Sabah kalkıp aynı şeyleri yaptıktan sonra, okula gidiyorum. Ama önce market. Markete girdim. Soğuk kahve, milkshake, on paket çikolata ve dondurma alıp marketten çıktım. Dondurmamı yerken, okula ışınlanmaya karar verdim.Sınıfa ışınlandım. Çoktan çoğu kişi gelmişti. Brokoli önce beni görünce korktu.
" Marya san bir anda önümde belirince korktum. Günaydın."
" Hıhı, günaydın."
Ve yerime geçtim. Sensei gelesiye kadar kahvemi de içtim. İçeriye sarı saçlı, boynunda müzik çalar gibi bir şey olan bir adam girdi. Bu ne biçim tip yahu. Ben bu tiple dışarıya çıkmaya utanırım. Bu adam gelmiş bize ders anlatıyor. Neyse ders dinlesem iyi olur. Yani kolay konular ama olsun. Bu müzik çaların anlattı dersten ne olursa artık.
Zil çaldı. Herkes birbiri ile bir şeyler konuşuyordu. Yani konuşmayanlarda vardı. Benim gibi. Sıramda oturup resim çiziyorum. Yani Midnight senseiyi çiziyorum. Aklımda kaldığı kadarıyla. Çizmeyi bitirmiş gölgelendirmeye geçiyordum ki, brokoli kafa geldi.
" Haa Marya san çok güzel olmuş. Çizim için ders filan mı aldın?"
" Teşekkürler Brokoli kafa. Ders filanda almadım. Annem için boş işler bunlar."
" Bence hiç boş işler değil. Çizmek bile bir yetenek istiyor. Ayrıca adım Midoriya. Brokoli kafa değil."
" Tamam Madoriya "
" Midoriya!! "
" tamam ya ne abarttın Midoriya"
" sonunda"
Dedi ve gitmeye başladı. İsim hatırlama konusunda iyi değilimdir. Senseilerinkini bile defterime not aldım. Dersimiz ne ki?
" Madoriya ders ne?"
" Mi - do - ri - ya"
" Peki brokoli kafa Mi - do - ri - ya ders ne?"
" Midnight sensei girecek. Dersin nasıl işleneceği o belirler. Yani kafasına göre. Bana brokoli kafa demeyi kes lütfen ve adımı da düzgün söyle. Lütfen!!"
" Tamam ya ne kafaya taktın. Bekle deftere not alayım. "
Defterimi çıkarttım ve yazmaya başladım
" Brokoli kafa = Midoriya, oldu. Şimdi unutsamda buradan bakar bakar söylerim. "
O bana garip garip bakarken sensei geldi. Hepimiz yerlerimize geçtik. Yani ben yerimdeydim. Pencere kenarında oturduğum için dışarıyı seyretmeye başladım. Bir anda rüzgar esince, Midnight sensei yi çizdiğim kağıt uçtu. Ve benim şanssızlığıma Midnight senseinin yüzüne yapıştı. Ayvayı yedim.
" Buda ne böyle" dedi Midnight sensei.
Ve kağıdı eline aldı. Baktı ve tekrar konuşmaya başladı.
" Hımm bunu kim çizdiyse güzel çizmiş. Kim çizdi bunu?"
Yavaşca elimi kaldırıp konuştum.
" Ben çizdim sensei."
" Bu bende kalabilir mi? Beni çok güzel çizmişsin. Beyendim bunu. Tabi ben her şeklide güzelim." dedi.
Kafamı salladım. Midnight sensei resmi aldı ve kaldırdı. Egolu yaşlı karı. Aman neyse yinede iyi, hoş biri.
Okul bitmiş sınıftan çıkıyordum. Kalan dört çikolatadan birini aldım ve yemeğe başladım. Bu gün yürüyerek gideceğim. Okuldan eve doğru gitmeye başladım. Markete girip yemek yapmak için bir şeyler aldım. Biraz fazla aldım nedense. Parayı ödeyip marketten çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U.A'da Bir Türk Kızı
Fanfiction"EN GÜÇLÜ KAHRAMAN BEN OLACAĞIM!! HERKESE KENDİMİ KANITLAYACAĞIM!!" Özgünlüğü üzerinde tam hakimiyeti olmayan bir kızın, en güçlü kadın kahraman olma hikayesi. Bir Türk kızı U.A da okuyor olsaydı ne olurdu? Aklıma esti ve ya...