𝒯𝒪𝑀 𝑀𝒜𝑅𝒱𝒪𝐿𝒪 𝑅𝐼𝒟𝒟𝐿𝐸 / 𝐓𝐡𝐞 𝐝𝐚𝐧𝐠𝐞𝐫 𝐢𝐭𝐬𝐞𝐥𝐟

B.17

Tom'un Anlatımıyla
  Babam Voldemort tekrardan ani bir toplantı yapmıştı. Hogwarts'ın etrafına Ruh emiciler konulmuştu ve Voldemort'un Hogwarts'a girmesini engelliyorlardı. Bu sorunu çözmemiz gerekti. Ne kadar istemesem de babamı dinlemek zorundaydım. Kısa sürdüğü için hızlıca içki ve çerezleri alabilecektin. Merak ederlerse Mattheo onlara bunu söyleyecekti. İçki ve çerezleri alır almaz Hogwarts'a girdim odaya gittiğimde Mattheo idare etmiş görünüyordu. Her şeyi yerleştirdikten sonra oyun seçmek için kura çektik. Fazladan oyunlar yazdık ve bir tanesini çektik. Klasik oyunlardan biri gelmişti. "Doğruluk mu, Cesaretlik mi?"

Sara'nın Anlatımıyla
   "Doğruluk mu, Cesaretlik mi?" Çıkmıştı. Partide de olduğu gibi eğer söylemek ya da yapmak istemezsek 2 Shot atıcaktık.

Mattheo: Çeviriyorum

Mattheo: Pansy Tom'a soruyor

Pansy: Doğruluk mu Cesaretlik mi?

Tom: Doğruluk

Pansy: Daha önce bir kızla beraber oldun mu?

Tom: 1 Kez.

Kimdi bu kız? Kıskanç biri olarak görünmek istemiyorum. Ağzımı açmayacağım, açmayacağım, açmayacağım.

Sara: Kim o?

Tom gülmeye başladı. Komik bir şey mi demiştim?

Tom: Komik bir şey demedin Sara

Sara: Sen zihnimi mi okuyorsun?

Toma'a öldürücü bir bakış atmıştım çünkü zihnefend yapması hoşuma gitmemişti. 

Tom: Peki hoşuna gitmiyorsa yapmam tabi :)

Sara: Bak yine yaptın!

Daha çok gülmeye başlamıştı. Onunla beraber bende güldüm.

Sara: Çeviriyorum... Mattheo bana soruyorsun

Mattheo: Doğruluk mu Cesaretlik mi?

Sara: Doğruluk

Mattheo: en utandığın bir anını anlat

Hayır bunu söyleyemezdim. Yoksa bu ikisi benimle dalga geçerlerdi. Tom içmememi söylemişti ama yapıcak bir şeyim yok 2 shottan bir şey olmaz.
2 shot attım. O anıma gelirsek, yetimhanedeki bir oğlan çocuğu tüm iç çamaşırlarıma ve kıyafetlerime gizlice yeşil boya döküp 1 hafta boyunca herkesin içinde bana "Her şeyinle Hulk'a benziyorsun Sara" diyip gülmüştü. Yetimhanedeki tüm çocuklara yayılmıştı ve özellikle büyükler benimle dalga geçmişlerdi.

Sara: Kusura bakma Tom. Bunu söylemek istemiyorum ve oyunun kurallarına da uymak zorundayım.

Ben konuşurken Mattheo çoktan çevirmişti.

Mattheo: Ben Pansy'e soruyorum. Doğruluk mu Cesaretlik mi?

Pansy: Cesaretlik

Mattheo: Hmm.. Rastgele iki Slytherin öğrencisinin kapısının altına bir kağıt at. Kağıdın içinde "Şamarcı Söğüt ağacında buluşalım. Seni bekliyor olacağım. ~Hayranın" yaz.

Pansy: Mattheo'ya Cesaretlik dersek bu olur işte. Her neyse..

Pansy bunu yaptı ve Rastgele slytherin öğrencilerinin kapısının altından kağıtları fırlattı.

Pansy: Umarım karşılaşıp kavga etmezler.

Sara: Umarım

Mattheo: Çıkarsa kesin izleyeceğim ahaha

Pansy: Kaostan mı besleniyorsun Mattheo?

Mattheo: Aynen öyle

Pansy: Kaos kim Mattheo?

Mattheo Pansy'e bakıp gülmeye başladı fakat Pansy ciddi gibiydi. Bu ciddiliğinden dolayı ben de gülmeye başladım. Sonra ise oyun devam etti. 4 kişi olduğumuz için dakika başı bana çıkıyordu. Ve galiba sarhoş oluyordum. Tom da fazla içmişti. Benden daha fazla içmişti. Oyun sonunda dağılıyorduk. Pansy Mattheo'yla kalacaktı o yüzden Mattheo ile gittiler. Tom ile baş başa kalmıştık.

Sara: Tom sana bir şey sorabilir miyim?

Tom bana bakmıştı. Ona yaklaştım. Nefesini yüzümde hissedebiliyordum.

Sara: Her gittiğinde gerçeği mi söylüyorsun yoksa bahane mi uyduruyorsun?

Tom: Bunları şimdi konuşmasak güzelim?

Tom nefesini boynuma vererek konuşuyordu. Kitlenmiştim. Hiçbir şey diyemiyordum. Sonra ise... Dudaklarını dudaklarımda hissettim. Karşılık verdim. Elleri belimi sararken benim de bir elim yanağında diğer elim omzundaydı. Beni kucağına aldı ve yavaşça yatağa bıraktı. Yanıma uzandı. Sarıldı ve uzun uzun öptü.

Sara: Yorgun hissediyorum.

Tom: Uyuyalım balım

Gözlerimi kapattım ve ikimiz de uyuduk.