Ya kimse vote vermiyorr.
Neyse.
Hedefe ulaşamadık ama olsun.(Efeşkişkaşkomuzun ağzından devam)
Çok acele ediyordum. Kirli olan kıyafetlerimi ortak kullanılan çamaşır makinesine götürmek üzere dışarı çıktım. Koridordan çamaşır odasına girip boş olan bir makineye kıyafetleri attım. Haziran da ordaydı.
Ulan Efe, ne çabuk böyle aşık oldun kıza? Daha yüzüne bile bakamıyorsun.
Nerden bileyim.
Ona her baktığımda, bütün acılarımı hatırlıyordum. Bütün tokat yiyişlerimi, sevgisizlik acısını, annemin bana son sözlerini söyleyerek kendini asmasını...
Çok iyi hatırlıyordum. Kahverengi, toprak gözlerinin içinde gömülüyordum. Yüzüne bakmak istiyordum, o şaheseri daha fazla izlemek istiyordum. İçinde kaybolarak gömülmek, parçalara ayrılmak istiyordum.
Bakamıyordum ama...
O şaheserin yüzüne bile bakamıyordum. Hızlı adımlarla odadan çıktım ve hemen kendi odama girip kendimi yatağa attım. O güzelliği düşünüyordum.
***
Gözlerimi araladım. Uyuyakalmıştım. Hemen saate baktım. Saat daha 6'ydı ve dersin başlamasına iki saat vardı. Banyoya girerek bir duş aldım. Çıktığımda saat 6.29'du. Sonra ise ders çalışmaya başladım.
Yaklaşık yarım saat sonra kapı sesi geldi. Kim gelmiş olabilirdi ki? Kapı sesi daha da yükseldi. Hemen kapıyı açtım.
Haziran kapıdaydı.
Gözleri ağlamaktan olaki kıpkırmızı olmuştu. Tişörtünün omuz kısmı biraz yırtılmıştı. Kıyafetleri mahvolmuştu.
"Efe..." diyerek üzerime düştü. Hemen kucağıma aldım ve kalçalarını ellememeye çalışarak yatağımın üstüne koydum.
Bana baktı ve şunu dedi:
"Taciz edildim..."
"Ne?.."
Hemen odadan çıkarak alt kata indim ve o üvey köpeği buldum.
"Polat Köpeği! Nasıl yaptın lan bunu!"
"Seni uyarmıştım abiciğim."
Başını elime aldım ve duvara iki kere vurdum. Burnu kanadı ama hala gülüyordu.
"Ulan gerizekalı! Kimsin lan sen?! Nesin lan?!"
"Ben Uğur Bayram'ın oğl-"
Yüzüne bir tokat attım. "Üvey oğlu Polat! Üvey!" diyerek yüzünü duvara tekrar vurdum. Ve bir kere daha. Kahkahalarına devam ediyordu.
Manyak.
"Canım yanmıyor abiciğim. Hemde hiç." dedi kısık sesle. Onu yere attım. Odadan çıktım. Çıktığımda bir yerden ağlama sesleri geliyordu. Bir kızındı. Hemen odama gittim.
Haziran yatakta yatmış bir şekilde ağlıyordu.
"Önce sakinleş. Ne yaptı sana?" dedim ifadesizce. Yüzüne bakmaya çalışıyordum ama bakamıyordum...
Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı, "Kütüphanedeydim. Tek başınaydım. Sonra bir anda iki el kalçamı sıkarak beni kendine çekti. O bizim okula yeni gelenlerdendi. Sonra beni soyunma odasına zorla götürüp kapıyı kilitledi. Sonra beni soydu. Gerçekten çok acıtıyordu Efe..."
"Onu mahvettim Haziran. Seni acıttığı kadarının bin katını ona yaşattım."
"Uyumak istiyorum."
Yanına yattım. Beklemediğim bir anda, bana sarıldı. Şaşkınca bakarken o beni kendine daha çok çekti. Ona bende ARKADAŞÇA sarıldım.
Nah arkadaşça. Hadi sevişin.
Lan.
***
Uyandığımda Haziran yanımdaydı. Saat 8.00'di. Ders başlamıştı. Haziranı uyandırmadım. Yedek anahtarımı başının yanına koydum. Kendi anahtarımı da alıp kitaplarımla odadan çıktım. Kapıyı kilitledim. O köpek tekrar gelebilirdi.Sınıfın önüne geldiğimde biri omzundan tutup sertçe itti.
"Nerde lan benim kardeşim?!"
"Kardeşin kim acaba?" dedim sakince.
"Haziran."
"Sana anlatacağım, tenefüste."
İçeri girdik. Derste hoca az önce konuştuğum kişiye, "Mert, kardeşin nerede?" diye sordu.
"Haziran, biraz rahatsızlanmış. Bu yüzden derslere girmeyecek." diyerek idare etti Mert.
***
"Anlat hemen."
"Biri onu taciz et-"
"Ne?!"
"Sakin ol. Sabah erken Haziran odama geldi ve taciz edildiğini söyledi. Taciz edeni buldum ve öldüresiye dövdüm."
"O şerefsiz kim?! Onu ben öldüreceğim."
"Yeterince dövdüm. Başını duvarlara vurdum."
"İyi yapmışsın. Şimdi beni kardeşimin yanına götür."
"Gel." dedim ve onu odama getirdim. Kapının kilidini açtım.
"Nasıl kilitledim lan, kız nasıl çıkacak."
"Yedek anahtarı yanında bıraktım."
Hemen içeri girdim. Haziran hâlâ uyuyordu. Bir anda büyük bir kahkaha sesi geldi. Arkamıza baktığımda Polat köpeğini gördüm.
Elinde silah vardı...
Hadi yaa.
Kimse okumuyor