0.1

6.1K 30 12
                                    

Telefonumun alarm sesiyle gözlerimi araladım. Alarmı kapattım ve hemen yataktan kalktım.

"Anam, anam, anam! Belim gitti lan."

Tuvalete gidip işlerimi hallettim ve soğuk kısa bir duşa girdim. Çıktığımda telefonuma bir bildirim sesi geldi. Bornozumu giydikten sonra telefonumu aldım ve gelen bildirime baktım. İkizim mesaj yazmıştı.

Mertiste: Canım kardeşim, kopya vericek misin abine.

Haziranamaisimolan: Ben senin kardeşin değilim ikizinim *göz devirme emojisi*

Mertiste: Peki ya offf. Canım ikizim hadi kopya ver ikizine.

Haziranamaisimolan: Sen bana matematikte ver, bende sana fransızca için veririm.

Mertiste: Vay çakalll. Tamam vereceğim.

Haziranamaisimolan: İyi o zaman.

Son mesajımı da yazarak telefonu kapattım ve saçlarımı kurutup kıyafetlerimi giydim.

Sonra çalışma masama oturup hafiften bir makyaj yaptım. Makyaj yapmayı seviyordum fakat ağır makyajları pek sevmezdim.

Ne o öyle bir kilo fondöten. Iyy.

Kapı sesi geldi. Kapıyı hemen açtın. Kapıya vuran Arsen'di.

"Arsen, günaydın. Nasılsın?"

"İyiyim Haziran! Sınava hazırlandın mı?"

"Gerek duymadım. Zaten Fransızcayı ana dilim gibi biliyorum."

"Ondan bahsetmiyorum. Matematikten bahsediyorum."

"O iş tamam. Mert'i kazıkladım."

Güldü, "Nasıl kazıkladın?"

"Benden Fransızca sınavı için kopya istedi bende matematik sınavında kopya verme şartıyla kabul ettim. Tek sorun matematik dersi fransızca dersinden önce geliyor! Bana kopya verir ama ben vermem!"

"Aferin lan sana! Tek sorun beş dakika içinde aşağıya inmezsek derse geç kalıcaz."

"Peki, peki!"

Hemen ayakkabılarımı giydim ve çıktım.

(okul kıyefetinin fotoğrafı istenirse atarım diğer bölüme)

Arsen ile sınıfa gittik ve Mert yanıma geldi. Ayy ikizim çok yakışıklı... Bana da çok benziyor.

"Haziran, boşver kopyayı ben Hamza'dan alacağım."

"Niye ya lütfen!"

"Sen vermezsin şimdi."

"Mert ya! Vermezsem ne olayım! Güvenmiyor musun ikizine?"

"Güvenmiyorum."

"Lütfen!!"

"Tamam ama vermezsen seni mahvederim."

"Tamam be."

Gıcık ama tatlı ikizim benim.

Arsen'e baktım ama gözü başka bir yerdeydi. Arsenin baktığı tarafa baktım. Bir taş gördüm. Dağ gördüm. Yok yok bu bir meteor resmen!

"Bu kim be..." dedim sarhoş gibi.

"Haziran, seni asla reddetmez, lütfen git tanış." dedi Arsen.

"Yok ya abartma daha yeni gelmiştir büyük ihtimalle."

"Hayır ilk hafta da geliyordu. Son iki haftadır gelmiyordu sadece."

"Oha lan ciddi misin?"

"Ciddiyim tabii ki. Git tanış çabuk!"

Doğal bir şekilde gideceğim. Doğalım değil mi? Ayyyy çok yakışıklı. Onun yanına doğru yürüdüm. Bana baktı. Simsiyah gözleri vardı. Çok güzeldi. Yanına oturdum.

"Selam, yeni mi geldin?"

Ses çıkarmadı.

"İsmin ne?"

"Efe."

Gerçekten çok yakışıklıydı. Nedense yüzüme bakmıyordu. Olsun. İlk işim onu güldürmek olacak.

***

"Lan kopya versene köpek"

"Dur bekle."

Mert'den kopya istiyordum. Matematik dersindeydik.

"Mert kağıtlarımızı değiştirelim."

"Tamam."

Hocaya baktık. Hocanın bize bakmadığı anda hemen kağıtları değiştirdik. Cevaplarımın hepsini kendisi yazıyordu. Bir süre sonra Mert kağıdımı geri verdi.

"Sağol."

"Haziran! En arkaya geç çabuk."

Of ya! Neyse cevaplarım bitti zaten. Arkaya baktım.

Efe oradaydı.

Mutlu mutlu enarkaya geçtim. Bütün ders onu izledim. O ise kağıdını bitirip kontrol etmiş camdan dışarıya bakıyordu. Zil çalınca kağıtlarımızı hocaya verdik ve ben hemen Efe'nin yanına gittim.

"Ben Haziran. Hocadan anlamışsındır." Bahçeye çıktık.

"Niye bu kadar güzelsin?"

"Ciddi misin?" diyerek gülümsedim. Ne dedi o az önce! Bunu beklemiyordum!

"Oda numaran ne?" dedi.

(Efe'nin ağzından...)

Çok mu güzeldi bu kız. Hiç bir kızdan hoşlanmamıştım. Ama bu kız...

"103. Oda."

"104."

Odalarımız yanyanaydı.

Bu kız. Çok güzeldi. İnanılmazdı.

Kahverengi gözlerine dalmıştım. Gözleri çok güzeldi.

Telefonum çaldı. "Pardon." dedim ve yanından uzaklaşarak bahçenin bir köşesine gittim.


- Ne var?

- Kapmışsın bir tane, sapıkça kahkaha atmaya başlamıştı. Manyak.

- Sanane.

- Üvey kardeşin olduğuma ve babanı beni değil seni dövmesine çok fazla kudurdun sanki.

- Neden aradın?

- O yanındaki senin olamayacak.

- Siktir be.

Telefonu yüzüne kapattım. Haziran'ın yanına geri geldim.

"Üvey kardeşin mi var?" diye sordu.

"Malesef." dedim.

***

Akşam olmuştu. Haziran yabancı dilde çok iyiydi. Ben ise kötü. Haziran sayısalda kötü ama ben çok iyiyim. Acaba birbirimize ders versek olur mu? Ben ona ders verirdim o da bana ders verirdi.

Gece birimizin odasına gelir, ders çalışırdık.

Gece...

Vote bekliyorum.
Umarım beğenmişsinizdir:)))
Hedef:  1 oy yeterr
Olunca haber verin
Öpüldünüz;))

Hayalden İbaret (+18 Smut)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin