"O nedenle mi dün sorguya çektin bizi? Anladım şimdi. Jiyang onun kaza öncesi hayatını bilmediği için ben ona farklı geliyordum. Sadece yüz benzerliği. Ah elbette yanıklar için estetik de oldum ama genel hatlarıma dokunulmadı. Peki Yibo sen nasıl bu kadar iyi tanıyorsun San'ı?"
¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬
"San'ı yalnızca ben tanımıyorum. Moda dünyasında olan herkes tanıyor. Jing örneğin. İtalya da olmasına rağmen tanıyor. Kazayı ve yüzünü anlattığın zaman o da etkilendi. Podyumda ki herkes de tanırdı. San kapalı biri değildi. Çabuk samimiyet kurardı. Benim bir ayrıcalığım var. Ben onu küçüklüğünden beri tanıyorum. Evlerimiz çok yakındı."
"Hımm bunu dün belirtmemiştin. Neyse şokla unutmuş olabilirsin. Şimdi biz Jing ile şehir turuna çıkıyoruz. Sizinle haftaya buluşuruz. Ahh Jing de gelecek mi bu buluşmaya?"
"Jing ile sözleşmeyi imzaladık. Biz beşimiz olacağız. Üzgünüm şirket prensibi. İş konusunda katı ve tavizsizim."
"Anladım. Hadi Jing çıkalım Milano'ya benim gözümden bakalım biraz. Jiyang, Cheng görüşürüz. Yibo üzgünüm önceden sözleşmiştik biz. Sonra görüşmek üzere hoşça kalın."
Onlar gittikten sonra Yibo da kalkmalıydı ama nedense oturuyordu. Bir şey mi söyleyecekti?
"Jiyang, burnumu sokmuş olmazsam, siz neden Zhan'ın yalnız çıkmasına izin veriyorsunuz? Hem de hiç tanımadığınız biri ile."
"Güzel söyledin. O güzel burnunu çek. Zhan nereye kimle gideceğine kendi karar verir. Jing, evet ben de çok sevmiyorum o çocuğu ama Zhan'a bir şey yapamaz. Yapmaya kalkarsa da Zhan onu bir güzel benzetir. Merak etme dövüş sanatlarında kuşağı olmasa da sıkıdır. Ha tabi bazıları pis tuzaklar kurabiliyor doğru. Ama ondan da nasibini aldığı için daha da dikkatli. Asla kimsenin verdiği içkiyi almaz, sırtını dönmez, dışarıda veya evdeyken bizsiz içmez. Bir kere yapmış o şerefsiz. Tüm hayatını neredeyse... Off tatsız konular bunlar. Bazılarına güven yok işte kısacası bu. Zhan ise kimseye güvenmez biz ve kendinden başka."
"Çok kötü bir duygu güvenmemek. Ben de Xuan harici kimseye güvenmem. Sırtından bıçaklanınca öyle oluyor. İzninizle kalkıyorum. Rezervasyon yaptırınca haber veririz. Görüşmek üzere hoşça kalın."
Yibo ihanetten söz ettiğinde aslında San'ı kastetmiyordu. Asıl ihanet Yao'dan gelmişti. Kardeş gibi gördüğü kişi, onu sırtından vurmuş, çok sevdiği kişiden ayrılmasına sebep olmuştu. Bununla da kalmamıştı olay. San ona gelirken kaza geçirmiş ve ölmüştü. Yibo bu ihanetin peşindeydi.
"Okey Yibo bekliyoruz hoşça kal."
Yibo'nun ardından ikisini de düşünce almıştı. Yibo sürekli ihanete uğramaktan söz ediyordu ama kendi ihanetini unutuyordu.
"Cheng sen haklısın galiba. Bu işte bir bit yeniği var. Yibo ihanete uğradığından dem vuruyor ve üzgün. Hiç tuzak kuran birinin düşünce ve sözleri değil bunlar. Zhan'ın şimdilik bilgisi olmasın. Lulu neler buldu veya bulacak ona soralım. Hem bu düşüncemizi de söyleyelim. Hazır Zhan yokken konuşmalıyız."
Jiyang özel telefondan aradı Lulu'yu.
"Görüşmemiz gerekiyor mutlaka. Biz oraya gelemeyiz. Sen ofise gel orada konuşalım."
"Tamam Jiyang yarım saat sonra oradayım."
"Kalk Cheng, ofise gidiyoruz."
Diğer tarafta Lulu ve Yuchen birbirine bakıyordu. Önemli ne olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Betrayal & Revenge ~ Yizhan ~ İhanet & İntikam
FanfictionMucizeler her şeyin ve herkesin ikinci bir şansı hak ettiğini gösterir. Bu söze hem inanıyorum hem de inanmıyorum. Ben bir mucizeyim ve ikinci bir şans verildi bana. Bu mucize Tanrı tarafından bahşedildi ve mucizeye biri de yardım etti. Ama her...