2-Acı Kamp

21 3 0
                                    

Hayat size ne getiriyorsa onu yaşıyorsunuz. Ben Kuzey ile bir ömür seçerken ayrılık sürüldü önüme. Sevdiğim adam tarafından. Tepe takla oldu tüm umutlarım, hayallerim, aşkım.

Bu noktadan sonra umut, hayal ve aşk yok benim için. Gömdüm hepsini. Korkaklıksa korkaklık. Ama ben artık dibini görmediğim suya atlamam. Bu kadar yarım bırakıldıktan bu kadar terketildikten sonra asla olmaz.

Emin adamlar var hayatımda. Amaçlarım var. Ve şimdi tek amacım ayaklarımın üzerinde sapa sağlam durabilmek. Durabileyim ki bir daha yıkılmayayım.

Bu konuda en büyük dersi babam ve Kuzey verdiler bana.

Hastaneden çıktıktan sonra bedenen toparlandım. Ruhen... Şimdi değil. Henüz değil. Ama olacak oda.

Geçmeyecek olan bu acıyla yaşamayı, güçlü durmayı her şeye rağmen öğreneceğim. Şimdi biraz yanmam gerek acımın ateşinde.

İlk adımım ise arkadaşlarımla okul kampına gitmek. İki günlük gezi için son hazırlıklarım tamamdı. Mert, Kaan ve olmazsa olmazım canım Burçinimle yola çıkmaya hazırdım. Okuldan kalkacak olan otobüse binecektik. Hepimiz sohbet ederek bekliyorduk. Sanırım bu yolculuk bana iyi gelecekti.

Mert ve Burçin espirilerle Kaan'a takılırlarken bende kahkahalarımı tutamıyordum.

Kaan bana "Eee Narin hanım. Gülün gülün elime düşersiniz siz benim." demesiyle birlikte Burçin'in yanıma gelerek "O benim göz bebeğim, ona laf yok." demesi ve Mert'in Kaan'ın ensesine geçirmesi bir oldu.

Kahkahalarla gülerken zevzek Kaan'ın yanından geçen bir kızı görmesiyle yanımızdan uzaması bir oldu. Hepimiz önce şaşkınlıkla birbirimize baktık. Aramızda sessizliği bozan ilk Mert oldu ve "Beceriksiz kazanova iş başında. Yine başımıza iş açacak. Dayak yemese bari." demesiyle tekrar kopmamız bir oldu.

Bu sırada gözlerim tam karşımızda yan yana duran ikiliye takıldı. Keşke görmeseydim. Ama buna alışmam gerekli. Güçlü olmaya canım yana yana, kanaya kanaya alışacağım.

Kalpsiz yine o kızla idi. Kız onun koluna girmiş ciddi ciddi konuşuyorlardı.

Mert yanıma geldi. Halimi anlamış olacak ki destek olmak için kolunu omzuma attı ve "Konuşmak istemediğini biliyorum. Burçin dedi konuyu açmayın diye. Tehdit bile etti kızım, can güvenliğim tehlike altında benim." diyerek beni de kendini de gülümsetti. Bu sırada hissetmiş gibi Kalpsizin gözleri bana değdi. O kahve harelerde bir çok duygu dolaştı. Pişmanlık üzüntü. Yada bana öyle geldi. Bilemedim. Ben kalbimin atışının normalin üzerine çıkması ile uğraşırken onun gözleri omzumda ki kola değdi. O an anlamadığım bir sinir bulandı harelerine. Yeşillerim ellerine indi. Yumruk yapmıştı. Yerinde kımıldandı. Adım atacak oldu benim kalbim ise patlayacak raddeye gelmişti bu sırada. Durdu aniden. Alaylı bir gülümseme ile kıvrıldı dudakları. Yanındaki sarışını kollarının arasına aldı. Ve ben bittim.

Mert ise tüm bu olanlardan sonra kulağıma eğildi ve "Dostun olarak hep yanındayım. Ne zaman istersen dinlerim seni. İçinde tutma." diyerek çekildi. Gülümseyerek Mert'e baktım.

Evet iyi gidiyorum.

Yıkılmak yok be kızım. Güçlü dur.

Güçlü ifademi bozmadan tekrar kalpsize baktım. Kızı kolunun katına almış bana bakıyordu yine. Ona umarsız bir bakış attım. Saçlarımı ellerimle toplayarak sağ tarafıma aldım. Bunu yaparken onun gözleri ellerime ve saçlarıma kaydı. Çekmedi gözlerini saçlarımdan. Hep saçlarımın onun zaafı olduğunu söylerdi pis kalpsiz. Yalancı. Bu sırada Mert'in eli saçlarıma dokundu. Kalpsizin ifadesi tuz buz oldu ve kızdan kolunu çekti. Bense ona olan umursamaz ve alaycı bakışlarımı zerre değiştirmeden "Ölüler hakkında konuşmayı sevmem Mert. Şimdi benim ona dair tüm duygularım öldü. Onun benim için öldüğü gibi." dedim. Mert destek olmak için eliyle kolumu sıvazladı. "Her şey daha güzel olacak inan bana." dedi. Kalpsiz ise artık son derece sinirli bir ifadeye bürünmüştü. Boynundaki damarları kabarmış, çenesi kasılmış, rengi ise kıpkırmızı olmuştu. Ona son kez alayla gülümseyerek baktım. Yanındaki kız onun elinin üzerine ellerini yerleştirince onlara arkamı döndüm. Mert'in sırtına kolumu doladım. Kafamı omzuna yasladım.

KALPSİZİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin