Sabah : 06.00Sabah kalktım, rutin işlerimi hallettim. Ve iki hayırsızı uyandırmaya gittim. Nisa'nın başına geldiğim de dürttüm, bağırdım ama uyanmadı. Bende son çare olarak;
" Nisa kalk çabuk!! Eren, Batın, Özcan ve Ercan abiler geliyor!! Seni bir erkekle görmüşler!! Onu bulup döveceklermiş!!! Kalk, kalk!!" dedim.
Nisa yataktan sıçrayarak kalktı.
" Hani, hani neredeler? Hem kimle görmüşler?" dedi.
İşe yaradı. Her zaman yarar zaten.
" Sonunda uyandın. Hadi kalk okula gitmeyecek misin? Tercümanlık işi ne oldu? " dedim.
" Onu bunu geç. Abimler nerede?"
" Abinler ne yapsın burada. Ne halt işledin de rüyalarına kadar girdiler? "
" Sen dedin ya geliyorlar diye?"
" Aaa ben hiç bir şey demedim. Neyse kalk, hadi okula geç kalıcaksın. "
" Tamam, tamam kalktım. Ama senin söylediğine o kadar emindim ki. Neyse canım, okula geç kalmayayım. " dedi ve kalktı.
Şimdi Nazo var. Hemen onun odasına gittim. Hala uyuyordu. Önce dürttüm, seslendim yok. Aşağı kata indim, bir kaba su doldurdum. Sonra Nazo'nun odasına geri çıktım. Elimdeki suyu yüzüne döktüm. Yerinden sıçrayarak uyandı.
" O suyu kim döktüyse, Allah belasını versin, umarım başına gelmeyen şey kalmaz!!!!" diye kalktı.
O bunları söylerken ben çoktan mutfağa ışınlanmış kahvaltı hazırlamaya başladım. Su doldurduğum kabı ise zaten makineye teptiğim için, suç işlediğimi belli eden hiç bir şey yok.
Nazo koşarak aşağıya indi. Yanıma gelirken
" Sen döktün değil mi? Allah'ın cezası. Suratsız şerefsiz."
" Ayıp ama küfür yok. Hem ben dökmedim. Senin üstüne su dökmekle mi uğraşacağım. Hem ben suratsız şerefsizsem, sen aç gözlü pezevenk oluyorsun."
" Yalan söyleme sen döktün. Bu sefer yalanlarına inanmam. O insanları ikna etme şeyine bu sefer inanmam."
" Ya neden yalan söyleyeyim. Tövbe tövbe. Bak çok ciddiyim, ben dökmedim. Kalktım işlerimi hallettim. Japonya'daki ilk gününüz olduğu için size kahvaltı hazırlamaya başladım işte. İstersen kaçta kalktığımı da gösterebilirim. Daha on dakika önce kalktım. Bak alarmım bile on dakika önceye kurulu başka alarm da yok. " diyip, telefonumu gösterdim.
" Bakayım, haa cidden öyle. Tamam ama kim döktü o suyu?"
" Bak, Lora'nın su kabı yerinde değil. Belki o dökmüştür. Seninle oynamak için uyandırmaya çalıştığında, uyanmadıysan dökmüş olabilir. Arada yapabiliyor. "
" Hıı tamam madem. Ben hazırlanmaya gidiyorum. " diyip üst kata doğru yol aldı.
Haah bu seferde kandılar. Cidden fazla saflar mı ne?
Hazırlanıp indiler. Hep beraber kahvaltı yaptık. Onların okul saati benimkinden önceydi. Kahvaltıyı yaptıktan sonra gittiler. Bulaşıkları yıkayıp, hazırlandım. Lora'nın mamalarını da halledip evden çıktım.
Giderken her zaman girdiğim markete girip, soğuk kahve ve çikolata alıp çıktım. Okula ışınlandım.
Zil çalınca öcü sınıfa girdi.
" Bu gün, başka bir yerde eğitim görüceksiniz. Orada bize bir profesyonel kahraman da eşlik edicek. Kostümlerinizi giyin ve kapıda sıralanın." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U.A'da Bir Türk Kızı
Fanfiction"EN GÜÇLÜ KAHRAMAN BEN OLACAĞIM!! HERKESE KENDİMİ KANITLAYACAĞIM!!" Özgünlüğü üzerinde tam hakimiyeti olmayan bir kızın, en güçlü kadın kahraman olma hikayesi. Bir Türk kızı U.A da okuyor olsaydı ne olurdu? Aklıma esti ve ya...