planlamıyordum. Pijamalarımı giydim. Yatağımı topladım. Pansy çoktan çıkmıştı. Yatağıma oturdum ve kitap okumaya başladım.
Kapı çalmıştı. Bu kimdi şimdi?
Sara: Girebilirsin?
Tam o an içeri girdi. Ne? tam karşımda Tom Riddle duruyordu. Her kızın hayran olduğu o soğukkanlığı ama ruhu temiz olan Tom Marvolo Riddle!
O an şokumu görmeliydiniz. Hareket edemedim. Kaskatı kesilmiştim resmen!
Sara: S-Sen..
Tom: Böyle mi geleceksin? Hadi çabuk hazırlan bekliyorum kapının dışında.
Şoku atlatır atlatmaz Tom'a sarılmıştım. Bildiğin sarılmıştım. İtmedi. Ağzını açmadı. Hafif gülümsediğini hissettim. Anında geri çekildim. Kapının dışına çıkarsa ve yine kaybolursa?
Sara: A şey T-Tom sen burada kal. Ben Tuvalette değiştirip geliyorum hemen!
Mükemmel kombin parçalarını alıp tuvalete koştum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Çanta yok)
Üzerime bunları giydim ve hızlıca oradan çıktım. Saçlarım. Saçlarım ıslaktı..
Sara: Saçlarımı kurutmam lazım...
O an hiç beklemediğim bir şey oldu. Tom Kurutma makinesini çıkardı ve sandalyeye oturmamı işaret etti. Oturdum. Saçlarımı nazikçe kuruttu ve taradı. Huzuru iliklerime kadar hissettim o an.
Tom: Hazırsın. Çıkalım.
Gülümsedim ve odadan çıktık. Çok güzel, çimlerin olduğu açık alan bir yere gittik. Etrafta ağaçlar vardı. Baktığımda piknik alanı kurulmuştu. Bana bir piknik hazırlamıştı. Yanda da minik bir hediye paketi vardı. Tom hediye paketini eline aldı ve bana uzattı.
Tom: Aç hadi.
Yavaşça açtım. İçinden iki yüzük ve iki kolye çıkmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sara: Bunlar...
Tom gümüş kolyeyi elimden aldı ve kendine taktı. Aynı zamanda yüzüğü de kendi parmağına takmıştı.
Diğer kolyeyi de elimden alıp boynuma taktı yüzük parmağımı narince tuttu ve yüzüğü geçirdi.
Tom: Bunları hiçbir zaman çıkarmayacağına söz verir misin bana Sara?
Sara: Söz, söz veriyorum Tom.
Tom: Pekala şimdi kolyeyi aç.
Anlamsız gözlerle ona baktım. Kolyeyi açtığımda içinde Tom'un bir fotoğrafı vardı. Çok güzeldi. Saçları.. yüzü. Her bir detayı muhteşemdi. Kendi kolyesini açtığında ise benim resmim vardı.
Tom: ne olursa olsun yanında olmamı istiyorsan o kolye boynunda dursun Sara. Yüzük ise... Zamanı geldiğinde anlarsın.
Gözlerine daldım o sıra. Mutluluktan ve şaşkınlıktan ağlayacaktım. Evlilik teklifi alsam bu kadar şaşırmazdım sanki. Şoku uzun süre atlatamadım. Baya zaman sonra kendime geldim ve yemek yemeye başladık. Sohbeti sarıyordu. O kadar güzel konuşuyordu ki. Öpmek istesem o konuşan dudaklarına kıyamazdım. Ne? Ne düşünüyorum ben?...
Tom: Ben yokken derslere girmemişsin Sara?
Sara: Peki nerdeydin sen?
Tom: Özel bir durum diyelim. Anlatılmayacak kadar büyük... özür dilerim
Diye mırıldandı o ara. Bir şey diyemedim. Tüm gün vakit geçirmiştik. Mutluydum çünkü yanımdaydı. Çünkü vakit geçiriyorduk!
Saat 22:28 olmuştu.
Sara: Tom... Benim galiba uykum geldi.
Tom: Uyuyalım.
Sara: Efendim?
Tom: Yani uyu. Dinlen. Bugün çok yordum seni.
Sara: Güzel bir gündü. Teşekkür ederim Tom :)
Tom: Ne demek
Odama gitmiştim. O da kendi odasına. Çıldırıyordum. Çok güzel bir gün geçirmiştim! Pansy'e her şeyi anlatmak isterdim fakat gözlerim kapanıyordu. Yarın sağlam bir kafayla ona her şeyi anlatacaktım. Üstümü değiştirip pijamalarımı giydim ve anında uykuya daldım...