Kayıpsız Kalibiyet , Sayılır

20 3 0
                                    


    Dışarıdan hızlıca, eğitim alanına biri girdi.

      Giren kişiye baktığımda, All Mayt'ı. İçim rahatladı. Lida yardım çağırabilmiş. Şükür yoksa Aizawa sensei yakında ölebilirdi.

" Sonunda" dedim. Rahatladığımı belli ederek.

      All Mayt, Nomu adı verilen canlı ile uğraşırken, biz diğer villianlar ile uğraşıyorduk. Canavarlarım çoğunu halletmişti zaten.

     All Mayt, Nomuyu yenince, eldivenli ve kara sis topukladı. All Mayt yenmiş olabilirdi ama fazla hırpalandı. Daha önce onu hiç o şekilde görmemiştim.

      Canavarlarımı da daha fazla göze batmasınlar diye yok ettim.
Şimdiden o kimin özgünlüğüydü, o canavarlar nereden çıktı gibi bir sürü soru, ortaya koymuşlardı.

" Marya san o canavarları kimin yaptığını gördün mü?" dedi brokoli.

" G-görmedim ne yazıkki. Acaba kimin ö-özgünlüğü?" dedim.

"Marya san neden
kekeliyorsun? " dedi.

" Haa bir şey y-yok sadece biraz başım döndü de."

" tamam. Bir yere oturup dinlen o zaman."

       Huh! Bundan da kurtulduk. Hangi pezevengin bedduası tutar? İşte benim canım arkadaşım aç gözlü Nazlım pezevenginin tutuyor.

       Şifacı kız hepimizi - ben hariç - kontrol ettikten sonra evlere dağıldık. Kötü, yorucu ama heyecanlı bir gündü.

      Eve geldiğimde yemekler hazırdı. İş bölüşmesini yapmışlar. Salonda topluydu. Yemek yedikten sonra benim mesaim başlıyordu.

      Tam koltuğa oturdum, yukarıdan koşa koşa iki kişi indi.

" Meryemmm!!! / Meryem!!"

" Bağırmayın lan!! Görende kırk yıldır görüşmüyoruz zannedicek."

" Sen iyi misin?" diye sordu Nisa üstümü kontrol ederken.

" İyiyim de, sen neden üstümü arıyorsun?"

" Neden mi? Şaka yapmıyorsun umarım? Sen ölücek kadar kötü bile olsan, hiç kimseye söylemezsin. Kontrol için çağırdılarsa bile gitmemişsindir." dedi.

      Beni döndürüp sırtıma bakmak için tişörtümü kaldırmaya başladı. Dediklerinde haklıydı. Şifacı kızın kontrollerine girmemiştim. Ve sırtımda yara vardı. Büyük mü değil mi bilmiyorum? Ama yara var. Ve şu anda yaramın olduğu yere doğru Yaklaşıyor du. Birazdan kıyamet kopucak.

" Allah'a şük- Meryem bu yara ne? Baktırmadın demi kendine? Kalk, yürü hastaneye gidiyoruz!!"

" Hiç bir şeyim yok benim. Ufacık bir yara. Abartma"

" Sana kalk dediysem kalk! Büyük sözü dinle biraz!"

" Benden altı ay büyük olman, bana emir verebileceğin anlamına gelmiyor"

" şimdi ya kalk yada ben yapacağımı bilirim!"

" Kalkmıyorum! Ne yapabilirsin ki en fazla?"

" Görürsün şimdi" dedi. Ve eline defterini, kalemini aldı bir şeyler yazdı.

" Şimdi kalk, ceketini giy ve hastaneye gidiyoruz." dedi.

       Ne olduğunu anlayamadan yerimden kalktım, ceketimi giydim ve dışarı çıktım. Özgünlüğünü kullandı demek.

       Hastaneden gelmiştik. Yarama ufak bir müdahaleden sonra, gelmiştik. Şimdi ise odalarımıza çıkmış, yatmak için hazırlanıyorduk. Üzerimi değiştirdikten sonra uyudum.

 U.A'da Bir Türk Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin